20. Hukuk Dairesi 2015/4858 E. , 2016/750 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... Yönetimi, 3402 sayılı Kanunun 22. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi hükmüne göre yapılan kadastro haritalarının yeniden düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin yapılması işleminde ... köyü (eski) 8748 parsel sayılı 370626,00 m2 (yeni 12024 ada 444 parsel numaralı ve 374589,94 m2) yüzölçümündeki taşınmazın, yine davalı adına tespit edildiğini, yenileme işleminin kanun ve yönetmelik hükümlerine uygun yapılmadığını, taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğunu ileri sürerek, tapu kaydının iptaliyle ... adına tapuya tescili istemiyle dava açmıştır.
Kadastro Mahkemesince, davalılar aleyhine yenileme kadastrosu tesbitine itiraza ilişkin olarak açılan ve sübut bulmayan davanın reddine, 12024 ada 444 parsel sayılı taşınmazların yenileme tespit çalışmalarındaki gibi tapu kütüğüne aktarılarak tesciline, mülkiyet ve tasarruf iddiası yönünden dava dilekçesinin görev yönünden reddine, mahkemenin görevsizliğine, talep halinde dosyanın yetkili ve görevli ... Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; hükmün, davacı ... Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairenin 13.02.2014 tarih ve 2013/10145 E. - 2014/1852 K. sayılı ilâmı ile onanmasına karar verilmiş, kararın kesinleşmesi üzerine, ... Yönetiminin mülkiyete yönelik açtığı davada verilen görevsizlik kararı nedeniyle genel mahkemeye aktarılmıştır.
Asliye Hukuk Mahkemesinde yapılan yargılama sonunda, davanın kabulü ile ... ili, ... ilçesi, ... köyünde bulunan 12024 ada 444 parsel numaralı taşınmazın 12/06/2013 tarihli bilirkişi raporunun ekindeki koordinatlı krokiye göre mavi renk ile gösterilen 28.686,90 m2"lik kısmın, bu taşınmazdan ifraz edilerek, orman niteliğiyle ... adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından esasa yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava, mera özel kaydının iptali ve tapuya tescil niteliğindedir.
Yörede, 29/11/2007 tarihinde ilân edilen 3302 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılmış orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması, 21/01/1967 tarihinde kesinleşmiş genel arazi kadastrosu ile 17/01/2013 - 15/02/2013 tarihleri arasında ilân edilen 5304 sayılı Kanunun 6. maddesi ile değişik 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesine göre yapılan düzeltme çalışmaları vardır.
Mahkemece yapılan inceleme ve araştırma hükme yeterli değildir.
Kural olarak, meraların kuru mülkiyeti Hâzineye, yararlanma hakkı köy ve belediyelere aittir.
06.12.2012 tarihli Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6360 sayılı "Ondört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmialtı İlçe Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 1 ve geçici 1. maddesinin onüçüncü fıkrası gereğince ... Köyünün Tüzel Kişiliği 30/03/2014 tarihinde kaldırılmış olup yargılamaya ... Belediyesinin dahil edilerek devam edilmesi gerekmektedir.
Ayrıca, orman bilirkişisi tarafından düzenlenen krokide gösterilen hattın orman kadastro haritasıyla çeliştiği, bu hali ile raporun denetime elverişli olmadığı anlaşılmakla, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulamaz.
Mahkemece, öncelikle ... Belediyesi davalı sıfatıyla davaya dahil edip husumet yaygınlaştırılmalı; O halde; mahkemece, önceki bilirkişiler dışında halen ... Bakanlığı (... Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir mühendis ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle yeniden yapılacak keşifte, 2 Eylül 1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa Göre Orman Kadastrosu ve Aynı Kanunun 2/B Maddesinin uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümünde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6 - 7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve açıklayıcı kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı Yönetmelikler ile Teknik İzahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 21/01/2016 gününde oy birliği ile karar verildi.