11. Hukuk Dairesi 2015/3418 E. , 2016/1186 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 13/03/2014 tarih ve 2013/69-2014/47 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 09/02/2016 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı ile yapılan sözleşme uyarınca davalıya ait donmuş gıda yükünün, ..."den ..."a deniz yoluyla müvekkilinin acentesi olduğu şirket tarafından taşındığını, söz konusu yükün varış limanında tahliye edilmesine rağmen alıcısı tarafından teslim alınmadığını, taşınan yükün bozulması ihtimaline binaen üçüncü bir kişiye satıldığını ve yükün limanda beklemesi nedeniyle oluşan ardiye ücreti ile diğer masrafların satış bedelinden tahsil edilerek tahliye limanına ödendiğini, bakiye 106.844 USD demuraj alacağının bulunduğunu, bu miktarın davalı tarafça ödenmemesi üzerine müvekkili tarafından davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine icra takibinin durduğunu ileri sürerek, davalının itirazının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının dava dışı şirkete izafeten başlattığı icra takibine konu alacağın dayanağını teşkil eden iki adet faturanın davacı şirket tarafından düzenlendiği, 6102 sayılı TTK"nın 926. maddesi uyarınca bu faturalarla davacının taşıma işini bizzat üstüne aldığı ve bu nedenle taşıyıcı sayılması gerektiği, her ne kadar davacı taraf söz konusu faturalarda, taşımaya ilişkin konişmentolara atıf yapıldığı ve bu konişmentolarda kendisinin acente sıfatıyla yer aldığı ileri sürülmüş ise de anılan faturaların içeriğinde yer alan ibarelerin, davacının taşıyan sıfatına sahip olmasına engel teşkil etmediği, dolayısıyla davacının doğrudan kendi adına takip yapması gerektiği halde acente sıfatıyla takip yaptığından aktif husumet ehliyetine sahip bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, demuraj alacağının tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, yukarıda yapılan özetten de anlaşılacağı üzere mahkemece, icra takibine dayanak teşkil eden faturaların davacı tarafından düzenlendiği, bu faturalarla davacının taşıma işini bizzat üstüne aldığı ve taşıyıcı sayılması gerektiği, taşıyıcı sayılan davacının kendi adına icra takibi yapması gerekirken acente sıfatıyla takip başlattığı gerekçesiyle aktif husumet ehliyeti yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, icra takibine dayanak faturalarda, açıkca demuraj alacağının doğduğu iddia olunan taşımaya ilişkin bilgiler yer aldığı gibi konişmentolara da atıf yapılmıştır. Söz konusu faturalarda atıf yapılan konişmentolardan, davalı şirketin yükleten, kendisine izafeten dava açılan şirketin ise taşıyıcı olduğu, ... A.Ş"nin ise bu konişmentolarda acente sıfatıyla yer aldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda,...A.Ş"nin, taşıyıcının acentesi olduğunun ve taşıyıcıya izafeten dava açmasında bir usulsüzlük bulunmadığının kabulü ile işin esasına girilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 09.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.