11. Hukuk Dairesi 2015/6677 E. , 2016/1097 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 20/02/2014 tarih ve 2011/143-2014/25 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı .... Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkette %40 payının bulunduğunu, şirket tarafından müvekkiline keşide edilen ihtarnamede "şirketin 2011 yılı ortaklar kurulu toplantısının 12.09.2011 tarihinde yapılacağı, 2010 yılı kârı hakkında ve plakası belirtilen araçların satılması hususunda karar alınacağı, tekliflerin oylanması ve neticesinde verilen kararların deftere yazılacağı" hususlarının ihtar edildiğini, ancak TTK"da bilanço kâr ve zarar hesabına ilişkin kararların mutlaka görüşülmesi gerektiğine işaret edildiğini, bu hususun yer almadığı gündemle toplanan genel kurul kararlarının emredici hükümlere aykırılık taşıdığını, kâr ve zarar hesabının görüşülüp karara bağlanmadığı genel kurulda kâr miktarının ve ne şekilde dağıtılacağının tespitinin de maddi dayanağının bulunmadığını, anılan davetin usulsüz olduğunu, ayrıca toplantının şirket merkezi yerine ..."de yapılmasının kanuna aykırılık taşıdığını ileri sürerek anılan toplantıda alınan kararların iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, şirketin daha önce şube açtığı ..."de 2009 yılından beri toplantıların yapıldığını, davacının da ..."de oturduğunu, olağanüstü genel kurul toplantısı olduğundan gündemin serbestçe belirlenebileceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, toplantıya davet mektubunda toplantı yerinin şirket merkezi dışında bir yer gösterildiği, şubenin bulunmadığı, toplantı yerinin TTK"nın 371. maddesine aykırılık taşıdığı, noter ihtarnamesinde gündem belirtilmiş ise de şirket bilançosunun, kâr zarar hesabının onaylanmasının gündeme konulmadan 2010 yılı kârının ne yapılacağı ve araçların satılmasına ilişkin maddelerin gündemde yer aldığı, davalı şirketin bilançosunun onaylandığına ilişkin ortaklar kurulu kararının varlığına rastlanmadığı, bu çerçevede kârın dağıtımına karar verilebilmesi için bilanço, kâr zarar hesabı ve kârın dağıtılması hakkındaki tekliflerin tasdikinin değişik şekilde kabul veya reddini düzenleyen TTK"nın 369. maddesi hükmüne aykırı olarak gündemin düzenlendiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, limited şirket ortaklar kurulu toplantısında alınan kararların iptali istemine ilişkindir. Dava ve toplantı tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK"nın 536/4. maddesi uyarınca anonim şirketlerin umumi heyet kararlarının iptali hakkındaki hükümlerin limited şirketler hakkında da uygulanacağı düzenlenmişse de esas mukavelede aksine hüküm olmadığı takdirde anonim şirket umumi heyet toplantılarının şirket merkezinin bulunduğu yerde yapılacağına dair hükmün limited şirketler hakkında da uygulanacağına dair bir düzenleme bulunmamaktadır. Davalı şirket ana sözleşmesinde de toplantı yeri hakkında bir hükme yer verilmemiştir. Bu durumda toplantının şirket merkezi dışında yapılması tek başına iptal sebebi olarak kabul edilemez. Alınan kararların afaki iyi niyet kurallarına aykırılığı ileri sürülerek iptali istenebilirse de somut olayda bu husus iddia ve ispat edilememiştir. Ayrıca davacının ..."de ikamet ettiği dava dilekçesi ve vekaletnamedeki adresinden anlaşılmaktadır. Bu durumda ortaklar kurulu toplantısının şirket merkezi yerine ..."de yapılmasının iptal sebebi olduğunun ileri sürülmesinin 4721 sayılı TMK"nın 2"nci maddesine aykırı ve hakkın kötüye kullanılması niteliğinde bulunduğu nazara alınmaksızın da yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
2- İptali istenen ortaklar genel kuruluna ait tutanakta "kârın ne yapılacağı konusunun karara bağlanmasının bir sonraki toplantıya ertelendiği" ve "... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/28 Esas sayılı, 02.06.2011 tarihli kararının toplantıya katılanlara bildirildiği" belirtilmiş olup karar mahiyetini taşıyan bir hükme yer verilmemiştir. Bu durumda da toplantıda alınmış bir karar bulunmadığından dava konusu toplantıda alınan kararların iptaline dair hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
3- Ayrıca davacının, alınan kararların ihtiyati tedbir yoluyla durdurulması talebinin kabulüne karar verilmiş olup yukarıda 2 nolu bentte de belirtildiği üzere toplantıda şirket araçlarının satılması yönünde alınmış bir karar olmadığı halde tedbir kararına istinaden araçların 3. kişilere devrinin önlenmesi için trafik kayıtlarına şerh konulması da yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1), (2) ve (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 08/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.