Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/1071
Karar No: 2014/5559
Karar Tarihi: 12.09.2014

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2014/1071 Esas 2014/5559 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2014/1071 E.  ,  2014/5559 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İzmir 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 17/09/2012
    NUMARASI : 2010/158-2012/313

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    -K A R A R-
    Davacı vekili, doktor olan müvekkilinin kendisine ait patoloji laboratuvarında davalı şirket tarafından işletilen sağlık merkezine sürekli ve düzenli laboratuvar hizmeti verdiğini, davalının 30.740,00 TL tetkik bedelini ödememesi üzerine davalı hakkında başlatılan ilamsız icra takibinin davalının haksız itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek, davalının itirazının iptali ile icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, müvekkili şirketin davacıya hiçbir borcu bulunmadığını, kendisine gönderilen faturaları eksiksiz olarak ödediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacının 2008 yılı için net 16.640,18 TL, 2009 yılı için net 30.740,00 TL serbest meslek makbuzu düzenlediği, davalı şirketin davacının banka hesabına 2007-2009 yılları arasında 32.853,70 TL havale ettiği, böylece davacı alacağının 14.526,48 TL olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 14.526,48 TL alacak yönünde itirazın iptaline, takibin bu miktara yasal faiz uygulanmak suretiyle devamına, fazlaya ilişkin istemin ve koşulları bulunmadığından icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir.
    Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
    1) Davacı vekilinin temyiz itirazları yönünden;
    Dava, taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesine dayalı alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
    Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi asıl ve ek raporunda, davacı tarafça düzenlenen 2007 yılına ait net 16.240,00 TL bedelli serbest meslek makbuzu gözden kaçırılarak 2008 ve 2009 yılı serbest meslek makbuzundaki miktarların toplamından davacı tarafça 2007-2009 yılları arasında yapılan 32.853,72 TL"nin mahsubu ile bakiye 14.526,48 TL alacak kaldığının tespit edilmesi doğru olmamıştır.
    2) Davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince ;
    Dava, 29.03.2010 tarihinde açılmış olup, HMK"nın "ticari defterlerin ibrazı ve delil olması" başlıklı 222. maddesinin uygulanması gerekmektedir. Zira, 6103 sayılı Kanun"un 13. maddesi, 6335 sayılı Kanun"un 47. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır. 6102 sayılı TTK"nın 4/2. maddesinde, ticari davalarda da deliller ile bunların sunulmasının 1086 sayılı HUMK hükümlerine tabi alacağına ilişkin hükümde yer alan atıf, HMK"nın 447/2. maddesi uyarınca HMK"na yapılmış sayılır.
    Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 28.03.2012 tarih ve 2011/11-862 Esas, 2012/51 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; 1086 sayılı HUMK’nın 326. maddesine göre (6100 sayılı HMK"nın m. 219) her iki taraf kendi ellerindeki vesikaları (belgeleri) mahkemeye ibraz etmek zorundadır. Bir davada ispat yükü kendisine ait olan tarafın, başka delillerle birlikte karşı tarafın ticari defterlerine de dayandığı, diğer anlatımla, delillerini karşı tarafın ticari defterlerine hasretmediği, dolayısıyla da, uyuşmazlığa 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nın 83/2. maddesindeki (6100 sayılı HMK"nın m. 222/5.) özel hükmün uygulanamayacağı durumlarda; karşı tarafın kendi defterlerini mahkemeye ibraz etmesi ya da bundan kaçınmasına bağlanması gereken hukuksal sonuçlar, HUMK"nın 330 ve ardından gelen maddelerindeki (HMK"nın m. 220.) konuya ilişkin genel düzenlemelere tabidir. HUMK"nın 332. maddesi (HMK"nın m. 220.), bir tarafın, mahkemece kendisine verilen süre içerisinde ilgili belgeyi ibraz etmemesi halinde, mahkemenin, o tarafın maksadını gözeterek, diğer tarafın o belgeye ilişkin açıklamasını kabul edebileceğini öngörmektedir. Önemle vurgulanmalıdır ki; HUMK"nın 332. maddesindeki (HMK"nın m. 220.) bu hüküm, taraflardan birinin delillerini salt karşı tarafın ticari defterlerine hasretmediği hallerde, ticari defterlerin mahkemeye sunulması bakımından da uygulanır. Diğer anlatımla, belirtilen bu durumda ticari defterler de, HUMK"nın 330 ve sonraki maddeleri (HMK"nın m. 220.) anlamında “vesika” niteliğindedir. Öte yandan, ticari defterlerin ispat kuvvetini düzenleyen 6762 sayılı TTK"nın 82. maddesindeki (HMK"nın m. 222.) hüküm, “I -Kati delil” şeklindeki kenar başlığı ile birlikte değerlendirildiğinde ve aynı Kanun’un 1474. maddesi uyarınca kenar başlıklarının metne dahil bulunduğu da gözetildiğinde; ticari işlerden dolayı tacirler arasında çıkan uyuşmazlıklarda ticari defterlerin (maddede gösterilen koşulların mevcut olması kaydıyla), kesin delil niteliğinde bulunduğunu öngörmektedir. 6762 sayılı TTK"nın 69. vd. maddeleri (6102 sayılı TTK"nın m. 64.) uyarınca da defterlerini yöntemince tasdik ettirmeyen tacirin bu gibi defterleri lehine delil olamaz. Ancak kanuna uygun olarak veya olmayarak tutulmuş olan ticari defterlerin münderecatı, sahibi ve halefleri aleyhinde delil sayılır (HMK m. 222/4).
    Davalı taraf cevap dilekçesinde, taraflara ait ticari defter ve kayıtların incelenmesi halinde borcun olmadığının ortaya çıkacağını savunarak, açıkça her iki tarafın ticari defterlerine delil olarak dayandığına göre, mahkemece davalı vekiline müvekkilinin ticari defterlerini mahkemeye ibraz etmesi, aksi halde HUMK"nın 332 (HMK"nın m.220) ve 6762 sayılı TTK"nın 83. (HMK"nın m. 222/5) maddeleri uyarınca işlem yapılacağı hususu hatırlatılmak suretiyle kesin süre verilmesi ve ibraz etmesi halinde ise bu defter ve belgeler üzerinde de inceleme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu yönden eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
    3) Kabule göre de, dava konusu edilen davacı alacağının miktarının, davalı yönünden bilinebilir, hesap edilebilir, belirlenebilir yani likit alacak niteliğinde olduğu kuşkusuzdur. Mahkemece, dava konusu alacağın bu niteliği gözetilerek, yargılama sonunda itirazın haksızlığı belirlenen alacak tutarı üzerinden davacı yararına İİK"nın 67/2. maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle bu istemin reddine karar verilmesi de isabetsiz olmuştur.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentde açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin; (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı ve davalı yararına ayrı ayrı BOZULMASINA, peşin harçların istek halinde temyiz edenlere iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi