17. Hukuk Dairesi 2014/15596 E. , 2017/156 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, müvekkilinin park halindeki aracına davalı Şirket adına kayıtlı olan ... plakalı aracı kullanan ..."ın 12/06/2012 tarihinde çarptığını, davalılar ... ve ..."in küçük ..."in velayet sahipleri ve aile başkanlığı sıfatı ile küçük İlker yanında davalı olarak davada yer aldıklarını, müvekkilinin aracını tamir ettirdiğini ancak aracında 11.000,00-TL. değer kaybı olduğunu, müvekkilinin bakkaliye işi yaptığını, kazaya uğrayan aracı ile mal temin edip servis yaptığını, aracın 30 gün serviste tamir edilmiş olup aracını kullanamamaktan 2.500,00-TL. zararı olduğunu belirterek toplam 13.500,00-TL. zararın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Şirket vekili, müvekkili şirketin kusuru bulunmadığını, müvekkili şirkete ait ....plakalı aracın şirket çalışanlarından ..."ın zilyetliğinde iken 12/06/2012 tarihinde oğlu ... tarafından anahtarın gizlice babasından alınması sureti ile kaçırıldığını ve davacının aracına çarparak kazaya sebebiyet verdiğini, araçtaki değer kaybı talebinin fahiş olduğunu, günlük kayıp talebinin de kabulünün mümkün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Diğer davalılar, davacının park yasağı olan yere park yapmak sureti ile kusurlu olduğu, araçta meydana gelen değer kaybı ve günlük kayıp talebinin de haksız olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece,davanın kısmen kabulü ile, 5.000,00 TL değer kaybının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön ve usulsüzlük bulunmamasına göre; davacı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası nedeniyle araçta meydana gelen değer kaybının ve araç mahrumiyet bedelinin tazmini istemine ilişkindir.
Somut olayda hükme esas alınan 25.12.2013 tarihli bilirkişi raporunda, aracın yaşı, yapılan tamirat, ve değişen parçalar dikkate alınarak araçta oluşan değer kaybının 5.000 TL olduğu kabul edilmiştir.Ne var ki bilirkişi raporunda uygulanan yöntem Dairemizin yerleşik uygulamalarına uygun değildir. Araçta meydana gelen değer kaybının; aracın serbest piyasa koşullarına göre kaza tarihi itibariyle hasarsız haldeki ikinci el rayiç değeri ile aracın yaşı, özellikleri, hasar miktarı ve hasarlı kısımların özelliği dikkate alınarak kazadan sonraki hasarlı halinin rayiç değeri tespit edilip bu iki miktar arasındaki azalmaya (farka) göre hesaplanması gerekir.
Bu durumda mahkemece, konusunda uzman bilirkişi veya bilirkişi heyetinden yukarıda açıklanan ilkeler ışığında, önceki bilirkişi raporunun da irdelendiği, ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli şekilde araçtaki değer kaybının tespiti hususunda yeniden bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
3-Davacı vekilince araç mahrumiyet bedeli talep edilmiş, mahkemece, aracın davacı tarafından bakkaliye işinde kullanıldığının ispatlanamadığı gerekçesi ile bu talep reddedilmiştir.
Somut olayda davacı aracının hasarlandığı ve tamir gördüğü süre zarfında davacı yanca kullanılamadığı sabittir.
Bu durumda mahkemece, davaya konu kaza sebebiyle araçtaki hasarın giderilmesi için gereken onarım süresi içinde emsal nitelikteki bir aracın (davacı tarafından kaza olmasaydı dahi yapılması gereken yakıt vs gibi zorunlu giderler indirildikten sonra) araç mahrumiyeti bedelinin tespiti hususunda da rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 17/01/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.