14. Hukuk Dairesi 2014/15958 E. , 2015/436 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 21.05.2010 gününde verilen dilekçe ile komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 11.06.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, davacılardan ...’ın 11584 parsel üzerinde kat irtifakı kurulu binanın bodrum kat, 2 numaralı, daire nitelikli bağımsız bölümün maliki olduğunu ve aynı zamanda ...’a ait 3 numaralı bağımsız bölümü kiracı sıfatı ile konfeksiyon atölyesi olarak kullandığını; davacılardan ...’ın ise aynı binada zemin kat 3 numaralı, daire nitelikli bağımsız bölümün maliki olduğunu; diğer davacı ...’ın ise ...’a ait 2 numaralı bağımsız bölümü kiracı sıfatıyla konfeksiyon atölyesi olarak kullandığını; davacıların parseline bitişik olan 11583 parsel üzerinde kat irtifakı kurulu binayı davalının inşa ettirdiğini, davalıya ait binanın inşası sırasında davacıların dairelerinin olduğu binanın pis su kanalına bağlantısını sağlayan borunun kırıldığını ve tıkandığını, bunun sonucu anılan 11584 parseldeki 2 ve 3 numaralı bağımsız bölümleri 25.12.2009 tarihinde pis suyun bastığını, dairelerin ve içerisindeki konfeksiyon ve tekstil malzemelerinin zarar gördüğünü; bu nedenle davacılardan ...’a zarar gören konfeksiyon ve tekstil malzemeleri için 8.000,00 TL; ...’a zarar gören konfeksiyon ve tekstil malzemeleri ve kira kaybı için 8.000,00 TL; dairede oluşan zarar için ... ve ...’a 800,00 TL; kira kaybı nedeniyle ...’a 600,00 TL tazminatın haksız fiil tarihi olan 25.12.2009 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile davalıdan alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, 11583 sayılı parsel üzerindeki dava konusu binanın arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ile dava dışı inşaat şirketine yaptırıldığını ve tüm sorumluluğun inşaat şirketinde olması sebebiyle davalıya husumet yöneltilemeyeceğini; dava konusu pis su borusunun kırılması ve
tıkanması ile davalının yaptırdığı inşaatın ilgisi olmadığını, bu yönde... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/634 D. İş sayılı tespit dosyasında aldırılan bilirkişi raporunda “kanalın nerede tıkalı veya kırık olduğunun... tarafında yapılacak çalışmalarla saptanacağının” tespit edildiğini, dava konusu taşınmazın daha önce tek bir parsel iken ve davacılarla müştereken malik iken rızaen tapuda ifraz edildiğini ve 11583 ile 11584 sayılı parseller olduğunu, davacılara ait bağımsız bölümlerin bulunduğu 11584 sayılı parseldeki binanın pis su kanalının hiçbir kullanım hakkı olmamasına rağmen 11583 sayılı parselden geçtiğini, davacıların pis su kanalının yerini değiştirmeleri gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacılardan ...’ın iddiasını ispat edemediğinden davasının reddine, davacılardan ... ve ...’ın davalarının kısmen kabul ve kısmen reddiyle taşınmazda oluşan hasar için 2.997,50 TL ve kira kaybı nedeniyle oluşan zarar için 2.700,00 TL tazminatın davalıdan alınarak bu davacılara verilmesine karar verilmiştir.
Davacı ve davalı vekillerinin temyizi üzerine karar Dairemizin 02.12.2013 tarihli, 2013/11899-14951 sayılı ilamı ile ve ilamda belirtilen nedenlerle bozulmuştur.
Mahkemece Dairemizin bozma ilamına uyulmasına karar verildiği halde bozma gereği yerine getirilmeden herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmadan davanın reddine karar verildiği görülmüştür.
Hükmü davacılar vekili temyiz etmiştir.
09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında usuli kazanılmış hak kuralına değinilmiştir. Anılan içtihadı birleştirme kararında tarif edildiği üzere mahkemenin bozma kararına uymasıyla meydana gelen bozma gereğince işlem yapma ve hüküm verme durumu taraflardan birisi lehine ve diğeri aleyhine hüküm verme neticesini doğuracak bir durumdur. Buna da usul hukukunda “usuli müktesep hak” denilmektedir. Mahkeme uyduğu bozma kararına uygun olarak karar vermek zorunda olduğu gibi ilgili Yargıtay Dairesi de kural olarak bozma kararı ile benimsemiş olduğu ilke ile bağlıdır.
Somut uyuşmazlıkta; mahkemece uyulmasına karar verilen Dairemizin bozma ilamı doğrultusunda yerinde yeniden keşif yapılarak davalı tarafın inşaat çalışmaları sırasında pis su kanalına zarar verilip verilmediği ayrıca davalının eylemi ile davacıların zararı arasında illiyet bağı olup olmadığı kesin olarak ortaya konulmalı, tarafların gösterdiği deliller de değerlendirilmek suretiyle bilirkişilerden gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece yukarıda değinilen usuli kazanılmış hak kuralı bir yana bırakılarak, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.01.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.