Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/2610
Karar No: 2019/5059
Karar Tarihi: 11.11.2019

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2018/2610 Esas 2019/5059 Karar Sayılı İlamı

19. Hukuk Dairesi         2018/2610 E.  ,  2019/5059 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozmaya uyularak yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
    - K A R A R -
    Davacı vekili, davacı şirket ile davalı ... Ürünleri San. ve Tic. Ltd. Şti. arasında factoring sözleşmesi imzaladığını, diğer davalıların sözleşmeyi müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, factoring sözleşmesi uyarınca davalı şirketin yurtdışında bulunan dava dışı ... şirketi ile ticari alışverişine istinaden düzenlenmiş faturalarını temlik alıp kredilendirerek davalı şirkete ön ödemeler yaptığını, ihracat factoringinin işleyişi gereği davalının talebi doğrultusunda davalı şirkete, muhabir UBI Factoring (muhabir factor) aracılığıyla garanti ve tahsilat hizmeti sunulduğunu, bir kısım ödemelerden sonra dava dışı yurtdışı şirketin ödemeleri durdurması üzerine muhabir factor ile yapılan yazışmalarda davalı ile dava dışı şirket arasında takas talebi ve konsinye iddiası ile ticari ihtilaf çıktığının öğrenildiğini, tahsil edilemeyen fatura bedellerinin davalı ile imzalanan factoring sözleşmesi uyarınca davalıdan tahsili için başlatılan icra takibine davalının itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar vekili, dava dışı ... şirketi ile ticari ilişkilere ait tüm faturaları muhabir factor garantisi ile davacıya temlik ettiklerini, bu sebeple icra takibinin muhatabının ... şirketi ile muhabir factor olduğunu, ayrıca davacı ile imzaladıkları ihracat factoring sözleşmesinin gayrikabili rücu factoringi olduğunu ve buna göre faturaların ödenmeme riskinin davacıya ait olduğunu savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkemece, yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi asıl ve ek raporlarına göre, davalı ile yurtdışındaki alıcı ... şirketi arasında satım sözleşmesinden kaynaklanan ihtilafın ortaya çıktığı, satıcı ... şirketinin takas mahsup def’ini ileri sürerek ödeme yapmayacağını beyan ettiğinin dosyadaki belgelerle sabit olduğu, buna göre artık taraflar arasındaki sözleşme hükümleri ve GRİF kuralları gereğince davacının factor garantisinin ortadan kalktığı ve yapılan ödemelerin iade edilmesi gerektiği gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm, taraf vekillerinin temyizi üzerine Dairemizin 2016/8140 esas ve 2017/6066 karar sayılı ve 20/09/2017 tarihli ilamında yer alan “1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir., 2-Davacı vekilinin temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede ise alacak icra takibinde yabancı para cinsinden istenilmiştir. İİK"nın 67. maddesi uyarınca icra inkar tazminatının hesabında hükmedilen yabancı para alacağının icra takip tarihindeki döviz kuru üzerinden Türk parası karşılığı belirlenerek bu miktar üzerinden hesaplanması gerekirken eksik miktarda tazminata karar verilmesi doğru olmamış, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir” gerekçesiyle bozulmuştur.
    Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, mahkemece verilen ilk kararda davalıların icra dosyasındaki itirazlarının haksız olduğu sonucuna varılarak davanın kabulüne ve icra dosyasındaki itirazın 1.192.284,97 EURO için iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına ve bu alacağı takip tarihinden itibaren sözleşmesel yıllık %8.25 oranında temerrüt faizinin uygulanmasına ve kabul edilen kısmın %20"si oranındaki icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesi yönünde hüküm kurulduğu, kararın taraflarca temyizi üzerine sadece icra inkar tazminatının hesaplanmasına ilişkin kısmında bozma yapıldığı, diğer tüm temyiz itirazlarının reddedildiği, buna göre bozmadan önceki kararda itirazın iptaline ilişkin kısmın kesinleştiği anlaşıldığından bu konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına; uyulan bozma kararı çerçevesinde icra takip tarihi itibariyle 1 EURO"nun TL karşılığına göre 558.776,27 TL icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Yerel mahkeme tarafından verilen karar Dairemizce bozulmuş ve mahkemece bozmaya uyulmuş ise de verilen yeni kararda, önceki kararın bozulmakla ortadan kalktığı ve bu nedenle yeniden hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, bozmadan önceki kararda itirazın iptaline ilişkin kısmın kesinleştiği kabul edilerek, karar verilmesine yer olmadığı şeklinde karar verilmesi 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/1. ve 2. maddelerine aykırı olmuş ve bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalılara iadesine, 11/11/2019 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
    MUHALEFET ŞERHİ
    Dairemizin, önceki bozma kararında sair temyiz itirazları reddedilerek, hüküm yalnızca icra inkar tazminatı yönünden bozulmuştur. Dairemiz ilamında açıkça kısmi onamadan söz edilmese dahi, “sair temyiz itirazlarının reddi” denilmekle bozma kapsamı dışında kalan kısım kesinleşmiştir. Bu bakımdan yeniden hüküm kurulması halinde bile bu bölümün aynen tekrarıyla yetinilecektir.
    İnfazda tereddüt yaşanmaması açısından; kesinleşen kısımların hüküm bölümünde tekraren zikredilmesi mümkün olabileceği gibi, karar kısmında “sair hususlar kesinleşmekle bu konuda yeniden karar vermeye yer olmadığına” şeklinde bir ibare düşülmek suretiyle de infaza elverişli bir karar kurulması mümkündür.
    Nitekim mahkemece hüküm fıkrasının birinci bendinde sair hususlar kesinleştiği için yeniden hüküm kurmaya gerek görülmediği açıkça ifade edilmiştir.
    Açıklanan nedenlerle usul ve kanuna uygun tesis edilen mahkeme kararının onanması gerekirken, bozma yönünde tezahür eden sayın çoğunluk görüşüne iştirak etmiyorum.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi