Gereği görüşülüp düşünüldü; 1) Sanık hakkında, 12.03.2013 tarih ve 2010/86 Esas, 2013/96 Karar sayılı ilamla hükümlülüğüne, 5271 sayılı CMK"nin 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirine karar verildiği, hükmün kesinleşmesinden sonra denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklerine aykırı davranması nedeniyle mahkemesine yapılan ihbar üzerine, duruşma açılıp, yeniden hüküm kurulmuş ise de, temyize, Yargıtay incelemesine tabi olacak ve kesinleşmesi halinde infaza verilecek hükmün, açıklanmasına karar verilecek yeni hüküm olduğu, bu nedenle kararın dayandığı tüm kanıtların, bu kanıtlara göre ulaşılan sonuçların, iddia, savunma, tanık anlatımları ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmeler ile sanığın eylemlerinin ve yüklenen suçun unsurlarının nelerden ibaret olduğunun, hangi gerekçeyle hangi delillere üstünlük tanındığının açık olarak gerekçeye yansıtılması ve bu şekilde cezanın şahsileştirilmesi gerekirken, açıklanan ilkelere uyulmadan, önceki karara yollama yapılmak suretiyle Anayasa"nın 141/3 ve CMK"nin 34 ve 223, 230. maddelerine aykırı davranılması, 2) Kabule göre de; Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce, sanığın 27.05.2010 tarihli celsede bildirdiği "P.. M.., K.. Sokak, 4... B.. No:1... Dinar/Afyonkarahisar" adresine tebligat yapılmadan doğrudan mernis adresine yapılan tebligatın usulüne uygun olmadığı gözetilmeden sanık hakkında yazılı şekilde hükmün açıklanması, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, diğer yönleri incelenmeyen hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 12/01/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.