23. Hukuk Dairesi 2014/1974 E. , 2014/5407 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Banaz Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 19/11/2013
NUMARASI : 2005/131-2013/669
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı S.S. ....Konut Yapı Kooperatifinin üyesi, davalıların ise yöneticileri olduğunu, inşaatlar bitirildikten sonra kur"a çekildiğini ve ortakların dairelerine yerleştiğini, dairenin kullanılması aşamasında müvekkiline isabet eden dairede yapımındaki hatadan kaynaklanan rutubetlenme ve ıslaklığın meydana geldiğini ve aksaklığın giderilemediğini, kooperatif inşaatların kabulü aşamasında, kabul komisyonu ile kooperatif yönetimde görev alan davalıların gerekli özeni göstermediklerini ve müvekkilinin zarara uğramasına neden olduklarını ileri sürerek, 2.338,00 TL tazminatın 05.03.2003 itibaren tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davanın husumet, zamanaşımı ve esas yönünden reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu, yapılan yargılama ile tüm dosya kapsamına göre; davanın, kur"ada davacıya isabet eden bağımsız bölümün kullanılması aşamasında ortaya çıkan ve yapım hatasından kaynaklandığı ileri sürülen rutubetlenme ve ıslaktan kaynaklanan zararlarının giderilmesine ilişkin olduğu, dava dışı kooperatifin ise tasfiyesine karar verildiği, davalıların tasfiye kurulu üyeleri olmadığı, kooperatif adına yapılan işlemlerden doğan sorumluluğun kooperatife ait olduğu, davalıların şahsi sorumluluklarının bulunmadığı ve davalılara husumet yöneltilemeyeceği, yargılama sırasında kooperatifin ihyasına karar verilmiş olmasının, derdest davada davalılara husumet yöneltilemeyeceği huususunu değiştirmeyeceği ve kooperatifin davaya dahil edilerek yargılamaya devam edilmesinde hukuki yarar bulunmadığı gibi, davalılar bakımından yargılama sürecini uzatacağı, dava tarihi itibariyle ve öncesinde kooperatife karşı açılan herhangi bir dava da bulunmadığı, davalı sıfatının münhasıran kooperatife ait olduğu gerekçesiyle, davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, davacının kişisel ve doğrudan zararının kooperatif yöneticilerinden tazmini istemine ilişkindir.
1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 62. maddesi uyarınca yönetim kurulu üyeleri kendi kusurlarından ileri gelen zararlardan ortaklara ve kooperatife karşı sorumlu oldukları gibi, aynı Kanun’un 98. maddesi yollamasıyla dava tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK’nun 336/5. maddesi uyarınca kasıt ve ihmallerinden doğan zararlardan dahi ortaklara ve kooperatife karşı sorumludurlar. Sorumluluğun söz konusu olabilmesi için de öncelikle bir zararın doğması şarttır. Zarar meydana gelmiş ise, yöneticilerin kusursuzluğunu ispat etmesi gerekir. Kusursuzluğun ispatı da genel hükümlere tabidir. Kural olarak yönetim kurulu üyeleri kooperatif adına yaptıkları işlemlerden dolayı kişisel olarak sorumlu tutulamazlar ise de, anılan 336. maddedeki hallerde kooperatife, kooperatif ortaklarına ve kooperatif alacaklılarına karşı kusursuz olduklarını ispat etmedikçe müteselsilen sorumlu olurlar. Yöneticilerin görevlerini ifa sırasındaki zararın kusur ile işlendiği karinesinin aksini ispat etmedikçe 338. maddesi gereğince sorumluluktan kurtulamazlar.
Diğer yandan, 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 59/3. maddesinde yöneticilerin kooperatife ait görevlerini yürütmeleri esnasında meydana getirdikleri haksız fiillerden doğan zararlardan kooperatifin sorumlu olacağı düzenlenmiş ise de, bu hükmün yöneticiler ile birlikte kooperatifin dahi sorumlu olacağı şeklinde yorumlanması gerekir. Dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 818 Sayılı BK’nun 41, 50. ve 51.maddesi hükümleri uyarınca yöneticiler ve kooperatif müteselsilen sorumludurlar. Zarar gören ortakların da yöneticiler aleyhine dava açma hakkı bulunmaktadır. Yöneticilerin eylemleri sonucunda ortakların, ortaklığın zararından müstakil olarak gördükleri zararlar söz konusudur. Anılan zarar türünde ortaklığın zarar görüp görmemesinin bir önemi bulunmamaktadır. Esasen, bu zararın üçüncü kişinin gördüğü zarardan tek farkı, ortak olmanın sonucu olmasıdır. 6762 sayılı TTK"nun 336/5.maddesinde anlamını bulan bu dava türünde, ortaklar talep ettiği tazminatın kendisi adına hükmedilmesini isteyebilirler.
Somut olayda; dava, dava dışı S.S. ... Konut Yapı Kooperatifi başkan ve yöneticilerinin üzerilerine düşen görevi tam olarak yerine getirmemeleri nedenine dayalı olarak açılmıştır. Dolayısıyla davalıların şahsi sorumluğuna gidilebilmesi için kooperatif tüzel kişiliğinin mevcudiyeti gerekli değildir. Bu durumda, dava dışı kooperaratifin tüm kayıt ve belgeleri getirtilip incelendikten sonra, yönetici olan davalılar bakımından davanın bu esaslar çerçevesinde ele alınması, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, davanın davalılara yöneltilemeyeceği gerekçesiyle reddi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 08.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.