11. Hukuk Dairesi 2015/13931 E. , 2016/1211 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
.
Taraflar arasında görülen davada.... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 30/12/2011 tarih ve 2010/587-2011/732 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, ...Eyalet Mahkemesi tarafından verilen 30.06.2008 tarih ve 2 O 164/07 sayılı kararın kesinleştiğini ileri sürerek, bu kararın tanınmasına ve tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili, derdestlik itirazında bulunmuş, davanın esasına ilişkin olarak da davanın reddini istemiştir.
Davalı ... vekili, davannı reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, yabancı mahkeme kararına dayanak dava dilekçesinin Adalet Bakanlığı vasıtasıyla tebliğ edilmediği, davalıya savunma hakkı tanınmadan hüküm kurulmarak adil yargılama ilkesinin ihlal edildiği gerekçesiyle, davanın reddine karar vermiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, yabancı mahkeme ilamının tenfizi istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda açıklanan gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
Yabancı bir mahkeme kararının tenfizine karar verilebilmesi için yabancı mahkeme kararının usulüne uygun olarak kesinleşmiş olması gerekmektedir. 1965 tarihli Hukuki ve Ticari Konularda Adli ve Gayri Adli Belgelerin Yabancı Memleketlerde Tebliğine Dair Lahey Sözleşmesi"nde sözleşmeye taraf olan ülkeler arasında yapılacak tebligatların hangi makam tarafından ve hangi usul çerçevesinde yerine getirileceği belirlenmiş olup, hem
Türkiye Cumhuriyeti hem de Almanya anılan sözleşmeye taraftır.1965 tarihli Lahey Sözleşmesi ile kabul edilen istisnai tebligat yöntemlerinden biri de doğrudan posta yolu ile tebligattır. Bu yönteme, sadece sözleşmenin 10. maddesine çekince koymayan ülkeler açısından başvurmak mümkündür. Türkiye, 10. maddedeki tebligat yöntemini kabul etmeyeceğini bu maddeye koyduğu çekince ile belirtmiştir. O halde, yabancı bir mahkeme ilamının kesinleşmesi, ilamın yukarıda anılan Sözleşme hükümlerine uygun biçimde tebliğ edilmiş olmasına bağlıdır.
Somut olaya gelince, yabancı mahkeme ilamında dava dilekçesinin davalılara 10.01.2008 tarihinde tebliğ edildiği belirtilmiş, davacı vekilince de dava dilekçesinin Adalet Bakanlığı kanalıyla davalılar vekili Av. ...a 10.01.2008 tarihinde tebliğ edildiğine dair tebligat belgeleri dosyaya ibraz edilmiş olmasına rağmen mahkemece, dosya kapsamına uygun düşmeyecek şekilde dava dilekçesinin Adalet Bakanlığı vasıtasıyla tebliğ edilmediği, davalının savunma hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi yerinde görülmemiştir. Bu durumda, mahkemece, davalı şirket vekilinin kesinleşme şerhli yabancı mahkeme ilamının usulünce kesinleşmediği yönündeki itirazı gözetilerek yukarıda yapılan açıklamalar ışığında kararın tebliğine dair tebliğ belgelerinin sunulması için davacı vekiline usulüne uygun kesin süre verilerek ortaya çıkacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinden davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına bozulmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 10/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
.