19. Hukuk Dairesi 2015/3811 E. , 2015/15342 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 01/05/2010 tarihinde bayilik protokolü ve 28/08/2010 tarihinde akaryakıt bayilik sözleşmesi imzalandığını, protokolün 7.maddesinde davalının her yıl en az 700 m3/yıl akaryakıt satmayı taahhüt ettiğini, tonaj taahhüdüne aykırılığın da bayilik protokolü ve sözleşmesinde açıkça düzenlendiğini, buna göre bayinin cezai şart olarak satışını taahhüt ettiği miktar üzerinden akaryakıttan 50 .../m3/yıl ödemeyi taahhüt ettiğini, davalı şirketin sözleşmenin imza tarihinden bu yana yıllık tonaj taahhüdünü yerine getirmediğini, eksik mal alımı yaptığını, müvekkili şirketin ihtarname göndermesine rağmen davalının yükümlülüklerini yerine getirmediğini belirterek, alacağın fazlaya ve sonraki dönemlere ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, hesaplanan 24.857...cezai şart bedeli karşılığı olan 44.295-TL" nin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir,
Davalı vekili, müvekkili şirket ile ilk olarak 29/10/2004 tarihinde bayilik sözleşmesi imzalandığını, Rekabet Kurulu tebliğleri uyarınca 5 yıl süre sınırı bulunmasından dolayı davacının müvekkiline alacak davaları açarak baskı kurmak suretiyle yeni bir sözleşme yapmaya zorladığını, bu baskı altında dava konusu 28/08/2010 tarihli bayilik sözleşmesinin imzalandığını, bu nedenle sözleşmenin hukuken batıl olduğunu, ayrıca müvekkili şirketin dava konusu bayilik sözleşmesinde herhangi bir satış taahhüdü miktarının bulunmadığını, anılan taahhüt ve cezai şartın bayilik protokolünde düzenlenmiş olup, protokolün 18.maddesinde açıkça çelişen hükümlerde bayilik sözleşmesinin esas alınacağının düzenlendiğini, sözleşme devam ederken cezai şart isteminde bulunulmasının da yerinde olmadığını, kaldı kı bu cezai şartın müvekkilinin mahvına neden olacağını beyanla, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, hükme esas alınan bilirkişi raporlarına göre, davalının 28.08.2010–28.08.2011 döneminde 446,70 m³ eksik akaryakıt aldığı, davacı tarafından 26.12.2011 tarihinde gönderilen ihtarname ile eksik ürün alımı nedeniyle 25.110 ... cezai şart alacağının ödenmesinin ihtar edildiği, yine davacı tarafından 01.02.2012 tarihli ihtarname ile 24.857 ...cezai şartın ödenmesinin ihtar edildiği, davacının cezai şart alacağının 22.685 ... olarak hesaplandığı, dava tarihindeki mali verilere göre bu miktarın davalının ekonomik mahvına neden olacağının anlaşıldığı, davacı tarafından 818 sayılı Yasanın 158. ve 6098 sayılı Yasanın 179. maddesi kapsamında 28.08.2010 tarihli taahhütname gereği eksik ürün alımı nedeniyle cezai şart talebinde bulunulduğu, alacaklı zarara uğramasa bile kararlaştırılan cezai şartın ifasının gerektiği, davacı tarafından 24.857... karşılığı 44.295 TL"nin davalıdan tahsili talep edilmiş olup, bilirkişiler tarafından belirlenen alacak miktarının 22.685 ... olduğu, bu tutarın dava tarihindeki döviz kuru dikkate alınmak suretiyle karşılığı olan 40.853,41 TL (22.685x1.8009=40.853,41) olduğu, takdiren ¼ oranında indirim yapıldığı gerekçeleriyle, davanın kısmen kabulü ile, 30.640,06-TL"nin dava tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 24.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.