20. Hukuk Dairesi 2015/15312 E. , 2016/817 K.
"İçtihat Metni"İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi (İş Mahkemesi sıfatıyla)
Taraflar arasındaki davada ... Asliye Hukuk ile ... Asliye Hukuk (İş Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, bonoya dayalı alacak istemine ilişkindir.
... 2. Asliye Hukuk Mahkemesince, uyuşmazlığın işçi işveren ilişkisinden kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur.
... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi (İş Mahkemesi sıfatıyla) ise, davanın taraflar arasındaki hizmet akdinden kaynaklanan bir alacak davası olmayıp, aralarındaki ortaklık ilişkisine dayalı bir alacak davası olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir.
4857 sayılı İş Kanununun 1/2. maddesinde “Bu Kanun, 4. maddedeki istisnalar dışında kalan bütün işyerlerine, bu işyerlerinin işverenleri ile işveren vekillerine ve işçilerine faaliyet konularına bakılmaksızın uygulanır.” hükmüne yer verilmiştir.
İş Mahkemeleri, 5521 sayılı Kanun ile kurulmuş olan istisnai nitelikte özel mahkemelerdir. 5510 sayılı Kanunun 101. maddesi bu kanunun uygulanmasından doğan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceğini hükme bağlamıştır. Buna göre bir davanın iş mahkemesinde görülebilmesi için taraflar arasında işçi ve işveren ilişkisinin bulunması ve uyuşmazlığın bu ilişkiden kaynaklanması gerekmektedir.
Somut uyuşmazlıkta, davacı vekili dava dilekçesinde müvekkilinin davalılara 7.500,00.-TL borç para verdiğini ve bunun içinde davalıların davacıya bono verdiklerini, davalıların borçlarını zamanında ödememesi nedeniyle icra takibi yapıldığını, davalıların bonoda düzenleme yeri olmadığına ilişkin itirazları üzerine bu takibin Kuşadası İcra Hukuk Mahkemesinin 2013/41 E. - 2013/58 K. sayılı kararı ile iptal edildiğini, bunun üzerine bu adi senede dayanarak ... 1. İcra Müdürlüğünün 2013/1296 Esas sayılı dosyasından ilâmsız icra takibi yapıldığını, davalıların bu takibe de yasal süresi içerisinde itiraz ettiklerini ve takibin durduğunu, davalıların itirazlarının haksız olduğunu, borçlarını ödediklerine ilişkin belge sunmadıklarını, senet altındaki imzalarını inkar etmediklerini belirterek davalıların itirazının iptaline karar verilmesini talep etmiş, 29.08.2013 tarihli dilekçede ise davacının ... Sanayi Sitesi"nde ... Oto adlı oto servisinin sahibi olduğunu, davalıların da oto kaporta ve doğrultma ustası olduklarını, 2011 yılı Temmuz ayında tarafların ortaklığa başladığını, davalıların davacının dükkanının bir bölümünde oto kaporta ve doğrultma işlerini yapacaklarını, yapılacak işlerin gelirinden masraflar düşüldükten sonra kalanın % 60"ının davalılara % 40"ının davacıya ait olacağını, ancak çift vergi çıkmaması için davalıların SGK girişleri yapılarak davacının yanında işçi olarak göründüklerini, bu ortaklıkla ilgili ortaklık defteri tutulduğunu ve kar paylarının paylaşımın yazıldığını, davalıların işçi değil gizli adi ortak olduğunu, tarafların adi ortaklığının 2012 Ağustos ayında sona erdiğini, yapılan hesaplama ile davalıların davacıya 7.573,00.-TL borçlu olduğu konusunda mutabakata varılarak davalıların davacıya davaya konu senedi imzalayarak verdiklerini, davaya konu borcun dayanağı davalıların iddia ettiği gibi işe girerken işçinin verdiği teminat bonosu değil ortaklığın sona ermesi nedeniyle görülen hesap sonucu bakiye borcun ödenmesi için verilen bono olduğunu beyan etmiştir.
Buna göre davalıların 01/10/2011 tarihli işe giriş bildirgesi ile 1087972 sigorta sicil numaralı davacı işyerinden işe girişlerinin bildirildiği, işten ayrılış bildirgesi ile davalıların "diğer nedenler"i düzenleyen (22) kodu ile 31/08/2012 tarihi itibariyle işten ayrılışlarının bildirildiği, davacı işyerinin oto tamiri bakımı ve yedek parça satışı işi nedeniyle 1087972 sigorta sicil sayılı dosyadan işlem gördüğü, 20/04/2007 tarihi itibariyle 506 sayılı Kanun kapsamına alındığı, taraflar arasında işçi işveren ilişkisi bulunduğu anlaşıldığından uyuşmazlığın ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesince (İş Mahkemesi sıfatıyla) görülüp çözümlenmesi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin (İş Mahkemesi sıfatıyla) YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 25/01/2016 gününde oy birliğiyle karar verildi.