16. Ceza Dairesi 2017/211 E. , 2017/3885 K.
"İçtihat Metni"Mahkeme Kararı : Ağır Ceza Mahkemesinin
İtirazla İlgili Hüküm : Mahkumiyet
Suç : Silahlı terör örgütü üyesi olma
İtiraz yazısı ile dava dosyası incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
I.İTİRAZ OLUNAN KARAR
Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 18.04.2006 tarih ve 2000/51-2006/64 sayılı kararının onanmasına ilişkin Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 19.11.2007 tarih ve 2007/2039-2007/8340 karar sayılı ilamıdır.
II.İTİRAZ NEDENLERİ
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 05.01.2017 tarih, 2016/399677 sayılı müzekkeresi ile; silahlı terör örgütü üyeliğinden mahkum olan hükümlü ... hakkında 4959 sayılı pişmanlık yasası hükümleri uygulanmamış ise de,
Hükümlü ... hakkında silahlı örgüt üyesi olma suçundan kamu davası açıldığı, örgüt üyeliği dışında, sanığın başkaca herhangi bir eylemde bulunduğuna dair dosya içeriğinde bilgi ve iddia bulunmadığı, sanığın beyanı ve dosya arasında bulunan İçişleri Bakanlığının 03.05.2005 tarihli bilgi yazısından sanığın Diyarbakır DGM Başsavcılığına kendiliğinden teslim olduğunun anlaşıldığı, sadece örgüt üyeliği suçlaması olan sanıkların 4959 sayılı Topluma Kazandırma Kanunundan yararlanmaları için kendiliğinden teslim olup, kanundan yararlanma talebinde bulunmaları yeterli olup, örgüt faaliyetleri hakkında herhangi bir bilgi vermelerinin gerekmediği, sanığın yasal koşulları yerine getirdiği halde 4959 sayılı Topluma Kazandırma Kanunundan yararlanma talebinin reddine karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olması nedeniyle 5271 sayılı CMK"nın 308/3 maddesi gereğince itiraz yoluna başvurulmuştur.
III.DOSYADAKİ DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME
Hükümlü ... hakkında Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 2000/51 esas sayılı dosyasında silahlı örgüt üyesi olma suçundan 765 sayılı TCK"nın 168/2 ve 3713 sayılı Kanunun 5. maddeleri gereğince cezalandırılması için kamu davası açılmıştır.
Hükümlü savcılık, sorgu ve duruşma aşamasında atılı suçlamaları reddederek kimseye özgeçmiş raporu vermediğini beyan etmiş olup yargılama devam ederken 06.08.2003 tarihinde 4959 sayılı Topluma Kazandırma Kanunu yürürlüğe girmiştir. Hükümlü yasal süresi içinde bu kanundan yararlanmak için mahkemeye müracaat etmiştir. Yapılan yargılama sonunda 18.04.2006 tarihli kararla sanığın 5237 sayılı TCK"nın 314/2 ve 3713 sayılı Kanunun 5. maddeleri gereğince cezalandırılmasına, hükümlü pişmanlık kanunundan yararlanmak istemiş ise de yakalandığı, terör örgütü içindeki faaliyetleri ile uyumlu bilgi vermediğinden 4959 sayılı Kanundan yararlanmasına ilişkin talebi reddedilmiştir.
Kararın temyiz üzerine Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 19.11.2007 gün 2007/2039 esas, 2007/8340 sayılı ilamı ile onanarak kesinleşmiştir.
Yargıtay 9. Ceza Dairesi ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında suçun sübutu ve vasıflandırılması yönünden bir ihtilaf söz konusu değildir.
Uyuşmazlık, hükümlü hakkında topluma kazandırma kanunu ya da 5237 sayılı TCK"nın 221 maddesindeki etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağına ilişkindir.
Hukuki sorunun sağlıklı bir çözüme kavuşturulabilmesi için öncelikle 4959 sayılı Topluma Kazandırma Kanunu ile öncesindeki yasal düzenlemelerin süreç içerisinde değerlendirilmesi gerekmektedir.
Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 27.10.2009 gün 2009/9-129/246 sayılı kararında ayrıntıları açıklandığı üzere;
"Ceza Genel Kurulunun 19.12.2006 gün ve 153-310 sayılı kararında da belirtildiği üzere; terör örgütlerinin insan kaynağının kurutulabilmesi, alınabilecek diğer tedbirlerle birlikte bu örgütlerin etkisizleştirilip ortadan kaldırılmaları, geçmişte meydana gelen terör eylemlerinin aydınlatılabilmesi, gelecekte işleyebilecekleri suçların engellenmesi ve terör örgütüne üye olanların tekrar topluma kazandırılabilmeleri bakımından 05.06.1985 tarihli ve 3216 sayılı Bazı Suç Failleri Hakkında Uygulanacak Hükümlere Dair Yasa kabul edilerek yürürlüğe konulmuştur.
Bu yasanın iki yıllık yürürlük süresinin bitmesi üzerine aynı amaçlara yönelik olarak 25.03.1988 tarihli ve 3419 sayılı Kanun çıkarılmış, Kanunun 1. maddesi süreli, diğer maddeleri ise süresiz olarak yürürlüğe girmiştir. Anılan 1. maddenin sona eren yürürlük süresi zaman içinde 3618, 3853, 4085, 4450 ve 4537 sayılı Kanunlarla uzatılmış ve nihayet 29.08.2000 tarihinde uygulaması sona ermiş ise de, bu süre içinde beklenen amaca ulaşılamaması nedeniyle bu kez benzer amaçlarla 29.07.2003 tarihinde kabul edilen 4959 sayılı Topluma Kazandırma Kanunu 06.08.2003 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
4959 sayılı Kanunun genel gerekçesinde; “Yakalandıktan sonra bilgi verme eğilimindeki birçok örgüt mensubu nedamet eğiliminde olmasına rağmen herhangi bir ceza indiriminden yararlanma ihtimali bulunmadığından nedametini açıkça dile getirmemekte ve bilgi vermekten kaçınmaktadır. Oysa önemli konumdaki bir örgüt mensubunun, örgütle ilgili olarak verdiği bilgilerle, faili meçhul kalmış suçlar aydınlatılabilmekte ve örgüt mensuplarının yakalanabilmesi sağlanabilmektedir...” denilerek, Kanunun çıkarılma amacının, yakalanan örgüt mensuplarının bilgi vermeleri, bu suretle faili meçhul kalmış olayların aydınlatılması ve örgüt mensuplarının yakalanabilmesi olarak açıklanmıştır.
Kanunun 3. maddesinde; bu yasadan yararlanamayacak kişiler sayılmış olup, buna göre; tamamı üzerinde etkili olabilecek şekilde terör örgütünü sevk ve idare edenler, hüküm kesinleşmeden önce hâkim huzurunda önceki beyanlarını reddeden veya bu kanun hükümlerinden yararlanmak istemediğini beyan eden failler ve 3216, 3419, 3618, 3853, 4085, 4450 ve 4537 sayılı Kanun hükümleri uygulanmış bulunanlardan, anılan kanunların kapsamına giren suçları yeniden işleyenler 4959 sayılı Topluma Kazandırma Kanunlarından yararlanamazlar.
4. maddesinde ise; kanunun uygulanma koşulları ve esasları düzenlenerek, terör örgütü mensubu olup da bu yasadan yararlanabilecek olanlara uygulanacak cezasızlık hali ile ceza indirimi miktarları ve bunların koşulları belirtilmiştir.
Maddenin (a) bendinde; terör örgütü tarafından işlenen suçlara iştirak etmemiş bulunanların kendiliklerinden veya dolaylı teslim olmaları halinde veya bunların kendiliklerinden örgütten çekildiği anlaşıldığında, ceza verilmeyeceği hükme bağlanmıştır. Bunların cezasızlık halinden yararlanmaları için örgütün faaliyetleri hakkında herhangi bir bilgi vermeleri de gerekmemektedir.
(b) bendinde, terör örgütü tarafından işlenen suçlara iştirak etmiş olup da silahlı mukavemet göstermeksizin kendiliklerinden veya dolaylı teslim olanların yahut kendiliklerinden örgütten çekildiği anlaşılıp da bu yasadan yararlanmak istediğini açıklayanların hangi koşullar altında ceza indiriminden yararlanabilecekleri düzenlenmiştir. Buna göre, terör örgütü mensubu bu kişilerin anılan ceza indiriminden yararlanabilmeleri için; örgüte girişleri, örgüt içindeki faaliyetleri, bu sırada tanıdığı diğer örgüt mensupları, amirleri ve örgütün eylemleri hakkında bilgi vermeleri ve bu bilgilerin kendilerinin örgüt içindeki konum ve faaliyetleri ile uyumlu olması, ayrıca bu bilgilerin doğruluğunun da saptanması gerekmektedir.
(c) bendinde ise; kendiliğinden teslim olmadıkları halde yakalanan örgüt mensuplarının durumu düzenlenirken; bu bentte de bilgi verme koşulu aranmış, bilgi vermenin, hükmün kesinleşmesinden önce veya sonra olmasına göre ikili bir ayrıma gidilmek suretiyle bu ayrıma dayalı olarak farklı miktarda ceza indirimleri öngörülmüştür. İradeleriyle teslim olmayan veya kendiliklerinden örgütten çekilmeyen bu kişiler güvenlik güçlerinin özel çabası sonucu ele geçirildiklerinden, bunlar hakkında ceza indirimine gidilebilmesi için, (b) bendinden farklı olarak, verdikleri bilgilerin terör örgütünün dağılmasına veya meydana çıkarılmasına yardım etmesi veya verdikleri bilgi ve belgelerle ya da bizzat gösterecekleri çaba ile örgütün amaçladığı suçun işlenmesine engel olmaları koşulu aranmıştır.
Sanık hakkında uygulanıp uygulanmayacağı 9. Ceza Dairesi ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasındaki uyuşmazlık konusunu oluşturan 4959 sayılı Kanunun 4-a maddesinin uygulanabilmesi koşulları değerlendirilecektir. Kanun hükümlerinden yararlanabilmek için;
a)Terör örgütü üyesi olduğunun kabul edilmiş olması,
b)Örgüt tarafından işlenen vahim nitelikte eylemlere katılmamış olmak,
c)Kanun yürürlüğe girdikten sonra silahlı mukavemet göstermeksizin kendiliğinden veya vasıtalı olarak teslim olunmuş veya kendiliklerinden örgütten çekildiği anlaşılmış olmak,
d)Süresi içinde kanundan yararlanmak istediğini mahkeme huzurunda beyan etmek,
Şartlarının yanında, örgüt mensubunun Kanunun 3. maddesinde sayılan ve yasadan yararlanamayacak kişilerden olmaması gerekmektedir."
Yerel mahkeme; hükümlünün yakalandığı ve konumuna uygun bilgi vermediği gerekçesiyle kanun hükümlerinden yararlanamayacağı sonucuna varmış ise de, yasanın tarif ettiği anlamda kaçak konumundan olmayan hükümlünün kendiliğinden teslim olduğu, dolasıyla 4959 sayılı Topluma Kazandırma Kanununda öngörüldüğü şekilde yakalanmanın söz konusu olamayacağı, 4959 sayılı Kanun yürürlüğe girmeden önce suçu kabul etmemesinin sonuca etkili olmadığı 4959 sayılı Kanunun 3. maddesi kapsamında olmayan hükümlünün pişmanlığı ifade etmesi karşısında hukuki konumunun 4959 sayılı Kanunun 4-a maddesi kapsamında kaldığı gözetilmeksizin, yasa hükümlerinden yararlanamayacağına ilişkin kabul yerinde görülmediğinden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne karar vermek gerekmektedir.
IV. KARAR
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
2-Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 19.11.2007 tarih ve 2007/2039 esas, 2007/8340 sayılı onama kararının 5271 sayılı CMK"nın 308. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Silahlı terör örgütü üyesi olan sanık hakkında karar tarihinde yürürlükte bulunan 4959 sayılı Kanunun 4-a maddesi uygulanması gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup sanık müdafiinin itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 18.04.2006 tarih ve 2000/51 - 2006/64 sayılı hükmünün BOZULMASINA, hükümlü hakkındaki İNFAZIN DURDURULMASINA, başka suçtan tutuklu ya da hükümlü olmadığı takdirde derhal tahliyesinin temini için Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığına müzekkere yazılmasına, 10.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.