21. Hukuk Dairesi 2015/12988 E. , 2015/17702 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Perşembe Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
TARİHİ : 06/01/2015
NUMARASI : 2014/61-2015/4
Davacı, 01/06/1990 tarihinin sigorta başlangıç tarihi olarak sayılması ve bir gün süreyle sigortalı olarak çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava, davacının 01/06/1990 tarihinin sigortalılık başlangıç tarihi olarak sayılması ve bu tarih itibariyle bir gün süreyle sigortalı olarak çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile davacının davalı H.. A.."e ait işyerinde 01/06/1990 tarihinde en az 1 gün ile çalıştığının tespitine karar verilmiştir.
Uyuşmazlık, somut olayda fiili çalışma olgusunun ispatı konusunda, Mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davanın yasal dayanaklarından 506 sayılı Yasa"nın 108.maddesinin 1.fıkrasında; "Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında nazara alınacak sigortalılık süresinin başlangıcı, sigortalının, yürürlükten kaldırılmış 5417 ve 6900 sayılı Kanunlara veya bu Kanun"a tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihtir" hükmü düzenlenmiştir.
Bir kimsenin sigortalı sayılabilmesi için sigortalı işe giriş bildirgesinin varlığı ve işverenin kabul beyanı tek başlarına yeterli değildir. Aynı zamanda o kimsenin Yasa"nın belirlediği biçimde (506 sayılı Yasa"nın 2. maddesi ve 5510 sayılı Yasa"nın 4/a maddesi) eylemli olarak çalışması da koşuldur. Bu yön 506 sayılı Yasa"nın 6. maddesi ile 5510 sayılı Yasa"nın 7/a maddesinde ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 1999/21-549-555, 2005/21-437-448 ve 2007/21-306-320 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır. Bu bakımdan bu tür davalar yalnızca bir günlük çalışmanın tespitinden ibaret olarak görülmemeli, bir günlük çalışmanın kabulü ile saptanacak sigortalılık başlangıcının sigortalıya sağlayacağı sigortalılık süresi ile birlikte kazandıracağı haklar dikkate alınarak; davanın kamu düzenine ilişkin olduğu da gözetilerek davacının işyerinde eylemli olarak çalışıp çalışmadığı yeterli ve gerekli bir araştırmayla hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak sağlıklı bir biçimde belirlenmelidir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, 01/08/1964 doğum tarihli olan davacının 01/06/1990 tarihli ilk işe giriş bildirgesinin H.. A.. ünvanlı işyerince düzenlenmiş olup bildirgenin Kurum kayıtlarına 29/06/1990 tarihinde intikal etmiş olduğu, davacıya ait hizmet cetvelinin getirtilmediği, dava dışı Musa AKTAŞ"a ait davalı işyerinde 01/11/1990-10/11/1990 tarihleri arasında geçen hizmetlerinin tespitine ilişkin olarak açılan ve yapılan yargılama neticesinde davanın kabulü şeklinde kurulan ilamın Yargıtay 10.Hukuk Dairesi"nce onanmak suretiyle kesinleştiği dava dosyasının eldeki dava dosyasına getirtildiği, işbu dosya kapsamında davalı işyerine ait 1990/3. dönem bordrosunun sunulduğu, bordrolarda sigortalı çalışan olarak Feridun KAYA ve Erhan AYDIN"ın çalışma kaydının yer aldığı, davalı işyerinin 01/07/1985-31/12/1990 tarihleri arasında “inşaat” faaliyetinden dolayı 506 sayılı Yasa kapsamında kaldığı, davalı işyerine ait ilk yapı ruhsatının 22/07/1985 tarihinde alınmış olduğu, eldeki dosyaya ait yargılama esnasında bordrolarda çalışma kaydı yer almayan davacı ile birlikte çalıştığını iddia eden davacı tanığı ile diğer davacı tanıklarının dinlendiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda; Mahkemece duruşmalarda dinlenen davacı tanıklarının yerleşik Yargıtay içtihatlarında belirtilen tanık niteliğinde olmadığının gözönünde bulundurmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmektedir.
Yapılacak iş, davacıya ait hizmet cetvelini ve var ise davacı adına düzenlenmiş sair işe giriş bildirgelerini ve duruşmada dinlenen davacı tanığının SSK hizmet cetvelini ve davalı işyerinde geçen çalışmasına ilişkin olarak düzenlenmiş işe giriş bildirgesini Kurum"dan istemek, davalı işyerine ait dönem bordrolarında sigortalı kaydı yer alan çalışanlardan tespit edilecek bordro tanıklarını dinlemek, ayrıca bu tanıkların adresleri tespit edilemediği ya da beyanları ile yetinilmediği takdirde, davalı Kurum"dan sorulmak suretiyle veya zabıta araştırması ile tespit edilecek komşu işyerlerinde benzer işi yapan işlerle uğraşan işverenlerin veya bu işverenlerin resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlarının beyanlarına başvurmak, davacının sigorta sicil numarasının Kurum"un hangi ünitesince verildiği ve hangi yılın ve ayın serilerinden olduğunu sormak, gerektiğinde sigortalı işe giriş bildirgesindeki imzanın davacıya ait olup olmadığını belirlemek amacıyla bilirkişi incelemesi yaptırmak ve toplanan tüm delilleri değerlendirerek sonucuna göre fiili çalışmanın olup olmadığına karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 05.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.