22. Hukuk Dairesi 2017/15817 E. , 2018/22542 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :... Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı işyerinde 01.09.2009-20.11.2012 tarihleri arası çalıştığını, ... sözleşmesinin haklı neden olmaksızın işverence feshedildiğini beyanla asıl davada kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık ücretli izin, ücret ve genel tatil alacaklarını alt işveren şirketten, birleşen davada ise asıl işveren TTK’dan tahsilini istemiştir.
Davalıların Cevaplarının Özeti:
Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... Şirketi davaya cevap vermemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı ve davalı ... vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-4857 sayılı ... Kanununun 37. maddesine göre, işçiye ücretin elden ya da banka kanalıyla ödenmesi durumunda, ücret hesabını gösteren imzalı ve işyerinin özel işaretini taşıyan “ücret hesap pusulası” verilmesi zorunludur.
Uygulamada çoğunlukla “ücret bordrosu” adı altında belgeler düzenlenmekte ve periyodik ödemelerde işçinin imzası alınmaktadır. Banka aracılığı ile yapılan ödemelerde banka kayıtları da ödemeyi gösteren belge niteliğindedir.
Ücretin ödendiğinin ispatı işverene aittir. Bu konuda işçinin imzasını taşıyan bir ödeme belgesi yeterli ise de, para borcu olan ücretin ödendiğinin tanıkla ispatı mümkün değildir.
4857 sayılı Yasanın 32. maddesinde, “Çalıştırılan işçilerin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakının özel olarak açılan banka hesabına yatırılmak suretiyle ödenmesi hususunda; tabi olduğu vergi mükellefiyeti türü, işletme büyüklüğü, çalıştırdığı işçi sayısı, işyerinin bulunduğu il ve benzeri gibi unsurları dikkate alarak işverenleri veya üçüncü kişileri zorunlu tutmaya, banka hesabına yatırılacak ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakının, brüt ya da kanunî kesintiler düşüldükten sonra kalan net miktar üzerinden olup olmayacağını belirlemeye Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, ... Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığından sorumlu Devlet Bakanlığı müştereken yetkilidir. Çalıştırdığı işçilerin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakını özel olarak açılan banka hesapları vasıtasıyla ödeme zorunluluğuna tabi tutulan işverenler veya üçüncü kişiler, işçilerinin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkaklarını özel olarak açılan banka hesapları dışında ödeyemezler” şeklinde kurala yer verilmiştir. Anılan hükme göre, belli koşulların varlığı halinde ödemeler işçi adına açılacak banka hesabına yatırılmalıdır.
Somut olayda, davacı ücret alacaklarının ödenmediğini ileri sürmüş, davalılar bu iddiayı kabul etmemiştir. Hükme esas alınan hesap raporunda davacının ücret alacağının hangi aylara ilişkin olduğunu açıklamadığı ve uzun süre ücret almadan çalışmanın hayatın olağan akışına aykırı olduğu belirtilerek ücret alacağına dair hesaplama yapılmamıştır. Mahkemece gerekçe gösterilmeksizin dava konusu ücret alacağı reddedilmiştir. Davacının çalışma süresi, aldığı ücret ve davalılarca ücretin ödendiğinin ispat edilemediği gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmamıştır. Ancak davacı asilin, aynı işyerinde çalışan dava dışı işçi tarafından davalı işveren aleyhine ... 2. ... Mahkemesinin 2013/242 esas dosyası üzerinden görülen davada tanık olarak dinlendiği ve bu sırada “...davacının ve benim içeride birer maaş alacağımız kalmıştır,...” şeklinde kendisine yapılan ücret ödemesine dair beyanda bulunduğu görülmektedir. Davacının, hakim huzurunda alınan bu beyanları ile bir aylık ücret alacağı dışındaki ücret alacağının ödendiği anlaşılmaktadır. Saptanan bu durum karşısında davacının beyanları da değerlendirilerek dava konusu ücret alacağının kabulü gerekirken yazılı şekilde reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Dava konusu ihbar tazminatı, yıllık ücretli izin ve genel tatil ücreti alacakları yönünden davalıların davadan önce temerrüde düşürüldüğü gözetilmeden ... sözlemesinin feshinden itibaren faize hükmedilmesi ve ihbar tazminatı ile yıllık ücretli izin alacakları hakkında mevduata uygulanan en yüksek faize karar verilmesi isabetli olmamıştır. Söz konusu ihbar tazminatı, yıllık ücretli izin ve genel tatil ücreti alacaklarının faiz başlangıç tarihi temerrüt tarihi olan 26.12.2012 olarak belirlenmeli ve ihbar tazminatı ile yıllık ücretli izin alacaklarının hakkında en yüksek mevduat faizini geçmemek üzere yasal faize hükmedilmelidir.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgiliye iadesine, 18.10.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.