Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/2641
Karar No: 2019/5056
Karar Tarihi: 11.11.2019

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2018/2641 Esas 2019/5056 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı bankanın temlik ettiği alacağını tahsil etmek için icra takibi başlatması sonucunda, kredi kartı borcu nedeniyle davalı banka tarafından borçlu olduğu iddia edilen davacının, imzanın kendisine ait olmadığını ve kendisine kredi kartı teslim edilmediğini belirterek menfi tespit davası açtığı ancak mahkeme tarafından reddedildiği anlatılmaktadır. Davacının temyizi üzerine, davalı tarafından ispat edilemeyen kredi kartlarının davacıya teslim edilmediği sonucuna varılmıştır. Bununla birlikte, dava konusu kredi kartının davacının oğlunun işyerinde kullanıldığı varsayımı doğru değildir ve mahkeme kararı bozulmuştur. Kanun maddeleri açıklanmamıştır.
19. Hukuk Dairesi         2018/2641 E.  ,  2019/5056 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozmaya uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
    - K A R A R -
    Davacı vekili, alacağını temlik eden davalı bankanın davacı hakkında kredi kartı borcu olduğundan bahisle icra takibi başlattığını, ancak kredi kartı sözleşmesindeki imzanın davacıya ait olmadığını, davacıya teslim edilen bir kredi kartı olmadığını belirterek davacının söz konusu icra takibi nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacının gerek kendisine gönderilen ihtarnameye gerekse icra takibine itiraz etmediğini, takibin kesinleştiğini, sözleşmedeki imzanın davacıya ait olmadığı kabul edilse bile bunun davacıyı kullanmış olduğu kredi kartı borcuna ilişkin sorumluluktan kurtarmayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, dava konusu kredi kartı sözleşmesindeki imzanın davacının eli ürünü olmadığının tespit edildiği, dolayısıyla davacının kredi kartı sözleşmesi nedeniyle borçlu olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm, taraf vekillerinin temyizi üzere Dairemizin 2015/10508 esas ve 2015/14241 karar sayılı ve 09/11/2015 tarihli ilamında yer alan “ Davacı, takibe konu kredi sözleşmesindeki imzanın kendisine ait olmadığını, davalı banka tarafından kendisine teslim edilen bir kredi kartı olmadığını ileri sürerek borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. Adli Tıp Kurumu"nun 02/07/2014 tarihli raporu ile kredi kartı sözleşmesindeki imzanın davacının eli ürünü olmadığı tespit edilmiştir. Mahkemece sözleşmedeki imzanın davacıya ait olmadığından bahisle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, sözleşme uyarınca tahsis edilen kredi kartının davacıya teslim edilip edilmediğinin ve karta ilişkin harcamaların kim tarafından yapıldığının incelenmesi sonucu alınacak rapor çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.” gerekçesi ile bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, davacıya ait her iki kredi kartına ilişkin ihtarnamelerin davacının oğlunun işyerine teslim edildiği, kartların ağırlıklı olarak davacının oğluna ait işyeri pos cihazında kullanıldığı, davaya konu kredi kartlarının davacı veya davacının bilgisi dahilinde kullanıldığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, davacının kendisinin kredi kartı başvurusunun olmadığı ve kendisine kredi kartı teslim edilmediği iddiasına dayalı menfi tespit davasıdır. Dairemizce mahkemenin ilk kararı kredi kartının davacıya teslim edilip edilmediği yönünden bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan tahkikat sonunda dava konusu kredi kartlarının davacıya teslim edildiği davalı tarafça ispat edilememiştir. Bu durumda davacının menfi tespit davasının kabulü gerekirken, dava konusu kredi kartıyla davacının oğlunun işyerindeki pos cihazından alışveriş yapıldığı ve bu durumun davacının bilgisi dahilinde olduğun kabulü gerektiği şeklindeki varsayıma dayalı gerekçe ile davanın reddi doğru olmamıştır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 11/11/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi