3. Ceza Dairesi 2015/21673 E. , 2016/305 K.- YARALAMA SUÇU
- ZORUNLU MÜDAFİİLİK
- VEKALET ÜCRETİ
- CEZA MUHAKEMESİ KANUNU (CMK) (5271) Madde 150
- CEZA MUHAKEMESİ KANUNU (CMK) (5271) Madde 324
- CEZA MUHAKEMESİ KANUNU (CMK) (5271) Madde 325
- CEZA MUHAKEMESİ KANUNU (CMK) (5271) Madde 327
- CEZA MUHAKEMELERİ USULÜ KANUNU (MÜLGA) (1412) Madde 321
- CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN (5320) Madde 13
"İçtihat Metni" Gereği görüşülüp düşünüldü;
Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6/3-c maddesi ve yerleşik Yargıtay İçtihatları gözetilmeksizin 5271 sayılı CMK"nin 150/2 maddesi uyarınca suça sürüklenen çocuğa atanan zorunlu müdafii ücretinin hazine üzerinde bırakılması yerine suça sürüklenen çocuktan tahsiline karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden 1412 sayılı CMUK"un 322. maddesi gereğince, yargılama giderinin suça sürüklenen çocuktan tahsiline ilişkin kısmın karar metninden çıkartılarak yerine " mağdur suça sürüklenen çocuk için yapılan giderler çıkartıldıktan sonra 5 davetiye gideri 34,00 TL, adli tıp rapor ücreti 75,00 TL ve müzekkere gideri 0,90 TL olmak üzere toplam 109,90 TL yargılama giderinin suça sürüklenen çocuktan tahsiline, zorunlu müdafiilik gideri olarak yapılan toplam 431.00 TL yargılama giderinin ise Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6/3-c maddesi uyarınca Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 90/5. maddesi de gözetilerek hazine üzerinde bırakılmasına" ibaresinin eklenmesi suretiyle, hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 12/01/2016 gününde Başkan vekili M.. M.. K.."nın karşı oyu üzerine oy çokluğuyla karar verildi
MUHALEFET ŞERHİ
Dairemizdeki çoğunluk görüşünce verilen düzeltilerek onama kararındaki, zorunlu müdafilik ücretinin yargılama giderinden sayılmayacağı görüşüne katılmamaktayım.
1) Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6/3-c maddesi aynen şöyledir:
Bir suç ile itham edilen herkes aşağıdaki asgari haklara sahiptir.
Kendisini bizzat savunmak veya seçeceği bir müdafinin yardımından yararlanmak; eğer avukat tutmak için gerekli maddi olanaklardan yoksun ise ve adaletin yerine gelmesi için gerekli gördüğünde, resen atacak bir avukatın yardımından ücretsiz olarak yararlanabilmek, hakkına sahip bulunduğu.
Madde içeriğinden anlaşıldığı gibi, avukat yardımından ücretsiz yararlanabilmek için, bir suç ile itham altında olmak gerekir. Bir suçla itham altında olan bu kişi, yargılama sonunda beraat edebilir. Dolayısıyla maddi olanaksızlıklar yüzünden beraat edecek bu kişiyi, avukatın yardımından mahrum etmemek için avukatlık ücretini devlet karşılamaktadır. Devlet de yargılama sonunda bu giderlerini suç ile itham edilen kişiden değil, mahkum durumuna düşen kişiden tahsil etmektedir.
Şüpheli veya sanık olarak yargılanan kişi, müdafi tutacak maddi olanaklardan yoksun ise veya resen müdafi atanması gerektiren bir kişi ise, atanan müdafinin yardımından, yargılama aşaması boyunca ücretsiz yararlanır. Adaletin gerçekleşmesi ve adil yargılanmanın oluşması için, sanığa bu olanaklar tanınmaktadır. Sanığa bu olanaklar tanınmadığı takdirde, silahların eşitliği kuralı gerçekleşmeyeceğinden, sanık yargılama sonunda, avukat yardımından yararlanamadığını ileri sürüp, savunma hakkının kısıtlandığını iddia edebilir. İlerde ileri sürülebilecek bu iddialara karşı, sanığa bu haklar tanınmıştır.
Devletin sanığa yaptığı bu yardım, maddi olanaklardan yoksun oluşu nedeniyle, ücreti ödeme olanağına sahip bulunmaması, sanığın yaşının küçüklüğü veya isnat edilen cezanın ağırlığı gibi nedenler arasında bir ayırım yapılmamıştır. Sanığın savunmasız kalmaması için, AİHS"ne uyum sağlamak için yargılamaya gölge düşürmemek için re"sen müdafi tayin edilmesi cihetine gidilmiştir.
Yargılama süresi devam ettiğinden, sanık sıfatı bulunduğu müddetçe bu kişiden avukatlık ücreti istenemez. Yargılama sonunda kim mahkum olursa, otopsi giderleri gibi yargılama giderleri ile baro tarafından atanan müdafinin ücreti de mahkum olan kişiden tahsil edilmelidir.
2) Baro tarafından ödenen müdafi giderlerinin, yargılama gideri sayılıp sayılmayacağı sorunu:
-5320 Sayılı Yasanın 13.maddesi-5271 Sayılı Yasanın 324-325-327.maddeleri Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Müdafi ve Vekillerin Görevlendirilmeleri ile Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin. 8/3. ile 11/7.maddeleri,Ayrı ayrı incelendiğinde, baro tarafından ödenen bu müdafi ücretinin, yargılama sonucunda, yargılama giderleri gibi, mahkum olan kişilerden tahsil edilmesi gerekmektedir.
Kanun koyucu yukarıda belirtilen kanun maddelerini yürürlüğe koyarken, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"ne uyum sağlamak için bu kanun ve yönetmelikleri yürürlüğe koymuştur. Baro tarafından görevlendirilen müdafiye ödenen ücret de yargılama giderlerindendir. Yargılama sonunda sanık hakkında beraat kararı verildiğinde, tüm yargılama giderleri, Devlet Hazinesince üstlenir. Buna karşılık, mahkumiyeti halinde, hükmün kesinleşmesi ile bu sefer bütün yargılama giderleri ( örneğin otopsi giderleri) gibi resen atanan müdafi ücreti de mahkum olan hükümlüye yüklenir.
Anayasa mahkemesi; 5320 Sayılı Yasanın 13.maddesinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"ne aykırı olmadığına karar vermiştir. 12.03.2009 tarih 2007-43 esas, 2009-51 Sayılı kararı aynen şöyledir.
“Ceza Muhakemesi Kanununa göre, yargılama sürecinde hüküm kesinleşinceye kadar şüpheli veya sanıktan müdafi ücreti istenmemektedir. Hüküm kesinleştikten sonra ise yargılama giderleri içerisinde, müdafi ücreti istenen şahıs, şüpheli veya sanık değil artık hükümlü sıfatını taşımaktadır.
Düzenleme ile amaçlanan sanığa adil bir şekilde savunma imkanlarının sağlanmasıdır. Soruşturma ve kovuşturma evrelerinde bu imkan sağlandıktan sonra,yardım kapsamında ödenen ücretin yargılama gideri olarak hükümlüden tahsilinin öngörülmesinin Anayasanın adil yargılanma hakkına aykırılığından sözedilemez.” şeklindedir.
Tüm bu açıklamalar karşısında mahkemenin uygulamasında bir isabetsizlik bulunmadığından, düzeltilerek onama kararında belirtilen zorunlu müdafii ücretinin hazine üzerinde bırakılmasına ilişkin çoğunluk görüşüne katılmamaktayım.