12. Ceza Dairesi 2018/3426 E. , 2018/7813 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suçlar : Özel hayatın gizliliğini ihlal, şantaj, kişilerin huzur ve sükununu bozma, hakaret
Özel hayatın gizliliğini ihlal, şantaj, kişilerin huzur ve sükununu bozma, hakaret suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümlere yönelik sanık müdafii tarafından yapılan temyiz isteminin reddine dair ek karar, eski hale getirme talebini içeren temyiz dilekçesi ile birlikte sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Dairemizin 14.02.2018 tarihli tevdi kararı uyarınca; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca temyiz isteminin reddine dair ek kararın kapsamında bulunan kişilerin huzur ve sükununu bozma ile hakaret suçları açısından ve sanık müdafiinin temyiz istemiyle birlikte yer verdiği eski hale getirme talebi ile ilgili olarak görüş içeren ek tebliğnamenin düzenlendiği belirlenerek yapılan incelemede:
İncelenen dosyada; sanığın, yokluğunda 24.02.2015 tarihinde verilen ve dosyada mevcut tebligat parçasına göre 11.03.2015 tarihinde tebliğ olunan hükümlere yönelik 17.03.2015 tarihli vekaletname ile atadığı müdafii tarafından kararın tebellüğ tarihi 12.03.2015 olarak gösterilerek 19.03.2015 tarihli dilekçe ile temyiz isteminde bulunulduğu, yerel mahkemece 26.03.2015 tarihli ve 2015/59 sayılı ek kararla süresinde başvuruda bulunulmadığı gerekçesiyle temyiz isteminin reddine karar verildiği, sanık müdafiinin 26.03.2015 havale tarihli dilekçesi ile PTT"nin ptt.gov.tr adresli sitesinde bulunan barkod/gönderi sorgulama sistemi üzerinden yapılan sorgulamada kararın 12.03.2015 tarihinde tebliğ edildiği bilgisine yer verilmesi ve tarihin sistemde yanlış yazılması nedeniyle temyiz süresinin geçmiş olmasından dolayı eski hale getirme talebi ile birlikte temyiz isteminde bulunduğu, yerel mahkemece 31.03.2015 tarihli, 2015/59 sayılı ek kararla sanık müdafiinin eski hale getirme talebinin reddine karar verilmesinin ve sanık müdafiinin bu karara karşı 24.04.2015 havaleli dilekçe ile itirazda bulunmasının ardından Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesinin 13.05.2015 tarihli, 2015/296 değişik iş sayılı kararıyla itirazın reddine karar verildiği, ayrıca, sanık müdafiinin 14.04.2015 tarihli dilekçesi ile süresinde başvuruda bulunulmadığı gerekçesiyle temyiz isteminin reddine ilişkin Kastamonu 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 26.03.2015 tarihli, 2015/59 sayılı ek kararının kaldırılması ve eski hale getirme taleplerinin kabulüyle birlikte temyiz itirazlarına göre kararın bozulması istemini içeren dilekçe sunduğu anlaşılmaktadır.
5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 311. maddesi hükmüne göre, eski hale getirme istemiyle birlikte temyiz talebinde de bulunulması halinde, inceleme merciinin Yargıtay"ın ilgili dairesi olduğu ve sanık müdafiinin eski hale getirme istemiyle birlikte temyiz talebinde de bulunduğu anlaşıldığından, eski hale getirme talebinin reddine ilişkin Kastamonu 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.03.2015 tarihli, 2015/59 sayılı ek kararı ile bu karara yönelik merci Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesinin 13.05.2015 tarihli, 2015/296 değişik iş sayılı kararı hukuki değerden yoksun kabul edilip bu kararlar kaldırılmak suretiyle yapılan incelemede:
5271 sayılı CMK"nın “Eski hâle getirme” başlıklı 40. maddesinin birinci fıkrasında; kusuru bulunmaksızın bir süreyi geçirmiş olan kişinin eski hale getirme isteminde bulunabileceği, aynı maddenin ikinci fıkrasında; kanun yoluna başvuru hakkı kendisine bildirilmemesi halinde de, kişinin kusursuz sayılacağı belirtilmiştir.
5271 sayılı CMK"nın 40. maddesinin gerekçesinde de belirtildiği üzere, eski hale getirme, esasen bir süreye uyamayan kişinin kaybettiği hakkı ona yeniden sağlama olanağı veren bir kurum olup, hak düşürücü süreyi kusursuz olarak geçirmiş olan kişi eski hale getirme isteminde bulunabilir.
Eski hale getirmenin usulü ise 5271 sayılı CMK"nın 41. maddesinde düzenlenmiş olup, buna göre kusursuz olarak hak düşürücü bir süreyi kaçıran kişinin, engelin kalkmasından itibaren yedi gün içinde dilekçeyle eski hale getirme ve süresi kaçırılmasaydı hangi işlem yapılacaksa o işlemin de yapılması isteminde bulunması zorunludur.
Temyiz istemine konu kararda, “…sanığın ve katılanların YOKLUĞUNDA, sanık ve katılanlar yönünden kararın tebliğinden itibaren 7 günlük süre içersinde, C.Savcısı yönünden kararın tefhim tarihinden itibaren 1 aylık süre içerisinde Mahkememize bir dilekçe verilmesi veya zabıt katibine beyanda bulunularak bu beyanın tutanağa geçirilmesi ve Hakim"e onaylattırılması suretiyle, Hakaret suçundan kurulan hüküm açısından, cezanın miktarı itibariyle 5320 sayılı kanun 8. maddesi delaleti ile 1412 sayılı CMUK"nın 306-310 maddeleri ve 6217 sayılı kanun ile değişik 5271 sayılı CMK"nın geçici 2.maddesi gereğince KESİN, hükmün diğer yönleri açısından Yargıtay TEMYİZ yasa yolu açık olmak ve yasal süresi içerisinde Yasa yoluna başvurulmadığı takdirde karar kesinleşmek üzere verilen karar açıkca okundu, usulen anlatıldı...” şeklinde, başvurulacak yasa yolu, süresi, başvuru yapılacak merci ile başvuru şekli anlaşılabilir nitelikte açıkça gösterildiğinden ve sanık müdafii tarafından bu konuda bir itiraz da ileri sürülmediğinden, eski hale getirme talebi, 5271 sayılı CMK"nın 40. maddesinin birinci fıkrası kapsamında değerlendirilmelidir.
Sanık müdafiinin eski hale getirme talebi anılan madde ve fıkra kapsamında değerlendirildiğinde; dilekçede belirtilen sebepler temyiz işleminin süresi içerisinde yapılmasına engel teşkil edecek nitelikte değildir. Zira, http://gonderitakip.ptt.gov.tr/ adresinden yapılan sorgulamada gönderinin hareketleri kısmında “12.03.2015-aynı konutta yakınına teslim” ibareleri mevut olmakla beraber gönderinin son durum ve teslim bilgileri kısmında teslim tarihi 11.03.2015 olarak yazıldığı gibi, bu sitenin bilgilendirme amaçlı olduğu ve temyiz süresinin başlangıç tarihinin tebligat üzerindeki tarihe göre hesaplanması gerektiği dikkate alındığında, gerek tebligat üzerindeki ibarelerden gerek Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi Ümraniye Posta Dağıtım Merkezi Müdürlüğünün 02.04.2015 tarihli cevabi yazısından sanığın yokluğunda 24.02.2015 tarihinde verilen kararın sanık tarafından bildirilen son adresine usulüne uygun olarak 11.03.2015 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.
Kaldı ki, sanığın yanıltılmış olduğu ve eski hale getirme, dolayısıyla da temyiz hakkının bulunduğu kabul edilse dahi, temyiz süresinin kaçırılmasına neden olan engelin kalkmasından itibaren yedi gün içinde eski hale getirme ve temyiz isteminde bulunulması gerekmektedir. 5271 sayılı CMK"nın 41/1. madde ve fıkrasında belirtilen 7 günlük süre sanık müdafiinin iddiasına göre 12.03.2015 günü sona erdiği halde, sanık müdafii eski hale getirme ve temyiz istemini içerir dilekçeyi 7 günlük süreden sonra 26.03.2015 tarihinde vermiş bulunmaktadır. Sanık müdafiinin 19.03.2015 tarihli temyiz dilekçesinde eski hale getirme talebi yoktur.
Açıklanan gerekçelerle yerinde görülmeyen eski hale getirme talebinin ve eski hale getirme talebi ile birlikte yapılan temyiz isteminin 5271 sayılı CMK"nın 40, 41 ve 42. maddeleri ile 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 317. maddesi gereğince isteme uygun olarak REDDİNE, sanığın, yokluğunda 24.02.2015 tarihinde verilen ve 11.03.2015 tarihinde tebliğ olunan hükümleri, müdafii aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’un 310/1. maddesinde öngörülen yasal bir haftalık süre geçtikten sonra 19.03.2015 tarihinde temyiz ettiğinin anlaşılması karşısında; süresinde başvuruda bulunulmadığı gerekçesiyle temyiz isteminin reddine ilişkin Kastamonu 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 26.03.2015 tarihli ve 2015/59 sayılı ek kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden, verilen red kararının isteme uygun olarak ONANMASINA, 05.09.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.