17. Hukuk Dairesi 2014/19980 E. , 2017/290 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulü kısmen reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili, davalı ... vekili ve davalı ... A.Ş vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, 01.10.2011 tarihinde davalı tarafa ait araç sürücüsünün kusurlu hareketi nedeniyle meydana gelen kazada müvekkilinin sürekli ve geçici iş göremez hale geldiği iddiasıyla bu nedenle oluşun zararlarından, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL maddi zarar ile 100.000,00 TL manevi tazminatın aracın maliki ... Nakliyat ve Ticaret Limited Şirketi ile bu kamyonu Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası ve İhtiyari Mali Mesuliyet Sigortası ile sigortalayan ... A.Ş."den müteselsil olarak alınarak tahsilini talep etmiştir. Davacı vekili; 02.04.2014 tarihinde davasını ıslah ederek, maddi tazminatın miktarını 172.552,29 TL ye yükseltmiştir.
Davalılar vekilleri; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile 172.557,29 TL maddi tazminat ile 15.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek kanuni faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili, davalı ... vekili ve davalı ... A.Ş vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı ... vekili vekilinin yerinde görülmeyen bütün, davacı vekilinin ve davalı ... A.Ş vekilinin ise aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava; trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı TBK. md. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, takdir olunan manevi tazminatın bir miktar az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 10/4 maddesi gereğince; "Manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda; manevi tazminat açısından avukatlık ücreti ayrı bir kalem olarak hükmedilir."
Buna göre; davacının maddi tazminat talebi ve manevi tazminat talebine göre ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, toplam miktar üzerinden vekalet ücreti tayini doğru görülmemiştir.
4-Davacı vekilince temerrüt faizi olarak avans faizi istenilmiş, ancak mahkemece yasal faize hükmedilmiştir. Oysa zarara neden olan araç kamyon olup ticari faaliyet sırasında zarara neden olmuştur. Bu itibarla davada temerrüt faizi olarak ticari faiz niteliğindeki avans faizine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde yasal faize hükmedilmesi doğru olmamıştır.
5-Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir.
Ancak, trafik kazaları esas itibariyle haksız eylem sayılan hallerden olmakla birlikte trafik sigortasını yapan sigortacı bakımından temerrüdün bu tarihte oluştuğunun kabulü mümkün değildir. 2918 sayılı KTK"nın 99/I. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları"nın B.2.b. maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir. Sigortaya başvurulmadan dava açılması veya icra takibi başlatılması halinde ise bu tarihlerde temerrüt gerçekleşir.
Açıklanan ilkeler ışığında; davacı tarafından maluliyete ilişkin, davalı ... şirketini temerrüde düşürecek usulüne uygun bir başvuru bulunmadığından dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması da doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... Nak. ve Tic. Ltd. Şti vekilinin tüm,
davacı vekilinin ve davalı ... A.Ş vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, 2-3-4 numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin, 5 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... A.Ş vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 9.609,03 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı ..."nden alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ... Sigordan A.Ş ile davacıya geri verilmesine 19.01.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.