11. Hukuk Dairesi 2015/3371 E. , 2016/1194 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
.
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 05.06.2014 tarih ve 2012/257-2014/123 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 09.02.2016 günü hazır bulunan davacı vekili Av.... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının şirketin eski yönetim kurulu başkanı olduğunu, kişisel harcamalarını şirket kasasından yaptığını, icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptalini, icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin harcamaları yönetim kurulu başkanı sıfatıyla ve görev icabı yaptığını, şirkete borcu bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davacı şirket kayıtları üzerinde yapılan incelemede davalının 27.358,02 TL borçlu bulunduğu, alacağın likit olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 27.358,02 TL asıl alacak üzerinden takibin devamına, icra inkar tazminatının tahsiline, faize ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Davacı taraf, davalının eski yönetim kurulu başkanı olduğunu, kişisel harcamalarını şirket kasasından ödediğini ileri sürmüş, davalı taraf ise harcamaların görev icabı yapıldığını savunmuş olup, iddia ve savunmanın ileri sürülüş biçimine göre dava, yöneticinin sorumluluğundan kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Söz konusu işlemlerin gerçekleştiği tarihte yürürlükte bulunan mülga 6762 sayılı TTK"nın 341. maddesi uyarınca davacı şirket yönetim kurulu başkanı hakkında böyle bir davanın açılabilmesi için genel kurulda dava açılması yönünde karar alınması gerekmektedir. Ancak, bu husus sonradan da tamamlanması mümkün usulü bir eksiklik niteliğinde bulunup hemen davanın reddini gerektiren bir durum değildir.
Öte yandan, dava tarihi 06.11.2012 tarihi olup 6103 sayılı Kanunun 3. maddesi uyarınca somut olaya uygulanması mümkün 6102 sayılı TTK hükümleri arasında mülga TKK"nın 341. maddesi gibi açık bir düzenleme olmamakla birlikte 6102 sayılı TTK"nın 408/1 ve 479/3-a maddelerindeki düzenleme karşısında anonim şirket yöneticileri hakkında sorumluluk davası açılabilmesi için, şirket genel kurulunda karar alınması gereklidir.
Somut olayda, davalı yönetici aleyhine tazminat davası açılması yönünde alınmış bir kararın olup olmadığı dosya kapsamından anlaşılamamaktadır. Böyle bir kararın varlığı dava şartı olup, mahkemece kendiliğinden gözetilmesi gerekir.
Bu durum karşısında mahkemece, genel kurulda davalı hakkında dava açılması yönünde alınmış bir karar var ise ibrazının sağlanması, yoksa anılan eksikliğin giderilmesi için davacı tarafa HMK"nın 54. maddesi uyarınca uygun süre verilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde doğrudan işin esasına girilerek hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
2- Bozma neden ve şekline göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, takdir olunan 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 09.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
.