3. Ceza Dairesi Esas No: 2020/6676 Karar No: 2020/6557 Karar Tarihi: 11.06.2020
Kasten yaralama - Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2020/6676 Esas 2020/6557 Karar Sayılı İlamı
3. Ceza Dairesi 2020/6676 E. , 2020/6557 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Kasten yaralama HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü: Yerinde görülmeyen diğer temyiz sebeplerinin reddine, ancak; 1) Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 25/04/2017 tarihli ve E.2015/1167 - K.2017/247 sayılı kararında da belirtildiği üzere, sanığa 5271 sayılı CMK’nin 226. maddesi hükmü gereğince ek savunma hakkı tanınmadan, iddianamede gösterilmeyen 5237 sayılı TCK’nin 87/1-son maddesinin uygulanması suretiyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (Pelissier ve Sassi/Fransa, No: 25444/94, P. 67, Sadak ve diğerleri/Türkiye No: 29900/96, 29901/96, 29902/96, 29903/96, 17.07.2001) kararlarında belirtildiği üzere, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin “Adil yargılanma hakkı” başlıklı 6. maddesine, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası"nın “Hak arama hürriyeti” başlıklı 36. maddesine ve CMK’nin 226. maddesine muhalefet edilerek sanığın savunma hakkının kısıtlanması, 2) Karşılıklı yaralama suçlarının işlendiği, sanığın da yaralandığı ve iki tarafın da olayın çıkış sebebini ve gelişimini farklı şekilde anlattıkları olayda, olayın çıkış sebebi ve gelişimi üzerinde durularak ilk haksız hareketin kimden geldiğinin tespitine çalışılması; bunun mümkün olmaması halinde Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.10.2002 tarih ve 2002/4-238 Esas - 367 sayılı Kararı ve bu kararla uyumlu Ceza Dairelerinin yerleşmiş ve süreklilik gösteren kararlarında kabul edildiği üzere, ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığı şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenemediği durumlarda, şüpheli kalan bu hal nedeniyle sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nin 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin asgari oranda uygulanması gerekip gerekmediğinin tartışmasız bırakılması, 3) 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK"nin 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanık hakkında tekerrüre esas alınan TCK’nin 106/1-1. cümlesinde düzenlenen tehdit suçunun uzlaşma kapsamına alındığı anlaşılmış olmakla, TCK"nin 2. ve 7. maddeleri de gözetilerek, sanığın adli sicil kaydında bulunan ve tekerrüre esas alınan hükümde uzlaştırma işlemi uygulanıp uygulanmadığı veya sanığın tekerrüre esas başkaca sabıka kaydı olup olmadığı da araştırılarak sonucuna göre hüküm kurulmasında zorunluluk bulunması, 4) Sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nin 86/1 ve 86/3-a-e maddeleri gereği hükmolunan “1 yıl 15 ay” hapis cezasından TCK’nin 87/1-d maddesi gereği 1 kat artırım yapılarak “2 yıl 30 ay” hapis cezasına ve TCK’nin 87/1-son maddesi gereği “5 yıl” hapis cezasına hükmedilerek sonuç cezanın tayini gerekirken, kanunda uygulama yeri olmayacak şekilde doğrudan “takdiren 6 yıl” hapis cezasına hükmedilmesi, 5) Anayasa Mahkemesinin 24/11/2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08/10/2015 tarihli ve E.2014/140 - K.2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi nedeniyle, hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 11/06/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.