![Abaküs Yazılım](/3.png)
Esas No: 2018/8554
Karar No: 2019/3062
Karar Tarihi: 27.02.2019
un delilleri - - Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2018/8554 Esas 2019/3062 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Silahla tehdit suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 15/10/2018 tarihli ve 2018/15710 soruşturma, 2018/5231 esas, 2018/3651 sayılı iddianamenin iadesine dair Erzurum 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 19/10/2018 tarihli ve 2018/764 iddianame değerlendirme sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Erzurum 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 25/10/2018 tarihli ve 2018/431 Değişik İş sayılı kararının, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 07/12/2018 gün ve 94660652-105-25-15623-2018-Kyb sayılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 17/12/2018 gün ve 2018/101356 sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesiyle Daireye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi:
Kanun yararına bozma isteyen ihbarnamede;
Her ne kadar "şüphelinin eşi mağdura karşı gösterdiği kemer ile vücut bütünlüğüne karşı saldırı gerçekleştireceğini söyleyerek gerçekleştirdiği tehdit eyleminden dolayı TCK m. 106/2-a gereğince cezalandırılması istenmiş ise de TCK m.6 da yapılan silah tanımı içerisinde suçta kullanılan eşyayı değerlendirmenin hukuken mümkün olmadığı" gerekçesi ile şüpheli hakkında düzenlenen iddianamenin iadesine yapılan itirazın reddine karar verilmiş ise de;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 170. maddesinde, iddianamede bulunması gereken hususların neler olacağının gösterildiği, aynı Kanun"un 174/1. maddesinde ise iddianamenin hangi hâllerde iadesine karar verileceğinin belirtildiği, anılan Kanun’un 174/2. maddesinde suçun hukuki nitelendirilmesi sebebiyle iddianamenin iade edilemeyeceğinin düzenlendiği, yine söz konusu Kanun"un 170/2. maddesinde yer alan "Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler." hükmü uyarınca Cumhuriyet savcısının dava açmasının zorunlu olduğu ve suçun hukukî nitelendirilmesinin de Cumhuriyet savcısına ait olduğu, bu durumda mahkemece, iddianamede gösterilen olaylarla ilgili olarak ibraz edilen deliller ve yargılama sırasında ibraz edilebilecek deliller birlikte değerlendirilerek yargılama sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği gibi mahkemenin de hukuki nitelendirme ile bağlı olmadığı gözetildiğinde;
Somut olayda, şüphelinin kullandığı iddia edilen kemerin tehdit suçunun unsuru olarak silahtan sayılıp sayılamayacağının ancak mahkemesince yapılacak yargılama sonucunda delillerin bir bütün halinde değerlendirilmesinden sonra tespit edilebileceği, mahkemenin yargılamaya başlamadan iddianamenin değerlendirilmesi aşamasında delil takdirine girerek suçun niteliğini tespit ve tayin etmesinin açıkça usule aykırı olduğu gözetilmeden, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
I-Olay:
Silahla tehdit suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 15/10/2018 tarihli ve 2018/15710 soruşturma,
2018/5231 esas, 2018/3651 sayılı iddianamenin iadesine dair Erzurum 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 19/10/2018 tarihli ve 2018/764 iddianame değerlendirme sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Erzurum 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 25/10/2018 tarihli ve 2018/431 Değişik İş sayılı kararının, şüphelinin kullandığı iddia edilen kemerin tehdit suçunun unsuru olarak silahtan sayılıp sayılamayacağının ancak mahkemesince yapılacak yargılama sonucunda delillerin bir bütün halinde değerlendirilmesinden sonra tespit edilebileceği, mahkemenin yargılamaya başlamadan iddianamenin değerlendirilmesi aşamasında delil takdirine girerek suçun niteliğini tespit ve tayin etmesinin açıkça usule aykırı olduğu gözetilmeden, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle kanun yararına bozmaya konu edildiği anlaşılmıştır.
II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 15/10/2018 tarihli ve 2018/15710 soruşturma, 2018/5231 esas, 2018/3651 sayılı iddianamenin iadesine dair Erzurum 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 19/10/2018 tarihli ve 2018/764 iddianame değerlendirme sayılı kararında ve bu karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Erzurum 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 25/10/2018 tarihli ve 2018/431 Değişik İş sayılı kararında isabet bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkindir.
III- Hukuksal Değerlendirme:
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun kamu davasını açma görevi başlıklı 170. maddesi;
"(1) Kamu davasını açma görevi, Cumhuriyet savcısı tarafından yerine getirilir.
(2)Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler.
(3) Görevli ve yetkili mahkemeye hitaben düzenlenen iddianamede;
a) Şüphelinin kimliği,
b) Müdafii,
c) Maktul, mağdur veya suçtan zarar görenin kimliği,
d) Mağdurun veya suçtan zarar görenin vekili veya kanunî temsilcisi,
e) Açıklanmasında sakınca bulunmaması halinde ihbarda bulunan kişinin kimliği,
f) Şikâyette bulunan kişinin kimliği,
g) Şikâyetin yapıldığı tarih,
h) Yüklenen suç ve uygulanması gereken kanun Maddeleri,
i) Yüklenen suçun işlendiği yer, tarih ve zaman dilimi,
j) Suçun delilleri,
k)Şüphelinin tutuklu olup olmadığı; tutuklanmış ise, gözaltına alma ve tutuklama tarihleri ile bunların süreleri,
Gösterilir.
(4)İddianamede, yüklenen suçu oluşturan olaylar, mevcut delillerle ilişkilendirilerek açıklanır.
(5) İddianamenin sonuç kısmında, şüphelinin sadece aleyhine olan hususlar değil, lehine olan hususlar da ileri sürülür.
(6) İddianamenin sonuç kısmında, işlenen suç dolayısıyla ilgili kanunda öngörülen ceza ve güvenlik tedbirlerinden hangilerine hükmedilmesinin istendiği; suçun tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, ilgili tüzel kişi hakkında uygulanabilecek olan güvenlik tedbiri açıkça belirtilir." biçimindedir.
Anılan Kanunun iddianamenin iadesine ilişkin 174. maddesi;
"(1) Mahkeme tarafından, iddianamenin ve soruşturma evrakının verildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde soruşturma evresine ilişkin bütün belgeler incelendikten sonra, eksik veya hatalı noktalar belirtilmek suretiyle;
a) 170 inci maddeye aykırı olarak düzenlenen,
b) Suçun sübûtuna etki edeceği mutlak sayılan mevcut bir delil toplanmadan düzenlenen,
c) Önödemeye veya uzlaşmaya tâbi olduğu soruşturma dosyasından açıkça anlaşılan işlerde önödeme veya uzlaşma usulü uygulanmaksızın düzenlenen, İddianamenin Cumhuriyet Başsavcılığına iadesine karar verilir.
(2) Suçun hukukî nitelendirilmesi sebebiyle iddianame iade edilemez.
(3) En geç birinci fıkrada belirtilen süre sonunda iade edilmeyen iddianame kabul edilmiş sayılır.
(4) Cumhuriyet savcısı, iddianamenin iadesi üzerine, kararda gösterilen eksiklikleri tamamladıktan ve hatalı noktaları düzelttikten sonra, kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmesini gerektiren bir durumun bulunmaması halinde, yeniden iddianame düzenleyerek dosyayı mahkemeye gönderir. İlk kararda belirtilmeyen sebeplere dayanılarak yeniden iddianamenin iadesi yoluna gidilemez.
(5) İade kararına karşı Cumhuriyet savcısı itiraz edebilir." şeklinde düzenlenmiştir.
İncelenen dosyada;
Şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma sonucunda Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 15/10/2018 tarihli ve 2018/15710 soruşturma, 2018/5231 esas, 2018/3651 sayılı ve "Yukarıda açık kimlik ve adres bilgileri yazılı olan müşteki şikayetinde özetle; eşi ile ikametlerinde bulundukları sırada, eşinin eline aldığı pantolon kemerini üzerine atarak " bak seni boğar öldürüm, istesem seni çok kolay öldürürüm, " şeklinde sözler söyleyerek kendisini tehdit ettiğini beyan ederek şikayetçi olması üzerine soruşturmaya başlanıldığı, Şüphelinin alınan savunmasında; müştekinin kendisine yönelik söylemleri sebebiyle kendisinin de kemerle seni boğarım dediğini, ancak bu söylemini sadece korkutmak için ani kızgınlık sebebiyle söylediğini belirttiği, Dosyada bilgi sahibi olarak dinlenen Selahattin Özer ve Sinan Vural"ın müşteki iddialarını doğruladığının anlaşıldığı, Şüpheli üzerine atılı suçun olayda kullanılan kemer sebebiyle uzlaştırma kapsamında kalmadığı, Böylelikle, iddia, savunma ikrar ve tüm dosya kapsamından şüphelinin, müştekiye karşı silahla tehdit suçunu işlediği hakkında yeterli şüphelinin oluştuğu sonuç ve kanaatine varılmıştır." biçiminde düzenlenen iddianameyle şüphelinin TCK"nın 106/2.a, 53/1-2-3 maddeleri uyarınca yargılanıp cezalandırılması talebiyle kamu davasının açıldığı, Erzurum 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 19/10/2018 tarihli ve 2018/764 iddianame değerlendirme sayılı kararıyla "Her ne kadar şüpheli hakkında silahla tehdit suçundan dolayı iddianame düzenlenmiş ise de; iddianame metninde şüphelinin bahsedilen kemer ile herhangi bir eylemi olmaksızın yalnız kemeri müştekinin üzerine atarak "bak seni boğar öldürürüm, istesem seni çok kolay öldürürüm" şeklinde beyanda bulunduğunun anlaşıldığı, gelecekte söz konusu kemerin kullanılabileceğinden bahsedildiği, olay sırasında kemerin şüphelinin elinde bulunmayıp müşteki yönünden silahlı tehdit oluşturacak bir hususun ortaya çıkmadığı, söz konusu eylemin aslında kemer olmaksızın "seni ileride kemerle boğarım" şeklinde söylenen sözden farklı anlam taşımadığı, bu yönüyle şüphelinin eyleminin TCK 106/1 maddesi kapsamındaki tehdit suçunu oluşturabileceği, bu suçun ise CMK 253 maddesi uyarınca uzlaşmaya tabi olduğu, olayda silahlı tehdit suçunun unsurlarının bulunmadığı, bu yönüyle uzlaşmaya tabi olan bir suç nedeniyle uzlaştırma işlemleri yapılmaksızın şüpheli hakkında
iddianame düzenlendiği göz önüne alınarak iddianamenin CMK 174/1-c maddesi uyarınca iadesine karar vermek gerekmiştir." şeklindeki gerekçeyle iddianamenin iadesine karar verildiği, Cumhuriyet savcısı tarafından 22/10/2018 tarihinde anılan karara itiraz edildiği, mercii Erzurum 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 25/10/2018 tarihli ve 2018/431 Değişik İş sayılı kesin nitelikteki kararıyla itirazın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamı, kanun yararına bozma istemi ve tüm bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 27/11/2018 tarihli ve 2017/17-328 esas, 2018/575 sayılı kararında belirtildiği üzere; ceza muhakemesi hukukumuzda mahkemelerce bir yargılama faaliyetinin yapılabilmesi ve hüküm kurulabilmesi için, yargılamaya konu edilecek eylemle ilgili, usulüne uygun olarak açılmış bir ceza davası bulunması gerekmektedir. 5271 sayılı CMK’nın 170/1. maddesi uyarınca ceza davası, kural olarak Cumhuriyet savcısı tarafından düzenlenecek bir iddianame ile açılır. Anılan Kanunun 170. maddesinin 2. fıkrasında, "Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler." hükmüne, anılan maddesinin 4. fıkrasında da; “iddianamede, yüklenen suçu oluşturan olaylar, mevcut delillerle ilişkilendirilerek açıklanır” düzenlemesine yer verilmiştir. CMK"nın 174. maddesinde ise iddianamenin iadesi müessesesi düzenlenmiş, Cumhuriyet savcısı tarafından düzenlenen iddianamenin hangi durumlarda ve sürede iade edilebileceği hüküm altına alınmış, iddianamenin iadesi nedenleri sınırlı olarak sayılmış, anılan maddenin ikinci fıkrasında da suçun hukukî nitelendirilmesi sebebiyle iddianamenin iade edilemeyeceği düzenlenmiştir. Süresi içerisinde iade edilmeyen iddianamedeki eksiklikler artık kovuşturma aşamasında mahkeme tarafından giderilecektir. Bu düzenlemelerden Cumhuriyet savcısının dava açmasının zorunlu olduğu ve suçun hukukî nitelendirmesinin de Cumhuriyet savcısına ait olduğu anlaşılmaktadır. CMK"nın 225. maddesinde yer alan; “hüküm, ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve faili hakkında verilir. Mahkeme, fiilin nitelendirilmesinde iddia ve savunmalarla bağlı değildir” şeklindeki düzenleme gereğince de hangi fail ve fiili hakkında dava açılmış ise ancak o fail ve fiili hakkında yargılama yapılarak hüküm verilebilecektir. Mahkeme iddianamedeki fiil ve faili ile bağlı ise de, eylemin hangi suçu oluşturacağına ilişkin nitelendirmede iddia ve savunmayla bağlı değildir.
CMK"nun 226. maddesindeki düzenlemeyle iddianamede anlatılan eylem değişmemiş olduğunda, kanun koyucu o eylemin hukuki niteliğinde değişiklik olmasını "yargılamanın sınırlılığı" ilkesine aykırı görmemiş, bu gibi hallerde sanığa ek savunma hakkı verilerek değişen suç niteliğine göre bir hüküm kurulmasına imkân sağlamıştır. Yine suç vasfının değişmesi halinde uzlaşma hükümlerinin uygulanması gerekirse bu husus yargılama aşamasında mahkemesince yerine getirilebilecektir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay irdelendiğinde; Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığının 15/10/2018 tarihli ve 2018/15710 soruşturma, 2018/5231 esas, 2018/3651 sayılı iddianamesinde belirtildiği üzere, şüphelinin eylemi Cumhuriyet savcısı tarafından, eline aldığı pantolon kemerini şikayetçinin üzerine atarak "bak seni boğar öldürüm, istesem seni çok kolay öldürürüm" şeklinde sözler söylemek biçiminde kabul edilmiş, fiilin, olayda kullanılan kemer sebebiyle uzlaştırma kapsamında kalmadığı belirtilmiş, eylemin silahla tehdit suçunu oluşturduğu değerlendirilerek sanığın TCK"nın 106/2-a maddesi uyarınca cezalandırılması talep edilmiştir. Yargılama sırasında eylemin TCK’nın 106/1-1. cümlesi kapsamındaki tehdit suçunu oluşturduğu kanaatine varılırsa uzlaştırma işlemleri mahkeme tarafından CMK"nın 254. maddesi uyarınca yerine getirilebilecektir.
Açıklanan nedenlerle, silahla tehdit suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 15/10/2018 tarihli ve 2018/15710 soruşturma, 2018/5231 esas, 2018/3651 sayılı iddianamenin "...şüphelinin eyleminin TCK 106/1 maddesi kapsamındaki tehdit suçunu oluşturabileceği, bu suçun ise CMK 253 maddesi uyarınca uzlaşmaya tabi olduğu, olayda silahlı tehdit suçunun unsurlarının bulunmadığı, bu yönüyle uzlaşmaya tabi olan bir suç nedeniyle uzlaştırma işlemleri yapılmaksızın şüpheli hakkında iddianame düzenlendiği..." biçimindeki yasal olmayan gerekçeyle iadesine dair Erzurum 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 19/10/2018 tarihli ve 2018/764 iddianame değerlendirme sayılı kararında ve bu karara karşı yapılan itirazın kabulü yerine reddine ilişkin mercii Erzurum 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 25/10/2018 tarihli ve 2018/431 Değişik İş sayılı kararında isabet bulunmamaktadır.
IV-Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle,
Kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, mercii Erzurum 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 25/10/2018 tarihli ve 2018/431 Değişik İş sayılı kesinleşen kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre sonraki işlemlerin, CMK"nın 309/4-a maddesi gereğince mahallinde merci mahkemesince yerine getirilmesine, 27/02/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.