10. Hukuk Dairesi Esas No: 2018/1771 Karar No: 2018/10393 Karar Tarihi: 10.12.2018
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2018/1771 Esas 2018/10393 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2018/1771 E. , 2018/10393 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, rücûan tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece,bozma ilamına uyularak hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1-)Dava dosyası incelendiğinde; İhbar Olunan Zürich Sigorta A.Ş. vekili tarafından hükmün tavzihini talep etmesi üzerine usul ve yasaya uygun mahkemece 14.12.2017 tarihinde tavzih talebinin kabulüne dair kararın ek kararın onanmasına, 2-)Asıl hükme ilişkin yapılan temyiz incelemesine gelince; Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasa"nın 26 maddesi olup, davalının sorumluluğu kusur sorumluluğu ilkesine dayanmaktadır. 506 sayılı Yasa"nın 26/1. maddesinde, kastı, işçilerin sağlığını koruma ve iş güvenliği ile ilgili mevzuat hükümlerine aykırı hareketi ya da suç sayılabilir bir eyleminin varlığı halinde işverenin rücû alacağından sorumluluğu olanağı tanınmıştır. Aynı Yasa"nın 26/2. maddesinde ise, 3. kişinin rücû alacağından sorumluluğu için, kasıt veya kusuruyla iş kazasının oluşumuna etkide bulunma koşulu öngörülmüştür. İşveren veya üçüncü kişiler ile üçüncü kişileri çalıştıranlara rücû olanağı anılan maddede öngörülen sayılı ve sınırlı durumların gerçekleşmesi hâlinde mümkün olup, 506 sayılı Yasa"nın 26. maddesine dayalı dava kapsamında, maddedeki sorumluluk hâllerinin genişletilmesi veya genel hükümler uyarınca kusursuz sorumluluk yoluna gidilmesine olanak bulunmamakta olduğundan davalıların rücû alacağından sorumluluğu ancak, maddede öngörülen koşulların gerçekleşmesi halinde mümkündür. Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. Dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır ve hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Kısmen feragat feragat edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir. Feragat, kayıtsız ve şartsız olmalı, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. Kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. İrade bozukluğu hâllerinde, iptali istenebilir. Feragat beyanında bulunan taraf, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilir. Talep sonucunun sadece bir kısmına ilişkin ise yargılama giderlerine mahkûmiyet, ona göre belirlenir. Davalı, davanın açılmasına kendi hâl ve davranışıyla sebebiyet vermemiş ve yargılamanın ilk duruşmasında da davacının talep sonucunu kabul etmiş ise yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilmez. Davacı 03.06.2013 havale tarihli ıslah dilekçesinde bir kısım alacaklarından feragat etmişse de feragat edilen yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir O halde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 10.12.2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.