14. Hukuk Dairesi 2014/16286 E. , 2015/488 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 26.10.2010 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 04.12.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalılardan ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_K A R A R_
Dava, tapu iptali ve eski hale ihya sureti ile Hazine adına tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, çekişme konusu taşınmaza dayanak imar uygulamalarının idari yargıda iptal edildiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili, davalı ... ve Büyükşehir Belediye vekili temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davacı vekilinin tüm davalılar vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz istemleri yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir
2-Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu taşınmazın bulunduğu alanda ... Belediyesinin 37 no"lu imar düzenlemesi yaptığı, daha sonra aynı bölgede ... Belediyesinin imar uygulaması gerçekleştirdiği, her iki imar düzenlemesinin idari yargı yerinde iptal edilerek, idari yargı kararlarının kesinleştiği, dava konusu yerin yargılama sırasında yeni kurulan ... Belediyesi sınırlan içinde kalması üzerine anılan Belediyenin de davalı gösterildiği anlaşılmaktadır.
Davacı vekili; devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan çekişme konusu 7346,12 m2"lik bölümün Hazine adına sicil kaydı oluşturulmadan 1382 nolu parsel numarası ile ihdasen ... Büyükşehir Belediyesi adına tescil edildiğini, sonraki imar uygulaması ile de anılan parselin tamamının kamuda kullanılmak üzere terkin edilerek çekişme konusu yapılan bölümün 5524 ada 3 ve 5 no"lu imar parselleri olarak tescil edildiğini, dayanak imar uygulamalarının idari yargı yerinde iptal edildiğini ileri sürerek, 7346,12 m2"lik kısmın tapusunun iptali ile Hazine adına tescili istekli eldeki davayı açmıştır.
İmar şuyulandırmasının dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicil dayanıksız kalacak ve yolsuz tescil durumuna düşecektir. Bu nedenle dayanıksız
kalan (illetten mücerret) kaydın iptal edilerek kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyası şeklinde karar verilmesi gerekir.
Aynca; çekişmeli taşınmazın Belediye sınırları içerisinde ve kadastro sırasında tespit dışı bırakılan yer olduğunun belirlenmesi halinde, 1966 tarihinde yürürlüğe giren 775 sayılı Yasanın 3/2. maddesinde öngörülen Belediyeye devri gerekli taşınmazlardan olup olmadığının açıklığa kavuşturulması, şayet yasa gereğince Belediyeye devri gereken yerlerden olduğu tespit edilirse, Hazinenin taşınmazda mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı gözetilerek Hazinenin davasının reddine karar verilmesi gerekir.
Diğer taraftan; 775 sayılı Yasanın 3. maddesi her ne kadar 19.07.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4916 sayılı Yasa ile iptal edilmiş ise de; iptal karannın bu tarihten önce doğmuş olan haklara etkili olmayacağı, bir başka ifadeyle kazanılmış hakkın korunması gerekeceği açıktır.
Somut olaya gelince; mahallinde yapılan uygulama neticesinde teknik bilirkişilerin, çekişme konusu 1382 (2067) no"lu parselin kadastro paftasına göre devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden ihdas edildiğini bildirdiği halde, tescil bildiriminde (beyannamede), 215 no"lu parselin terkininden ihdas edildiğinin belirtildiği, ne var ki bu hususlardaki çelişkinin giderilmediği, özellikle dava konusu yapılan 7346,12 m2"lik bölümün imar uygulamasından önceki vasfi ile Hazine ile ilgisinin bulunup bulunmadığının kuşkuya yer bırakmayacak şekilde saptanmadığı, öte yandan, çekişme konusu yerin Belediyeye devri gereken yerlerden olup olmadığı hususu üzerinde de durulmadığı görülmektedir.
Buna göre, mahallinde yeniden keşif yapılarak dava konusu yerin kadastro paftasındaki ve her iki imar uygulamasındaki yerinin aynı kroki üzerinde işaretlenerek, çekişmeye konu yere ilişkin bilirkişilerden açıklayıcı, doyurucu ve infaza imkan verecek şekilde rapor alınması, değinilen ilkeler ve yasal düzenlemeler doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılması, tüm deliller birlikte değerlendirilerek varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm, davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2 numaralı bent uyarınca hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.01.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.