11. Hukuk Dairesi 2015/3224 E. , 2016/1184 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :... FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
.
Taraflar arasında görülen davada... Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 19.12.2014 tarih ve 2011/120-2014/319 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi taraf vekilleri ve fer"i müdahil vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 09.02.2016 günü hazır bulunan asıl ve birleşen davada davacı vekili Av. ..., asıl ve birleşen davada davalı vekili Av. ... ve asli müdahil vekilleri Av. ... ve Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirket tarafından geliştirilmiş olan "..." adlı bilgisayar programının bulunduğunu, davalı şirketin 2004 yılından itibaren bu program ile yakından ilgilendiğini, ürünü satın almak amacıyla müvekkili ile görüştüğünü, 2004 yılının Temmuz ayında söz konusu programın, davalı şirketin çeşitli birimlerine kurulumunun yapıldığını, 2005 yılının Ekim ayına kadar süren görüşmelerden sonra davalı şirketin başka bir ürüne baktıklarını bildirerek görüşmelere son verdiğini, daha sonra 2010 yılında müvekkilinden izin almaksızın davalı şirketin söz konusu yazılımı "..." adı altında piyasaya sunduğunu, müvekkilinin bu durumdan 2011 yılının Mayıs ayında haberdar olduğunu, müvekkili tarafından geliştirilen ve eser niteliğinde bulunan yazılımın davalı tarafından izinsiz olarak piyasaya sunulmasının müvekkilinin eser sahipliğinden kaynaklanan mali ve manevi haklarının ihlali niteliğinde bulunduğunu ileri sürerek, davalının elde ettiği karın tespiti ile FSEK"in 70/3 uyarınca müvekkiline ödenmesine, tecavüzün menine, 50.000 TL maddi, 50.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, birleşen davada ise ilk dava tarihinden itibaren elde edilen kar ile maddi zararların karşılığı olmak üzere 20.000 TL"nin tahsili istenilmiş, ıslahla bu talep 24.421,76 TL"ye yükseltilmiştir.
Davalı vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, müvekkili şirketin "..." adlı uygulamasının, davacının programından daha eski tarihli olduğunu, davacı programının eser niteliğinde bulunmadığını savunarak, asıl ve birleşen davanın reddini istemiştir.
Fer"i müdahil şirket vekili, "..." adlı yazılımın müvekkili şirket tarafından oluşturulup davalı şirkete devredildiğini, dolayısıyla yargılama sonunda verilecek hükmün müvekkilini etkileyeceğini, bu nedenle müdahale talebinde bulunulduğunu, müvekkili tarafından oluşturulan yazılımın, bağımsız ve özgün bir eser olduğunu, davacının programının kaynak kodları ile veri tabanlarının farklı bulunduklarını ileri sürerek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, her ne kadar davalı tarafça zamanaşımı definde bulunulmuş ise de davaya konu eylemin haksız fiil niteliğinde oluşu ve ihlalin halen devam etmesi karşısında bu savunmanın yerinde görülmediği, davacıya ait bilgisayar programının eser niteliğinde olduğu, bu programla davalının piyasaya sunduğu program arasında sistem/yazılım altyapı mimarisi, programların ekran arayüz, tasarım ve iş akışları yönünden bariz benzerlikler bulunduğu, dava konusu davalı eylemi nedeniyle davacının FSEK"ten kaynaklanan haklarının ihlal edildiği, davacının, davalının davaya konu eylemi nedeniyle elde ettiği karı talep edebileceği, bu miktarın bilirkişi eliyle tespit edildiği, manevi tazminat talebinin yerinde görülmediği gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulüne, davalının tecavüzünün menine, 26.969,71 TL"nin avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin tazminat talebi ile manevi tazminat talebinin reddine, birleşen davanın kabulü ile 24.421,76 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri ile feri müdahil vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, asli müdahale kurumunu düzenleyen 6100 sayılı HMK"nın 65. maddesi uyarınca bir yargılamanın konusu olan hak veya şey üzerinde kısmen ya da tamamen hak iddia eden üçüncü kişinin, hüküm verilinceye kadar bu durumu ileri sürerek, yargılamanın taraflarına karşı aynı mahkemede dava açmasının mümkün olmasına, somut olayda davaya müdahil olan şirketin ise ayrı bir dava açmayıp davalı tarafından kullanılan yazılımın kendisi tarafından oluşturulduğunu ve dava sonucunda verilecek kararın kendisinin hukuki menfaatini etkileyecek olduğunu belirterek davanın reddini istemesine, bu haliyle talebin feri müdahale niteliğinde bulunmasına ve karar başlığında anılan şirketin asli müdahil olarak yazılmasının sonuca etkili görülmemesine göre davalı ve feri müdahil vekilinin aşağıdaki 2 nolu bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Asıl ve birleşen dava, davacıya ait bilgisayar programının, davalı tarafından izinsiz olarak kullanıldığı iddiasıyla tecavüzün men ve ref"i ile maddi, manevi tazminat istemlerine ilişkin olup mahkemece, yazılı gerekçe ile asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli bulunmamaktadır. Gerçekten de hükme esas alınan kök ve ek bilirkişi raporlarında, davacıya ait bilgisayar programı ile davalının kullandığı program arasında sistem/yazılım altyapı mimarisi, programların ekran arayüz, tasarım ve iş akışlarında bariz benzerlikler bulunduğu, programların fonksiyonlarının da aynı olduğu açıklanmış, bu raporlara gerek davalı gerekse de onun yanında yargılamaya katılan fer"i müdahil tarafından kaynak ve amaç kodu kıyaslaması yapılmadan iki bilgisayar programının benzer olup olmadığının anlaşılamayacağı yönünde yaptıkları itirazlar karşılanmadan hüküm oluşturulmuştur. Her ne kadar gerekçeli kararda, davalı vekili ile feri müdahilin kaynak kodlarının değerlendirilmediği yönündeki itirazlarının, dosyada mübrez ek bilirkişi raporunda değerlendirildiği belirtilmiş ise de 08.05.2014 havale tarihli ek bilirkişi raporunda, fer"i müdahil tarafından dosyaya sunulan kaynak kodları üzerinde inceleme yapıldığı açıklanmasına rağmen sonuç kısmında denetime
elverişli bir biçimde kaynak kodları arasında benzerlik olup olmadığı belirtilmeden önceki rapordaki kanaat tekrar edilmiştir. Esasen yapılan incelemenin de kaynak kod karşılaştırması olmayıp fonksiyon karşılaştırması olduğu rapordaki anlatımdan anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, davalının ve fer"i müdahilin hükme esas alınan bilirkişi raporlarına yaptıkları ciddi itirazların karşılanması için ek rapor ya da yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmak suretiyle sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, hükmün bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiştir.
3- Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; kabule göre de hükmün gerekçe bölümünde davacının eser sahipliğinden kaynaklanan manevi haklarının, davalının eylemi ile ihlal edildiği açıklanmasına rağmen gerekçesi karar yerinde tartışılmadan davacının manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle de davacı yararına bozulması gerekmiştir.
4- Bozma sebep ve şekline göre davacı vekilinin, hüküm altına alınan tazminatın miktarına yönelik temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekili ile fer"i müdahil vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekili ile fer"i müdahil vekilinin, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, takdir olunan 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin asıl ve birleşen davada davacıdan alınarak asıl ve birleşen davada davalıya verilmesine, takdir olunan 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin asıl ve birleşen davada davalıdan alınarak asıl ve birleşen davada davacıya verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 09.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
.