2. Hukuk Dairesi 2021/6740 E. , 2021/8303 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından nafakaların ve manevî tazminatın miktarı, ortak çocuklar ...,...,... lehine iştirak nafakasına hükmedilmemesi yönünden; davalı erkek tarafından ise nafakaların ve manevî tazminatın miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı erkeğin tüm, davacı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre müşterek çocuklar yararına hükmedilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanunu"nun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
3- İlk derece mahkemesince tarafların ortak çocukları, ... Hakim, ...ve ..."in velayetleri davacı anneye bırakılmıştır. İlk derece mahkemesi kararı davacı kadın tarafından; manevî tazminatın ve nafakaların miktarı yönünden istinaf edilmiş, bölge adliye mahkemesince, kadının istinaf talebi manevî tazminatın, yoksulluk ve iştirak nafakalarının mıktarı yönünden kabul edilmiş, sadece ortak çocuklar, ...Hakim ve ... yararına aylık 750"şer TL iştirak nafakasına hükmedilmiştir. Buna göre; bölge adliye mahkemesince velâyetleri anneye bırakılan ortak çocuklar için hükmedilen iştirak nafakalarının miktarı yönünden davacı kadının istinaf talebi kabul edildiği halde, velayetleri anneye bırakılan diğer ortak çocuklar ...ve... yararına iştirak nafakasına ilişkin hüküm kurulmaması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
4-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, paranın alım gücüne, kişilik haklarına, özellikle aile bütünlüğüne yapılan saldırının ağırlığına, manevî tazminat isteyenin boşanmaya yol açan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmadığı anlaşılmasına nazaran davacı kadın yararına hükmolunan manevî tazminat azdır. Türk Medeni Kanunu"nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile, Türk Borçlar Kanununun 50 ve 51. maddeleri nazara alınarak daha uygun miktarda manevî tazminat (TMK m. 174/2) takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2., 3. ve 4. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda l. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın davalıya yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna ve 292.10 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatıran davacıya geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 08.11.2021 (Pzt.)