16. Hukuk Dairesi 2015/8350 E. , 2016/1653 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın bozulmasına ilişkin yukarıda belirtilen ilamın karar düzeltme yolu ile incelenmesi ... tarafından süresinde istenilmekle; inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu ... Köyü çalışma alanında 468 parsel numaralı 123.300 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 395 ila 399 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydı miktar fazlası olduğu ve mera olarak kullanıldığı gerekçesiyle mera olarak tespit ve özel siciline tescil edilmiştir. Davacı.... mirasçıları ve arkadaşları, tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hükmün davacılar vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin 11.12.2014 tarih ve 2014/11501-15044 sayılı ilamı ile hükmün bozulmasına karar verilmiş, bu kez davalı ... vekili karar düzeltme yoluna başvurmuştur.
Dosya içeriğine, Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 440. maddesinde sayılan nedenlerden hiç birisine uygun olmayan karar düzeltme istekleri yerinde değildir. Ancak somut olayın niteliği göz önünde bulundurulduğunda bozma ilamına aşağıdaki şekilde ilave yapılması gerektiği sonucuna varılmıştır. Şöyle ki; mahkemece, davacı taraf dayanağı olan tapu kaydının doğu sınırının "mera ve kıraç" okuduğu, gayri sabit hudutlu olan tapu kaydının miktarına değer verilmesi gerektiği, miktar fazlalığının sınırındaki eylemli meradan kazanıldığının ve bu nitelikteki taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetliğin süresi ne olursa olsun hukuken değer taşımayacağı kabul edilmek suretiyle davanın reddi yoluna gidilmiş, Dairece buna karşılık, somut olayın niteliği itibariyle mera yönünden yöntemince araştırması yapılması gereğine yeterince değinilmeden, imar-ihya ve zilyetlikle iktisap şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin üzerinde durulması gereğine değinilmiştir. Öncelikle belirtmek gerekir ki bir kaydın sınırında mera okunması o sınırın mutlak surette mera olduğu anlamına gelmez, bu hususun ayrıca araştırılması ve sınırın eylemli durumla da doğrulanması gerekir. Davacı tarafın dayanağı olan tapu kaydının doğu sınırında mera okumaktadır, bu sınır itibariyle kaydın gayri sabit sınırlı olduğu kuşkusuzdur. Ancak miktar fazlasını oluşturan bölümün mera olup olmadığının yöntemince araştırılarak belirlenmesi gerekir. Bu kapsamda tüm komşu taşınmazların dayanağı olan kayıtlardan uygulamada yöntemince yararlanılmalı, dava konusu taşınmaz yönünü ne okudukları saptanmalı, özellikle de davacı tarafın dayanağı olan tapu kaydının güneyindeki şara takımı sınırı tereddütsüz olarak belirlenmeli, bu şekilde dayanak tapu kaydına kapsam tayin edildikten sonra miktar fazlası bölüm yönünden; çekişmeli taşınmazın bulunduğu bölgeye ait mera tahsis kayıtlarının olup olmadığı İl ve İlçe Özel İdare Müdürlükleri ile İl ve İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüklerinden ayrı ayrı sorulmalı, varsa tahsisli mera kayıtları ile haritaları getirtilerek yapılacak keşifte teknik bilirkişi aracılığı ile zemine uygulanıp çekişmeli taşınmazın bu kayıtlar kapsamında kalıp kalmadığı belirlenmeli, mera tahsis kayıtları yoksa ya da taşınmaz bu kayıtlar dışında kalıyorsa, keşifte hazır bulundurulacak yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan, komşu köylerde (mahallelerde) ikamet eden şahıslar arasından seçilmiş 3 kişilik yerel bilirkişi kurulu ve aynı yönteme göre tespit edilmiş taraf tanıklarından; çekişmeli taşınmazın öncesinin ne olduğu, kim tarafından, hangi tarihten beri ve ne şekilde kullanıldığı, zilyetliğin kimden kime ve nasıl geçtiği, çekişmeli taşınmazın öncesinin kadim mera olup olmadığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli, yargılama boyunca dinlenen bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeye çalışılmalı, taşınmazın görüntüsü ve komşu taşınmazlar ile arasında ayırıcı unsur bulunup bulunmadığı hususlarındaki hakim gözlemi keşif tutanağına yansıtılmalı, keşif sırasında çekişmeli taşınmazın değişik yönlerden çekilecek fotoğrafları dosyaya eklenmeli, tüm bu hususlarla birlikte önceki tarihli bozma ilamında değinilen diğer hususlar (hava fotoğrafı incelemesi, belgesiz araştırması vs.) da birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Belirtilen açıklamaların, Dairemizin 11.12.2014 tarih ve 2014/11501-15044 sayılı bozma ilamına ilave yapılmak suretiyle yerel mahkemenin kararının BOZULMASINA, 23.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.