Abaküs Yazılım
1. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/1403
Karar No: 2015/5700

Olası kastla çocuğu öldürme - genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması - 6136 Sayılı yasaya aykırılık - Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2015/1403 Esas 2015/5700 Karar Sayılı İlamı

1. Ceza Dairesi         2015/1403 E.  ,  2015/5700 K.

    "İçtihat Metni"

    Tebliğname No : 1 - 2014/96796
    MAHKEMESİ : Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi
    TARİHİ VE NO : 12/12/2013, 2013/242 (E) ve 2013/449 (K)
    SUÇ : Olası kastla çocuğu öldürme, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması, 6136 Sayılı yasaya aykırılık

    Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık N.. S.."ın çocuk yaştaki maktülü olası kastla öldürme, genel güvenliği kasten tehlikeye sokma, sanık T.. Ş.."nin 6136 sayılı Yasaya aykırılık ve genel güvenliği kasten tehlikeye sokma suçlarının sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suçların niteliği tayin, takdire ilişen cezaları azaltıcı sebeplerin niteliği takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre bozmaya uyularak verilen hükümlerde bozma nedenleri dışında bir isabetsizlik görülmediğinden, sanık Naile müdafiinin temyiz dilekçesinde ve duruşmalı incelemede eksik incelemeye, delillerin hatalı değerlendirildiğine, sübuta, suç vasfına, vesaireye, sanık Talat müdafiinin vesaireye yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle,
    A-Sanık Naile hakkında çocuğu olası kastla öldürme ve genel güvenliği kasten tehlikeye sokma suçlarından kurulan kısmen re"sen de temyize tabi olan hükümlerin tebliğnamedeki düşünce gibi ONANMASINA,
    B-Sanık Talat hakkında 6136 sayılı Yasaya aykırılık ve genel güvenliği kasten tehlikeye sokma suçlarından kurulan hükümler yönünden ise;
    Adli sicil kaydına göre; daha önce kasıtlı bir suçtan mahkumiyeti bulunmadığı anlaşılan sanık hakkında CMK"nun 231/5. maddesinin uygulaması gerekip gerekmediğinin karar yerinde denetime imkan verecek şekilde tartışılmaması,
    Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükümlerin tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak BOZULMASINA, 24/11/2015 günü üye C.. T.."ın A bendiyle ilgili olarak sanık Naile"nin eyleminin bilinçli taksirle ölüme neden olma suçunu oluşturduğu ayrıca maktülün çocuk olmasının suçun nitelikli halinin uygulanmasını gerektirmeyeceği ve buna bağlı olarak bozma yönündeki karşı oyu ve çokluğuyla, B bendiyle ilgili olarak ise oybirliği ile karar verildi.

    KARŞI OY:

    Olay günü sanığın düğünde ateş etmesi sonucu, atılan mermilerden birinin maktule isabet etmesi ile ölüm neticesi meydana gelmiştir.
    Sayın dairemizin çoğunluğu ile aramızdaki uyuşmazlık sanığın eyleminin olası kastla öldürme suçunu mu? yoksa bilinçli taksirle öldürme suçunu mu? oluşturduğu noktasında toplanmaktadır.
    Olası kast 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ile hukukumuza girmiş olup, TCK"nun 21/2 maddesinde, ""suçun kanuni tanımındaki unsurların gerçekleşebileceğini öngörmesine rağmen, fiili işlemesi halinde olası kast vardır."" olarak tarif edilmiştir. TCK"nun 21/2 maddesindeki bu tarif yeterli düzeyde açıklık taşımamakta, gerek uygulamada gerekse doktrinde tartışmalar yaratmaktadır.
    Olası kast genel olarak ""olursa olsun"" kastı olarak tanımlanmaktadır. Bir şey olmayacağı inancıyla hareket edilmiş ise bilinçli taksirin söz konusu olacağı söylenmiştir. Neticenin kabullenildiği durumlarla, neticenin göze alındığı durumların da olası kast olarak kabul edilmesi gerektiği görüşleri ileri sürülmüştür. Kuşkusuz bu görüşlerin doğru olduğu kabul edilmekle birlikte, olası kast bilinçli taksir ayrımını yapma noktasında yeterli olduklarını söylemek mümkün değildir.
    Olası kast, kastın bir türümüdür? yoksa, hareketin temelinde kast olmasa bile, kastın var sayıldığı bağımsız bir suç türümüdür.? Bu durumun açıklığa kavuşturulması lazımdır. Olası kastı, kastın bir türü olarak kabul ettiğimizde, temel hareketin kastî olması gerektiği sonucu ortaya çıkar. Ancak olası kastı, kastın bir türü olarak algılamayıp ortaya çıkan neticeye göre hareket ederek belirlediğimizde yani kast olmadan da olası kastı var saydığımızda, kasttan soyutlanmış bir suç türü ortaya çıkar. Olası kastın, bağımsız bir suç türü olarak kabul edildiği durumda temel hareketin kastî olup olmadığına bakılmaksızın sonuca gidileceği için, olası kast kavramının daha geniş yorumlanması ve suçun kapsamının genişletildiği bir durum ortaya çıkacaktır. Bu nedenle olası kastı, kastın bir türü olarak kabul etmek daha doğru olacaktır.
    Olası kastı sadece ""olursa olsun"" kavramıyla açıkladığımızda hem sonuca gitmek zorlaşacak hemde bilinçli taksir olarak kabul edilmesi gereken hallerde bu kavram içerisinde sayılarak, olası kast kavramının içine sokulacak, bu da haksız uygulamaları beraberinde getirecektir. Temel hareketin taksirli olduğu durumlarda sorun bulunmamaktadır. Temel hareket taksirli ise sonucunda oluşacak suçlar taksirli veya bilinçli taksirlidir. Temel hareket kastî ise burada nasıl bir ayrım yapılmalıdır. Kuşkusuz bilerek ve istenerek bir hareket yapılmış ise bu suç kasten işlenmiştir. Kasten işlenen suçlarda hem hareket kasten yapılmalı hem de gerçekleşen veya gerçekleşmesi istenen netice arzulanmış olmalıdır. Hareketin kasten olduğu ancak meydana gelen neticenin göze alınmadığı, kabullenilmediği haller ile göze alındığı ve kabullenildiği hallerin birbirinden ayrılması gerekmektedir. Şayet fail kasten bir hareket yaparken, kasten yaptığı hareketinin sonucunda meydana gelen neticeyi istememiş ancak neticeyi kabullenmiş ve göze almışsa burada olası kast vardır. Meydana gelen neticeyi istememiş ve katlanmayı göze almamışsa bu durumda bilinçli taksir vardır. Kasten yapılan hareketin sonucunda istenmeyen bir netice meydana gelmiş ise, failin mağdurda dahil olmak üzere bir başkasına karşıda netice suçun gerçekleşmesini istemediği hallerde bir başka deyişle neticelenen suç bakımından ne mağdura yönelik ne de bir başkasına yönelik bir kastı bulunmamakta ise bu durumda bilinçli taksir vardır.
    Failin öngördüğü neticeyi istememiş olması ancak öngörülen neticenin gerçekleşmesi hukukumuzda bilinçli taksir olarak tarif edilmiştir. Olası kastla bilinçli taksirin ortak yönleri her ikisinde de neticenin öngörülüyor olmasıdır. Olası kast ile bilinçli taksiri ayıran nokta bilinçli taksirde neticenin istenmemiş olmasına rağmen gerçekleşmesi, olası kastta ise gerçekleşen neticenin dolaylı bir netice olması, bu neticenin gerçekleşmesini istemenin mutlak olmaması ancak bu netice ile ilgili olarak kayıtsız kalınmasıdır.
    Olayımızda sanık düğünde havaya ateş etmiş ve istenmeyen bir netice meydana gelmiştir. Sanığın havaya ateş etmek şeklinde gerçekleşen hareketi kasta bağlı bir harekettir. Sanığın eylemi sonucunda ölüm neticesi meydana gelmemiş olsaydı, bu hareketinin karşılığı olan suç TCK"nun 170/1-c maddesinde tarifi yapılan genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçu olacaktı. Oysa sanığın istemediği bir netice meydana gelmiştir. Sanığın havaya ateş etmesi sırasında ne ölene karşı ne de 3. bir şahsa karşı kasti bir suç işlemek amacıyla hareket etmediği sabittir. Meydana gelen netice suç bakımından taksir söz konusudur. Bu taksirde bilinçli taksir düzeyindedir. Düğünde ateş etmek yanlış bir davranış biçimi olsa da ülkemizde gelinin ateş edip damadı vurduğu, babanın ateş edip çocuğunu vurduğu, kardeşin kardeşi vurduğu gibi örnekler çoktur. Bunların hiç birisinde de sonucuna katlanıldığını, sonucun göze alındığını söylemek mümkün değildir.
    Bu gerekçelere bağlı olarak düğünde ateş eden sanığın, gerçekleşen ölüm neticesini istememesinin ancak sonucun gerçekleşmesinin bilinçli taksir olduğunu düşündüğümden sayın çoğunluğun eylemin olası kast olduğu yönündeki düşüncesine katılmıyorum. Muhalif
    24/11/2015 gününde verilen işbu karar Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ali İnanıcı"nın huzurunda ve duruşmada savunmasını yapmış bulunan sanık N.. S.. müdafii Avukat C.. D.., İ.. T.., E.. B.."ın yokluklarında 03/12/2015 gününde usulen ve açık olarak anlatıldı.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi