16. Hukuk Dairesi 2015/1812 E. , 2016/1458 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı ..., .... Köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında haritasında yol olarak gösterilen taşınmaz bölümünün maliki bulunduğu 795 parsel sayılı taşınmazın devamı niteliğinde olduğu iddiasıyla ve kazandırıcı zamanaşmı zilyetliğine dayanarak tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece çekişmeli taşınmaz bölümünün 1980 tarihinde kesinleşen kadastro sırasında haritasında yol olarak gösterildiği, bu bölüme yönelik davalının müdahalesinin 2010 yılında Kaymakamlıkça men edildiği ve hakkı olmayan yere tecavüz suçundan yargılanarak cezalandırıldığı, haritasında yol olarak gösterilen taşınmazların zilyetlikle iktisap edilemeyeceği, kabul edilerek mahallinde keşif yapılmaksızın davanın reddine karar verilmiştir. Her ne kadar davacı dava konusu bölümden Kaymakamlıkça men edilmiş ve hakkı olmayan yere tecavüz suçundan yargılanıp cezalandırılmış ise de, dosya kapsamındaki men kararı ile Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/25-118 Esas-Karar sayılı ilamından davacının yola tecavüzde bulunduğu sonucuna kadastro sonucu oluşan çapa değer verilerek varıldığı anlaşılmaktadır. Eldeki davada ise davacı çekişmeli taşınmaz bölümünün kadastro sırasında da yol olmadığını ve adına tapuda kayıtlı bulunan 795 parsel sayılı taşınmazın devamı niteliğinde olduğunu ve kadastro tespitinden önceki tarihten beri aynı şekilde kullandığını iddia etmiştir. Çekişmeli taşınmaz bölümünün tesis kadastrosu sırasında haritasında yol olarak gösterilmiş olması ve bu sebeple çapa dayalı olarak davacının yola tecavüzde bulunduğu kabul edilerek Kaymakamlıkça taşınmazdan men edilip hakkında ceza kovuşturması yapılıp cezalandırılması bu taşınmazın öncesinin de yol olduğu sonucunu doğurmamaktadır. Hal böyle olunca; hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun"un 1. maddesi uyarınca Büyükşehir Belediyesi sınırları içinde yer alan köylerin tüzel kişiliğinin sona erdiği göz önüne alınarak aynı Yasa"nın geçici 1. maddesinin 13. fıkrası uyarınca taşınmazın bulunduğu İlçe Belediyesi ile Büyükşehir Belediyesinin sınırları tüm ilin mülki sınırları haline geldiğinden ilgili belediye ve ..... Büyükşehir Belediyesine de husumet yaygınlaştırılmak suretiyle taraf koşulu sağlanıp, işin esasına girilerek dava konusu taşınmazın tespit tarihine en yakın tarihli yüksek çözünürlüklü hava fotoğrafı getirtilerek, mahallinde 3 kişilik mahalli bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları aracılığı ile keşif icra edilmelidir. Keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan dava konusu bölümün kadim yol olup olmadığı, ya da davacı taşınmazının devamı niteliğinde olup bir bütün halde kullanılıp kullanılmadığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli, daha sonra jeodezi ve fotogrametri mühendisine dosyanın tevdii ile bu bölümün kadastro çalışmalarının yapıldığı tarihe en yakın tarihte çekilmiş hava fotoğrafları üzerinde uygulama yaptırılarak, kadim yol olup olmadığı saptanmalı, taşınmazın kadim yol olmadığı sonucuna varılırsa çekişmeli bölüm üzerinde davacı lehine TMK"nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14. maddeleri uyarınca zilyetlikle iktisap şartlarının oluşup oluşmadığı araştırılmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 18.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.