Davacı Z.. U.. vekili Avukat M. S.t A. tarafından, davalı L.. V.. aleyhine 17/07/2013 gününde verilen dilekçe ile maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın pasif husumet yokluğundan reddine dair verilen 17/12/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız eylem nedeniyle uğranılan maddi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, pasif husumet yokluğundan istemin reddine karar verilmiş, hüküm; davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalıya ait arsa üzerinde yapılan inşaat kazı çalışmaları esnasında dinamitle patlatma yapıldığını, bu nedenle konutunun hasar gördüğünü belirterek, uğradığı zararın giderilmesi isteminde bulunmuştur. Davalı, dava konusu inşaat hafriyat işini sözleşmeyle dava dışı şirkete yaptırdığını, bundan kaynaklı zararın hukuki sorumluluğunun anılan şirkete ait olduğunu belirterek, kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini savunmuştur. Mahkemece, dava konusu zarardan haksız eylemi gerçekleştiren dava dışı ihbar edilen şirketin sorumlu olduğu benimsenerek, davalı vakfa husumet düşmeyeceğinden bahisle istemin reddine karar verilmiştir. Davalı vakıf ile dava dışı ihbar edilen şirket arasında, davalıya ait arsa üzerine inşa edilecek kampüsle ilgili hafriyat işleri sözleşmesinin imzalandığı, dosyada mevcut sözleşmenin ilgili maddesinde, hafriyat esnasında üçüncü şahısların uğrayacağı tüm zararlardan doğrudan yüklenicinin sorumlu olduğu belirtilmişse de, bu durum, taraflar arasındaki iç ilişkide bağlayıcı olup zarar görene karşı işin sahibi olan işverenin sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Üçüncü kişiler uğradıkları zararın ödetilmesini işi yapmayı üstlenen yükleniciden isteyebilecekleri gibi işin asıl sahibi olan işverenden de isteyebilir. Dava, haksız eylem nedeniyle uğranılan zararın ödetilmesi istemine ilişkin olup yüklenici ile iş sahibi, davacının uğradığı zarardan birlikte ve ayrı ayrı sorumludurlar. Şu halde, açıklanan yön gözetilerek, davalı yönünden işin esası incelenerek karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle, yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 20/10/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.