9. Hukuk Dairesi 2021/424 E. , 2021/7353 K.
"İçtihat Metni"BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 28. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 23. İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı vekilince istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 01/04/2021 Perşembe günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına vekili Avukat ... geldi. Karşı taraf adına gelen olmadı. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 18.07.2003 tarihinden itibaren davalı ... bünyesinde dava dışı ... A.Ş. sigortalısı olarak çalıştığını, davalı ... ile ... A.Ş. arasındaki ilişkinin muvazaalı işleme dayandığı, bu nedenle ... A.Ş. işçilerinin başlangıçtan itibaren ... işçisi sayılması gerektiği, işçilerin özlük haklarının yeniden düzenlenmesi ve geçmişe dönük haklarının iade edilmesi gerektiği hususlarının Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Müfettişlerince ... A.Ş. bünyesinde yapılan teftiş sonucunda düzenlenen 07.07.2014 tarih ve 4687 sayılı muvazaa raporunda tespit edildiğini; davalının raporun iptali için ... 24. İş Mahkemesinin 2014/468 esas sayılı dosyasında açtığı davada Bakanlığın tespit raporunun yerinde olduğunun tespiti ile davanın reddedildiğini, kesinleşmiş muvazaa olgusu nedeniyle müvekkilinin başlangıçtan itibaren ... işçisi sayılarak geçmişe dönük ücret ve mali alacaklarının belirlenmesi gerektiğini ileri sürerek, fark ücret alacağı, fark ikramiye alacağı, yemek yardımı, sosyal paket yardımı, giyim yardımı, sorumluluk primi ve eğitim yardımı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının kendi çalışanları olmadığını, Belediyeden ihale ile iş alan işverenlerin çalışanı olduğunu, bu sebeple talep edilen alacaklardan sorumluluklarının bulunmadığını, muvazaa kararının kesinleşmediğini ve alacakların zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesince, toplanan kanıtlara ve aldırılan bilirkişi raporuna dayanılarak, kesinleşmiş muvazaa tespiti nedeniyle davacının dava dışı ... A.Ş. kaydında geçen çalışmaları yönünden başlangıçtan itibaren davalı ..."nın işçisi olarak kabul edilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu :
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu :
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Mahkemece, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Başkanlığı"nca düzenlenmiş 07.07.2014 tarih ve 4687 sayılı muvazaa raporunun geçersizliğinin tespiti talebiyle açılan davanın görüldüğü ... 24. İş Mahkemesinin 2014/468 esas, 2015/225 karar sayılı dosyasında, hazırlanan tespit raporunun yerinde olduğundan bahisle davanın reddine karar verildiği; ret kararının temyizi üzerine Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nce, dosyada aldırılan bilirkişi raporu davacı ... İnşaat Şirketine tebliğ edilmeden, rapora karşı itirazlarını sunma hakkı verilmeden karar verilerek hukuki dinlenilme hakkına aykırı şekilde davranıldığı gerekçesiyle 02.02.2016 tarihli bozma kararı verildiği; bozma sonrasında yapılan yargılama sonucunda ... Anadolu 24. İş Mahkemesinin 2016/130 esas, 2017/432 karar sayılı dosyasında; ... ile ... A.Ş. arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunun tespiti ile asıl davanın reddine karar verildiği, kararın Yargıtay 9.Hukuk Dairesi’nce 15.03.2018 tarihinde onandığı, Yargıtay"ca onanarak kesin hüküm haline gelen ... 24. İş Mahkemesinin 2016/130 esas, 2017/432 karar sayılı dosyasında verilen karar doğrultusunda; ... ile ... A.Ş. arasındaki asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğu ve 4857 sayılı Kanun"un 2. maddesinin 6. fıkrasında açık biçimde düzenlendiği üzere; davacı işçinin ... A.Ş. kaydında geçen çalışmaları yönünden başından itibaren davalı ... işçisi olduğunun kabulü ile, davacıya bordro ile ödenen ücret ve diğer sosyal yardımlar ile emsal isçiye ödenen ücret ve diğer sosyal yardımlar arasındaki fark alacakların ödenmesi gerektiği gerekçesiyle bu yöndeki taleplerin kabulüne, davacı işçinin ... Sendikası ile davalı ... arasında imzalanan Toplu İş Sözleşmesi hükümlerinden faydalanması gerekeceği, Toplu İş Sözleşmesinden kaynaklı alacakların da talep koşulunun oluştuğu gerekçesiyle, bu alacaklar bakımından da davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, kesinleşen müfettiş raporu ile muvazaaya dayalı olduğu tespit edilen sözleşmelerin geçerli olduğu dönem yönünden kabule dair İlk Derece Mahkemesi kararı isabetli ise de; davacının ne iş yaptığı ve dolayısıyla müfettiş raporunda muvazaalı kabul edilen hangi hizmet alım sözleşmesi kapsamında ne kadar süre çalıştığı dosya kapsamından anlaşılamamaktadır. Zira, davacı vekili dava dilekçesinde önce davacının destek hizmetlerinde işçi olarak çalıştığını, ardından temizlik işçilerine verilen prim alacağına hak kazandığını belirtmiş; tanıklardan biri davacının destek hizmetleri biriminde çalıştığını, diğeri ise destek hizmetleri biriminde zabıta olduğunu beyan etmiş, İlk Derece Mahkemesince ve Bölge Adliye Mahkemesince ise davacının Kreş Müdürülüğünde çalıştığı kabul edilerek sonuca gidilmiştir. Bu durumda, öncelikle davacının çalışma süresi boyunca hangi birimde ne iş yaptığı açıklığa kavuşturulduktan sonra, müfettiş raporunda birden fazla işe dair hizmet alım sözleşmesinin muvazaalı olduğunun tespit edildiği dikkate alınarak davacının bunlardan hangisi kapsamında çalıştığı tereddüte yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Ayrıca dosya içerisinde hesaplamaya esas dönem Toplu İş Sözleşmeleri ve davacının sendika kayıt fişi de bulunmadığından bu aşamada hesaplama yönünden de inceleme yapılamamıştır.
Dairemiz uygulamasına göre bir ihale dönemi için kurulan asıl işveren-alt işverenlik ilişkisinin geçersiz veya muvazaaya dayanması önceki ve sonraki ihale dönemleri bakımından bir sonuç doğurmaz. Her ihale sözleşmesi kendi dönemi ve şartlarında değerlendirmeye tabi tutulmalıdır. Başka bir anlatımla, önceki ihale sözleşmelerinin kanuna uygun kurulmamış olması veya muvazaalı olması, sonrakilerin de aynı şekilde kanuna uygun kurulmadığını ya da muvazaaya dayandığını göstermez. Daha sonra yapılan sözleşmenin ayrıca kanuna uygunluk ve muvazaa yönünden değerlendirmeye tabi tutulması gerekir. Bu sebeple davalı tarafından yapılan sözleşmelerin kanuna uygun olmadığına ya da muvazaalı olduğuna ilişkin kesinleşmiş yargı kararları sadece muvazaalı olduğu tespit edilen ihale dönemlerini bağlayacak olup önceki ve sonraki ihale dönemleri bakımından muvazaa araştırması yeniden yapılmalıdır. Bu duruma göre de, Mahkemece kesinleşmiş muvazaa tespitine dayanarak, tespit döneminin dışında kalan ihale dönemleri için de herhangi bir inceleme yapılmadan muvazaanın kabul edilmesi doğru değildir.
Belirtmek gerekir ki, dava konusu ihale dönemlerini kapsayan tarihlerde yürürlükte bulunan 4734 sayılı Yasanın 62/1-e ve 5393 sayılı Yasanın 67. maddesi uyarınca davalı belediyenin görevi konusuna giren işlerin hizmet alım sözleşmesi ile gördürülmesi mümkündür.
Öte yandan belediyelerce şirket kurulması yasal olarak mümkün olup kurulan bu şirketlerden hizmet alımı yasaya aykırı olmadığı gibi bu husus tek başına muvazaaya delil de teşkil etmez.
Açıklanan nedenlerle İlk Derece Mahkemesince yapılması gereken, davacının muvazaa tespit raporunda muvazaalı kabul edilen işlerden hangi sürede yürürlükte olan hangi iş kapsamında çalıştığı belirlendikten sonra çalışma dönemini kapsayan tüm ihale sözleşmeleri, hesaplamaya esas dönem Toplu İş Sözleşmeleri ve davacının sendika kayıt fişi dosya arasına celp edilerek, kesinleşen muvazaa tespiti dışında kalan davaya konu olan dönemler bakımından, söz konusu dönemlere ilişkin ihalenin kapsamı tespit edilip yukarıda izah edildiği üzere her ihale dönemi kendi arasında değerlendirilmek sureti ile davalı ile dava dışı ... A.Ş. arasında asıl işveren - alt işveren ilişkisinin usulüne uygun olarak kurulup kurulmadığı, muvazaaya dayanıp dayanmadığı tespit edildikten sonra sonucuna göre hüküm kurmaktan ibarettir.
Sonuç :
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ve bu karara karşı istinaf başvurusunu esastan reddeden Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, bozma sebebine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin ise kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, davalı yararına takdir edilen 3.050,00 TL duruşma vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 01/04/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.