11. Hukuk Dairesi 2020/3350 E. , 2020/5575 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi"nce bozmaya uyularak verilen 02.10.2018 tarih ve 2017/341-2018/921 sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesinin davalılar vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı temlik eden vekili, davacı ile dava dışı şirket arasında 26.07.2010 tarihli genel kredi sözleşmesi imzalandığını ve davalıların müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduklarını, sözleşme hesabının kat edilerek asıl borçluya ve kefillere ihtarnameyle başvurulduğunu, ancak borcun ödenmemesi üzerine kefillere karşı ilamsız takip başlatıldığını, ancak davalı borçluların faiz oranının fahiş olduğuna dayanarak sadece faiz oranına itiraz ettiklerini, ancak faiz oranının sözleşmenin 34/2 maddesine göre hesaplandığını ve geçerli olduğunu ileri sürerek davalıların itirazın iptaline, takibin devamına ve davalılar aleyhine %40’tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, usulüne uygun tebligata rağmen cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne, tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile takip dosyasında 252.849,29 TL asıl alacak 9.040,45 TL işlemiş faiz, 452,02 TL faizin %5 BSMV"si olmak üzere toplam 262.341,76 TL miktar üzerinden itirazın iptali ile takibin asıl alacak 252.849,29 TL’ye takip tarihinden itibaren %33 oranında temerrüt faizi ve faizin %5 BSMV"si yürütülmek sureti ile devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, hükmolunan miktar üzerinden hesaplanan %40 icra inkar tazminatı olan 3.796,99 TL’nin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş olup, hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesi’nin 08.12.2015 tarihli ve 2015/3924 esas ve 2015/16427 karar sayılı ilamıyla; “01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK"nın 8/1. maddesinde ticari işlerde faiz oranının serbestçe belirleneceği hükme bağlanmış, aynı maddenin 3. fıkrasında ise tüketicinin korunmasına ilişkin hükümler saklı tutulmuş, başkaca bir istisna getirilmemiştir. Aynı Kanun"un 9. maddesinde, ticari işlerde; kanuni, anapara ile temerrüt faizi hakkında ilgili mevzuat hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Anılan yasa hükmünde sözü edilen ilgili mevzuat olarak 3095 sayılı Yasa hükümlerinin amaçlandığının ve 6102 sayılı TTK"nın 8. ve 9. maddelerinin ticari işler bakımından özel hüküm niteliğinde olduğundan ticari işlerde bu hükümlerin uygulanması gerektiğinin, başka bir anlatımla 6098 sayılı TBK"nın 88. ve 120. maddeleri hükümlerinin ticari işlerde uygulanamayacağının kabulü gerektiğinden, mahkemece yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Dava dosyası, davacı temlik eden tarafından davacı temlik alan şirkete temlik edilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporuna göre, genel kredi sözleşmesinin 34/2 maddesinde belirtilen temerrüt faiz oranının gözönüne alındığı, buna göre TBK’nın 88 ve 120. maddelerinin uygulanamayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne, tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile takip dosyasında 252.949,29 TL asıl alacak, 15.258,98 TL işlemiş faiz, 762,94 TL faizin %5 BSMV"si olmak üzere toplam 268.971,21 TL miktar üzerinden itirazın iptali ile takibin asıl alacak 252.949,29 TL’ye takip tarihinden itibaren %57,67 oranında temerrüt faizi ve faizin % 5 BSMV"si yürütülmek suretiyle devamına, hükmolunan miktar üzerinden hesaplanan %40 icra inkar tazminatı olan 107.588,484 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinden davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olmasına karar verilmiş olup, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davalılar vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Mahkemece davacının harcını yatırarak talep ettiği tutarın tamamı kabul edilmeyip, kısmen kabul edildiğine göre, davalılar yararına vekalet ücreti verilmesi ve davalının yargılama giderlerinden davanın reddi oranında davacının sorumlu tutulması gerekirken, bu giderlerin tamamen davacıya yükletilmesi isabetsiz olmuş, bozmayı gerektirmiştir.
3-Dava konusu yapılan takibin tarihi 05.09.2012 olduğundan, davalılar aleyhine uygulanacak icra inkar tazminatının oranı %20 olup, mahkemece %40 oranın uygulanması doğru olmamış, ayrıca davalıların takip talebindeki asıl alacağa itirazlarının olmamasına, sadece faiz oranına itiraz etmelerine rağmen, icra inkar tazminatının hesabında asıl alacağın hesaplama matrahına dahil edilmesi isabetsiz olmuştur. Davalılar tarafından sadece işlemiş faize ve asıl alacağa takip tarihinden sonra işletilecek faiz oranına itiraz edilmiş olduğundan, icra inkar tazminatının hüküm altına alınmış olan işlemiş faiz üzerinden hesaplanması gerektiğinden, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz eden davalılara iadesine, 01.12.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.