14. Hukuk Dairesi 2014/12179 E. , 2015/539 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Davacılar vekilleri tarafından, davalılar aleyhine 21.11.2000, 20.01.2001, 22.01.2001, 30.04.2003. 08.02.2007 ve 23.06.2008 günlerinde verilen dilekçeler ile tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat, kooperatif üyeliğinin tespiti ve tahliye istenmesi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 19.09.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar ... ve ... vekili, davacı ... vekili ile davalı... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, arsa sahibi ile yüklenici arasındaki 19.06.1996 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yükleniciden bağımsız bölümler temlik alan davacı ..."nun tapu iptali ve tescil ile tahliye, olmazsa kooperatif üyeliğinin tespiti ve tahliye veya tazminat, diğer davacıların ise tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat taleplerine ilişkindir.
Davalı ... Yapı Kooperatifi, ... ve diğerleri vekilleri, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davacılar ... ve ... vekili, davacı ... vekili ile davalı ...vekili temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere, tüm dosya içeriğine göre davacılar ... ve ... vekili ile davalı ... Kooperatifi vekilinin tüm, davacı ... vekilinin ise diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-İnşaat bilirkişi heyetinin 22.12.2003 tarihli raporunda, inşaat halindeki A Blokun % 71,80, B Blokun % 73,80 ve C Blokun ise % 37,20 seviyesinde olduğunu belirlemiştir. İnşaat, mimar ve hukukçu bilirkişi tarafından hazırlanan 07.05.2009 havale tarihli raporunda, davacı ..."nun satın aldığı 8 adet dairenin halihazırdaki ve bitmesi halindeki rayiç bedelleri belirlenmiştir. Davalı yüklenici ...Şirketi ile davalı arsa maliki ...aralarında yaptıkları 19.06.1996 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesini 19.06.2000 tarihinde feshedilmiştir. Davalı yüklenici edimlerini yerine getirmediği gibi arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi de feshedildiğinden davacı ..."ya yapılan temlik işleminin tapu iptali yönünden hüküm ve sonuç meydana getirmeyeceği, ancak bir taahhüt işlemi olarak yükleniciyi borçlandıracağı açıktır.
Davada tapu iptali ve tescil, tahliye, olmazsa kooperatif üyeliğinin tespiti ve tahliye bunun da mümkün olmaması halinde tazminat talebinde bulunulmuştur. Gerçekten, davacı akidi olan yükleniciden 818 sayılı Borçlar Kanununun 96. maddesine dayanarak ademi ifa sebebiyle tazminat isteyebilir. Buradaki borcun nedeni, borçlunun (yüklenicinin) taahhüdünü ihlal etmesidir. Borçlunun taahhüdü, genellikle bir akte dayandığından buna “akdi tazminat”, borçlunun sorumluluğuna da “akdi sorumluluk” denilmektedir. Borçlar Kanunun 96. maddesi gereğince ödenmesi gereken tazminat ise alacaklının müspet zararıdır. Müspet zarardan da, borçlu edayı gereği gibi ve vaktinde yerine getirseydi alacaklının mameleki ne vaziyette bulunacak idi ise, bu vaziyetle mamelekin hali hazır vaziyeti arasındaki fark anlaşılmalıdır.
6100 sayılı HMK"nın 297/2. maddesi gereğince de hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin gerekli olduğu hükme bağlanmıştır.
Davacı ..."nun temlik sözleşmeleri uyarınca bedel yükümlülüklerini yerine getirdiği hususunda taraflar arasında ihtilaf mevcut değildir. Yüklenicinin mülkiyeti nakil borcu edimini yerine getirmemesi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi nedeniyle ifa da edemeyeceği anlaşıldığından 818 sayılı Borçlar Kanununun 96. maddesi gereğince davacının zararını tazmin etmesi gerekir. Bu durumda mahkemece, dava konusu bağımsız bölümlerin dava tarihindeki tamamlanmış vaziyetteki rayiç değerleri belirlenerek, davacının talep ettiği tutar da dikkate alınarak, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi gerekir.
Mahkemece yukarıda açıklanan ilkelere uygun olmayarak düzenlenen davacı ..."nun satın aldığı dairelerin hali hazırdaki ve tamamlanması halindeki rayiç değerlerini ayrı ayrı gösteren 07.05.2009 tarihli rapora atıf yapılarak 6100 sayılı HMK"nın 297/2. maddesi hükmüne aykırı olarak hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacılar ... ve ... vekili ile davalı ...vekilinin tüm, davacı ... vekilinin ise diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent gereğince davacı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, davacı ..."nun peşin yatırdığı temyiz harcının istek halinde kendisine iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.01.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.