2. Hukuk Dairesi 2014/26070 E. , 2015/11438 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Tavas Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
TARİHİ : 30/04/2014
NUMARASI : 2014/10-2014/139
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Taraflar Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi uyarınca boşanmışlar, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir (HUMK m. 439/2). Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi gereğince boşanmalarına karar verilse dahi davacının anlaşmalı boşanma hükmünü gerçekleşen anlaşmaya rağmen temyiz etmesi davadan açıkça feragat etmedikçe anlaşmalı boşanma yönündeki iradesinden rücu niteliğinde olup, bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK m. 166/1-2) olarak görülmesi gerekir.
Açıklanan sebeple mahkemece taraflara iddia ve savunmalarının dayanağı bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini içeren beyan ile iddia ve savunmanın dayanağı olarak ileri sürülen her bir vakıanın ispatını sağlayacak delillerini sunmak ve dilekçelerin karşılıklı verilmesini sağlamak üzere süre verilip ön inceleme yapılarak tahkikata geçildikten sonra usulüne uygun şekilde gösterilen deliller toplanarak gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi. 03.06.2015(Çarş.)
KARŞI OY YAZISI
Boşanma kararı, tarafların "irade birliğine" (TMK. m. 166/3) dayanmaktadır. Davacı hükmü, velayetine bırakılan müşterek çocukla diğer taraf arasında tesis edilen kişisel ilişki yönünden temyiz etmiştir. Temyiz talebi sadece buna münhasırdır. Hükmün diğer bölümleri temyiz talebinin dışında bırakılmıştır. Hükmün temyiz edilmeyen bölümleri, temyiz süresinin geçmesiyle usulen kesinleşmiştir.
.../...
Yargıtay, tarafların temyiz talepleriyle bağlıdır (HUMK. m. 439/1). Hükmün temyiz edilmeyen bölümleri hakkında inceleme yapılamaz ve bozma kararı verilemez. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 439/II. maddesinde yer alan "temyiz sebepleriyle bağlı olmama" hükmü, kısmi temyiz halinde, kararın temyiz edilen bölümü bakımından geçerlidir. Aksi düşünce, kanun yolu incelemesi için de geçerli olan "tasarruf ilkesine" (HMK. m. 24) aykırı olur. Bu sebeple, sadece kişisel ilişkiye yönelik bir temyiz talebi üzerine, hükmün temyiz edilmeyen ve dolayısıyla kesinleşmiş olan kısımlarının bozulmasını doğru bulmuyorum. Sayın çoğunluk, anlaşmalı boşanmanın yan sonuçlarına ilişkin bir temyiz talebinin, anlaşmalı boşanmayı tümüyle bozduğundan hareketle, bu sonuca ulaşmaktadır ki, yukarıda açıklanan sebeple bu düşüncenin kabulüne olanak yoktur. Dava, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği bir davadır. Bunun sonucu olarak kamu düzenine ilişkin bir husus bulunmadıkça tarafların, bozma isteklerinin dışında bıraktıkları hususlarda inceleme yapılamaz. Bu sebeple temyiz edilen bölümle sınırlı olarak inceleme yapılması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğa katılamıyorum.