Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2014/581
Karar No: 2016/34

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2014/581 Esas 2016/34 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2014/581 E.  ,  2016/34 K.
  • KARŞILIKSIZ YARARLANMA SUÇU
  • SANIĞIN ÖLMESİ
  • KAMU DAVASININ DÜŞMESİ
  • CEZA MUHAKEMESİ KANUNU (CMK) (5271) Madde 193
  • CEZA MUHAKEMESİ KANUNU (CMK) (5271) Madde 223
  • TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) Madde 142
  • TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) Madde 163
  • TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) Madde 64
  • CEZA MUHAKEMELERİ USULÜ KANUNU (MÜLGA) (1412) Madde 223

"İçtihat Metni"

Karşılıksız yararlanma suçundan sanık ..."ın beraatine ilişkin, Asliye Ceza Mahkemesince verilen 23.01.2013 gün ve 1061-131 sayılı hükmün katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 13. Ceza Dairesince 12.02.2014 gün ve 28099-4141 sayı ile;
“Ceza Yargılama Yasasında mahkemeye gelmemiş sanık hakkında duruşma yapılamayacağına ilişkin temel kuralın istisnalarından biri olarak öngörülen 5271 sayılı CMK"nın 193/2. maddesinin "ilk bakışta eylemin suç oluşturmayacağı ve derhal beraat kararı verilebilecek" hâllerle sınırlı olarak uygulanabileceği, bu hâller dışında, mutlaka sanığın sorgusunun yapılmasının gerektiği gözetilmeyip, sanığın savunması yöntemince saptanmadan hüküm kurulması" isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel mahkeme ise 18.06.2014 gün ve 201-383 sayı ile;
“Sanık hakkında her ne kadar elektrik enerjisi hırsızlığı suçundan kamu davası açılmış ise de mahkememizce yapılan yargılamada 23.01.2013 tarih ve 1061-131 sayılı karar ile; yargılama aşamasında yapılan keşif, alınan bilirkişi raporu ile sayaca tüketimin kaydedilmesini engelleyen müdahale olmadığı, sayacın tüketimi kaydetmekte olduğunun belirtildiği anlaşılmış olup sanık yönünden gerek TCK"nın 142/1-f ve gerekse 6352 sayılı Kanununla değişik TCK"nın 163/3. maddesinde suçun temel unsurunun "tüketimin kaydedilmesini engelleyecek müdahale" olarak belirlendiği, bu kapsamda mahkemizce suçun unsurları yönünden oluşmadığı gerekçesiyle, sanık savunması alınmasının sonuca etkili olmayacağı, toplanan delillere göre beraat kararı verilmesi gerektiği sonucuna varılarak sanığın sorgusu yapılmaksızın dava gıyabında bitirilmiştir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 89-243 sayılı kararında da açıklandığı üzere "5271 sayılı Ceza Yargılaması Yasasının, sanığın duruşmada hazır bulunmaması başlığını taşıyan 193. maddesine, 01.06.2005 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5353 sayılı Yasa ile eklenen 2. fıkrasının konuluş amacı gerekçesinde, sanık hakkında, toplanan delillere göre mahkûmiyet dışında bir karar verilmesi gerektiği kanısına varılırsa, sorgusu yapılmamış olsa dahi dava gıyabında bitirilebilir. Böylece sanığın lehine bir düzenleme getirilmiş ve gereksiz yere davanın uzaması önlenmek istenmiştir şeklinde açıklanmış olup, maddenin değişiklik gerekçesinde de belirtildiği üzere, sanık hakkında, mahkûmiyet dışında bir karar verileceği hallerde, davanın gereksiz yere uzamaması için sorgusu yapılmadan da davanın bitirilmesi olanaklı hale gelmiştir. 1412 sayılı CYUY"nın 223/son maddesi hükmü ile anılan 5271 sayılı Ceza Yargılaması Yasasının, sanığın duruşmada hazır bulunmaması başlığını taşıyan 193. maddesine, 01.06.2005 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5353 sayılı Yasa ile eklenen 2. fıkrasının konuluş amacı gerekçesinde, sanık hakkında, toplanan delillere göre mahkûmiyet dışında bir karar verilmesi gerektiği kanısına varılırsa, sorgusu yapılmamış olsa dahi dava gıyabında bitirilebilir. Böylece sanığın lehine bir düzenleme getirilmiş ve gereksiz yere davanın uzaması önlenmek istenmiştir şeklinde açıklanmış olup, maddenin değişiklik gerekçesinde de belirtildiği üzere, sanık hakkında, mahkûmiyet dışında bir karar verileceği hallerde, davanın gereksiz yere uzamaması için sorgusu yapılmadan da davanın bitirilmesi olanaklı hale gelmiştir. ....o halde, sanığın mahkûmiyetine karar verilmesi olanaksız olup, yerel mahkemece sanığın beraatına karar verilmesi isabetlidir. Sanık hakkında, mahkûmiyet dışında bir karar verildiği nazara alındığında, sorgusu yapılmadan duruşmanın bitirilmesi 5271 sayılı CMK"nın 193/2. maddesine uygun olup, bir isabetsizlik bulunmamaktadır" yönündeki gerekçeye göre sanık hakkında mahkumiyet dışında bir karar verilmesi halinde sorgusu yapılmaksızın yargılamanın gıyabında sonuçlandırılabileceği, sanığın beraatine karar verilmesine göre kaçak tarifesi üzerinden belirlenmiş zararın ödemeye zorlanamayacağı, bu yönde tarafa ihtarat yapıldığı” gerekçesiyle önceki hükmünde direnilmesine karar vermiştir.
Bu hükmün de katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 08.09.2014 gün ve 281930 sayılı “bozma” istekli tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve çözülmesi gereken uyuşmazlık; sanığın sorgusu yapılmadan hüküm kurulmasının isabetli olup olmadığının belirlenmesine ilişkin ise de, Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca öncelikle sanığın direnme hükmünden önce ölmesi durumunda yapılması gereken işlemin ne olduğunun belirlenmesi gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamından;
Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) kullanılarak alınan güncel nüfus aile kayıt örneğinde, sanığın yerel mahkeme direnme kararından önce 27.03.2014 tarihinde öldüğü bilgisinin yer aldığı anlaşılmaktadır.
5237 sayılı TCK"nun 64. maddesinde; sanığın ölümü durumunda kamu davasının düşürüleceği, sadece niteliği itibarıyla müsadereye tâbi olan eşya ve yararlar hakkında yargılamaya devam edileceği, hükümlülerin ölümü halinde ise, cezanın ortadan kaldırılmasına karar verilmekle birlikte, müsadere ve yargılama giderine ilişkin hükmün infaz olunacağı belirtilmek suretiyle hükümlü ile sanığın ölümüne farklı sonuçlar yüklenmiştir.
Buna göre, kamu davası açılmadan önce şüphelinin ölmesi durumunda kovuşturma imkânının bulunmaması sebebiyle "kovuşturmaya yer olmadığına", kamu davası açıldıktan sonra sanığın ölmesi halinde ise mahkemece "davanın düşmesine" karar verilecektir. Ölümün ceza ilişkisini sadece ölen açısından sona erdirmesi nedeniyle iştirak halinde işlenen suçlarda diğer sanıklar hakkında davaya devam edilecek, sanığın ölümü niteliği itibarıyla müsadereye tâbi eşya ve maddi menfaatler hakkında davaya devam olunarak müsadere kararı verilmesine bir engel teşkil etmeyecektir. Sanığın ölümü, ceza ve infaz ilişkisini düşürürken, hakkındaki mahkûmiyet hükmü kesinleşmiş hükümlünün ölümü yalnızca hapis ve infaz edilmemiş adli para cezalarının infaz ilişkisini ortadan kaldıracaktır. Buna bağlı olarak, ölümden önce tahsil edilmiş para cezaları mirasçılarına iade edilmeyecek, buna karşın tahsil edilmemiş olan para cezaları mirasçılarından istenmeyecek, müsadereye ve yargılama giderlerine ilişkin hükümler ise ölümden önce kesinleşmiş olmak kaydıyla infaz olunacaktır.
Görüldüğü gibi, suç teşkil eden bir fiilin işlenmesiyle fail ile devlet arasında doğan ceza ilişkisi, fiili gerçekleştiren sanığın ya da hükümlünün ölümüyle cezaların şahsiliği ilkesi nedeniyle başkası sorumlu tutulamayacağından düşmektedir. Ölüm, suçu tamamen ortadan kaldırmayacak, ancak suçtan sorumlu tutulacak kişi bulunmadığından, devletin suçla birlikte ortaya çıkan cezalandırma sorumluluk ve yetkisini sona erdirecektir.
Temyiz incelemesi aşamasında sanığın öldüğüne ilişkin bir iddianın ortaya çıkması, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi vasıtasıyla alınan güncel nüfus kaydında öldüğü bilgisinin yer alması veya tebliğnamenin tebliğ edilmesi için çıkarılan evrakın öldüğünden bahisle iade edilmesi gibi hallerde, ölümün kamu davasının düşmesini gerektiren bir neden olduğu nazara alınarak, ölüm nedeniyle düşme kararının temyiz mercii tarafından dosya üzerinden yapılan inceleme sırasında verilmesi yerine, sanığın öldüğüne ilişkin bilgi göz önünde bulundurularak sair yönleri incelenmeyen hükmün bozulması ve mahkemesince mahallinde yapılan araştırma neticesinde sanığın öldüğünün kesin olarak belirlenmesinden sonra düşme kararı verilmesi daha isabetli olacaktır.
Nitekim Ceza Genel Kurulunun 05.03.2013 gün ve 1560-81 ile 05.03.2013 gün ve 131-75 sayılı kararları başta olmak üzere birçok kararında da aynı sonuca ulaşılmıştır.
Bu açıklamalar ışığında önsorun değerlendirildiğinde;
Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) kullanılarak alınan güncel nüfus aile kayıt örneğinden, sanığın direnme kararı verilmeden önce 27.03.2014 tarihinde öldüğü bilgisinin yer aldığı anlaşıldığından, yerel mahkemece, bu konuda gerekli araştırmanın yapılarak sonucuna göre 5237 sayılı TCK"nun 64 ile 5271 sayılı CMK"nun 223. maddeleri uyarınca hüküm kurması gerekirken sanığın beraatine karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
Bu itibarla, direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Asliye Ceza Mahkemesinin 18.06.2014 gün ve 201-383 sayılı direnme kararının, güncel nüfus kayıt örneğinde sanığın direnme hükmünden önce 27.03.2014 tarihinde öldüğü bilgisinin yer alması karşısında, bu konuda gerekli araştırmanın yapılarak, sonucuna göre 5237 sayılı TCK"nun 64 ve 5271 sayılı CMK"nun 223. maddeleri uyarınca gereken hükmün kurulması gerekirken sanığın beraatine karar verilmesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,
2- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 26.01.2016 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi