Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/4906
Karar No: 2014/5417
Karar Tarihi: 08.09.2014

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2013/4906 Esas 2014/5417 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2013/4906 E.  ,  2014/5417 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İstanbul 9. İcra Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 29/03/2012
    NUMARASI : 2011/1234-2012/342

    Taraflar arasındaki sıra cetveline şikayetin yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı şikayetin kabulüne yönelik olarak verilen hüküm süresi içinde şikayet olunan vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmiştir.
    Temyize konu karar niteliği gereği duruşmaya tâbi olmadığından duruşma isteminin reddiyle incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    -KARAR-
    Şikayetçi vekili, müvekkili banka tarafından O.. B.. ve diğer borçlular hakkında kullandırılan kredilerden doğan alacak için icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin anılan borçluya 18.01.2007 tarihinde tebliğ edildiğini, borçlu adına kayıtlı taşınmaz üzerine 19.01.2007 tarihinde ihtiyati haciz konulduğunu, alacaklının icra dosyasından da aynı taşınmaz üzerine 18.01.2007 tarihinde ihtiyati haciz uygulandığını, taşınmazın 07.10.2011 tarihinde ihale edilip, 20.10.2011 tarihli sıra cetvelinin düzenlendiğini, müvekkilinin haciz tarihi 19.01.2007 iken, sıra cetvelinde hatalı olarak 09.10.2009 olarak yazıldığını, sıra cetvelinde yasaya uygun, paylaştırma için gerekli bilgilerin bulunmadığını, ilk kesin haczin müvekkiline ait haciz olması nedeniyle ilk ihtiyati haczi koyan dosya ile garameye girmesi gerekirken, satış bedelinin tamamının ilk ihtiyati haciz koyan icra dosyasına ödenmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek, sıra cetvelinin iptalini şikayet ve talep etmiştir.
    Şikayet olunan vekili, sıra cetvelinin İİK"nın 100. maddesine göre, istenen bilgilere verilen cevap üzerine düzenlendiğini, bu belgeye göre şikayetçinin haczinin 09.01.2009 tarihli olduğunu, bu nedenle para isabet etmesinin mümkün olmadığını, şikayetçinin 19.01.2007 tarihli haczinin iki yıllık süre içerisinde satış istenmediğinden düştüğünü savunarak, şikayetin reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, şikayetçinin alacağının 10.08.2007 tarihli protokolden kaynaklandığı, borçlu ile alacaklının 30.12.2014 tarihine kadar alacakların ana para, faiz ve fer"ileri ile birlikte ödenmesi konusunda anlaşmaya vardıkları, İİK"nın 111/3. maddesi gereğince protokol süresince icra müdürlüğü nezdinde gerçekleştirmiş oldukları takip işlemlerinin İİK"nın 106. maddesince hak düşürücü süreleri işletmeyeceği, bu sürelerin işlemesinin protokol hükümlerince engellendiği, tarafların bu konudaki iradelerinin tasarruf ilkesi uyarınca yanları bağlayıcı nitelikte bulunduğu gözetildiğinde somut olayda işlemeyen sürelerden ötürü hacizlerin kalktığından söz etme imkanı bulunmadığı, dolayısıyla davalı tarafın hacizlerin bu sebepten ötürü düşmesi gerektiğine ilişkin iddiasını benimseme imkânı bulunmadığı, ilk kesin haczin İstanbul 10. İcra Müdürlüğü"nün 2007/1487 Esas sayılı dosyasında 19.01.2007 tarihinde gerçekleştiğinin tartışmadan ayrık olduğu, dolayısıyla 8. İcra Müdürlüğü"nün 2007/893 Esas sayılı dosyada gerçekleştirilen haczin bu tarihten sonra yani 01.09.2009 tarihi nazarı itibara alındığında İİK"nın 268. maddeye göre ilk kesin haczin İstanbul 10.İcra Müdürlüğü"nün 2007/1487 Esas sayılı dosyasından 19.01.2007 tarihinde gerçekleştiği dikkate alınmadan sıra cetveli tanzim edildiği gerekçesiyle şikayetin kabülü ile 20.10.2011 tarihli sıra cetvelinin iptali ile alacak miktarı belirlenerek sıra cetvelinin davacının haczinin önceliğinin dikkate alınarak yeniden hazırlanmasına karar verilmiştir.
    Kararı, şikayet olunan vekili temyiz etmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, şikayet olunan vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Şikayet, sıra cetvelindeki sıraya ilişkindir.
    2004 sayılı İİK"nın 111. maddesi "Borçlu alacaklının satış talebinden evvel borcunu muntazam taksitlerle ödemeği taahüt eder ve birinci taksiti de derhal verirse icra muamelesi durur.
    Şu kadar ki borçlunun kafi miktar malı haczedilmiş bulunması ve her taksitin borcun dörtte biri miktarından aşağı olmaması ve nihayet aydan aya verilmesi ve müddetin üç aydan fazla olmaması şarttır.
    Borçlu ile alacaklının borcun taksitlendirilmesi için icra dairesinde yapacakları sözleşme veya sözleşmelerin devamı süresince 106 ve 150/e maddelerindeki süreler işlemez. Ancak bu sözleşme veya sözleşmelerin toplam süresinin on yılı aşması halinde, aştığı tarihten itibaren süreler kaldığı yerden işlemeye başlar.
    Taksitlerden biri zamanında verilmezse icra muamelesi ve süreler kaldığı yerden devam eder."hükmünü içermektedir.
    Şikayetçiye ait İstanbul 10. İcra Müdürlüğü"nün 2007/1487 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklı şikayetçi vekili ile borçlular vekili tarafından borçların taksitlendirilmesine ilişkin 10.08.2007 tarihli protokol düzenlendiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, İİK"nın 111/3. maddesi uyarınca şikayetçinin 19.01.2007 tarihli ihtiyati haczi yönünden hak düşürücü sürelerin işlemediği kabul edilerek, şikayetin kabulüne karar verilmiş ise de, İİK"nın 111/4. maddesi uyarınca 10.08.2007 tarihli protokol hükümleri gereğince borçlunun temerrüde düşüp düşmediği, taksit ödemelerinin zamanında yapılıp yapılmadığı hususlarında herhangi bir inceleme yapılmamıştır.
    Bu durumda mahkemece, şikayetçi banka kayıtları üzerinde, bankacılık konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yapılıp, 10.08.2007 tarihli protokol hükümleri de değerlendirilerek, borçlu tarafından takibe konu borca ilişkin protokol hükümlerine uygun biçimde anapara ve faiz ödemeleri yapılıp yapılmadığı, borçlunun temerrüde düşüp düşmediği, diğer anlatımla taksitlendirme sözleşmesinin ifa edilip edilmediği, buna göre satış isteme süresinin durup durmadığı, dolayısıyla şikayetçi haczinin ayakta olup olmadığı hususlarında rapor alınıp, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
    3-Kabüle göre, sıra cetveline yönelik şikayetlerde İcra Mahkemesi, önüne gelen şikayetleri sonuçlandırmak ve icra müdürüne bu yönde talimat vermekle görevli olup, gerekçede yeni sıra cetvelinin hangi ilkelere göre düzenleneceğini belirlemesi, diğer bir anlatımla alacaklıların ne miktar için hangi sıralarda yer alması gerektiğini saptaması, cetvelin hukuka uygun olmayan kısımlarını göstermesi, bu çerçevede işlem yapılması için İcra Müdürüne talimat vermesi (İİK"nın m. 17/1) gerektiğinden, iptal nedenlerinin gerekçede belirtilmesi ve hüküm fıkrasında gerekçe tekrar edilmeden sıra cetvelinin iptaline karar vermekle yetinilmesi ve eda hükmü kurulmaması gerekir. Mahkemece, gerekçede yer alması gereken hususlara hüküm fıkrasında yer verilmesi, özel olarak İİK"nın 17/1. maddesine ve genel olarak da hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir sözün tekrar edilmemesine ilişkin HMK"nın 297/2. maddesine aykırı olmuştur.
    Öte yandan, 6100 sayılı HMK"nın 297/2 maddesi "Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir."hükmünü içermektedir.Şikayetçi tarafça, bedeli paylaşıma konu paranın şikayet olunanın alacağı ile garame hesabına göre paylaştırılması talep edilmiş ve mahkemece şikayetçinin haczinin ilk haciz olduğu kabul edilmiş olup, şikayetçinin talebi ile bağlı olduğu gözetilerek, buna göre gareme yapılması gerektiği sonucuna varılması gerekirken, şikayetçinin ilk sırada tek başına yer alması gerektiği anlamına da gelebilen yazılı şekilde ve infazda tereddüt uyandıracak şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle şikayet olunan vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, şikayet olunan yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi