20. Hukuk Dairesi 2015/15471 E. , 2016/747 K.
"İçtihat Metni"İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... ... ile asli müdahil ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... ... vekili, ... köyünde bulunan 569 sayılı parselin ifrazından oluşan 1015 ada 1 parsel sayılı 368 m² taşınmazın orman niteliğinde olduğu halde, davalı adına tapuda kayıtlı olduğunu ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptalini ve orman niteliğiyle ... adına tescilini istemiş, ... aynı iddia ile davaya müdahil olmuştur.
Mahkemece, her nekadar; yörede kesinleşmiş orman kadastrosu var ise de, taşınmazların fındık bahçesi niteliğinde olduğu, eski tarihli hava fotoğraflarında fındık bahçesi ile orman alanlarının karıştırılması sonucu taşınmazların yanlışlıkla orman kadastro sınırı içinde bırakıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, ... ... ve ... vekilleri tarafından hükmün temyiz edilmesi üzerine, 20. Hukuk Dairesinin 19/12/2012 gün ve .../... - ... E.K. sayılı kararıyla bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "...mahkemece, çekişmeli taşınmazın 1956 tarihli hava fotoğraflarında ve 1959 tarihli memleket haritasında fındıklık niteliğinde olduğu halde, 1982 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu sırasında eski tarihli resmî belgelerin yanlış yorumlanması ve fındık ağaçları ile meşe ağacının karıştırılması sonucu orman kadastro sınırı içinde bırakıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de, delillerin değerlendirilmesinde hataya düşülmüştür.
Şöyle ki; bir yerde kesinleşen orman kadastro çalışması varsa, o yerin orman olup olmadığı, kesinleşen orman kadastro haritasının uygulanması sonucu anlaşılır.
Bundan ayrı; çekişmeli taşınmazın ifrazen geldiği 569 sayılı parselin önceki malikleri ... ve ... ... tarafından ... ... aleyhine açılan kadastro mahkemesinin 1988/4 (bozmadan sonra 1990/259) sayılı orman kadastrosuna itiraz davası sonunda 569 sayılı parselin (A) harfiyle işaretli 18240 m2 bölümünün orman kadastro sınırı içinde kaldığı belirlenmiştir. Bu karar, taraflar yönünden kesin hüküm teşkil eder. Mahkemece de taşınmazın kesinleşen orman kadastro sınırı içinde kaldığı kabul edilmekle birlikte, tekrar eski tarihli resmî belgelere göre inceleme yapılmak ve bu belgeler yorumlanmak suretiyle karar verilmiş, orman kadastrosuna itiraz sürelerinin geçtiği ve orman sınırının kesinleştiği, 569 parselin de kısmen orman sınırı içinde kaldığına ilişkin kesin hüküm bulunduğu düşünülmemiştir. O halde; mahkemece yapılacak iş, kadastro mahkemesinin kesinleşen dosyasında bulunan krokiyi, çekişmeli taşınmazın ifrazdan önceki ve sonraki paftalarını ve kesinleşen orman kadastro haritasını birbiri üzerine aplike etmek ve taşınmazın geniş çevresi içinde en az 7-8 orman sınır noktası görülecek şekilde uygulama yapmak suretiyle taşınmazın hangi bölümlerinin orman kadastro sınırı içinde kaldığını belirlemek ve bu bölümlere ilişkin davanın kabulüne karar vermekten ibarettir. Yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş olmasının isabetsiz olduğu"na değinilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davacı ... ... ile asli müdahil ... açmış olduğu davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, dava konusu Ordu ili, Fatsa ilçesi, Evkaf köyü 569 sayılı parselin ifrazından oluşan 1015 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 29/01/2014 tarihli bilirkişi raporunda ve ekli krokisinde gösterilen şekilde (A) harfli kısmı ile gösterilen 276,09 m²"lik kısmına ilişkin davanın kabulü ile orman niteliğiyle ... adına tesciline, (B) harfi ile gösterilen 92,03 m²"lik kısma yönelik davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... ... ve asli müdahil ... tarafından esasa yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1974 yılında yapılan arazi kadastrosu ve 06/04/1982 tarihinde ilân edilip kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişisi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli taşınmazın (A) harfi ile gösterilen bölümünün orman tahdidi içinde kalan yerlerden olduğu, (B) harfi ile gösterilen bölümünün orman tahdidi dışında kalan yerlerden olduğu anlaşıldığından davacı ... ... davasının kısmen kabulü yolunda hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Ancak, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesiyle 3402 sayılı Kanuna eklenen "Kadastro işlemi ile oluşan tesbit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz.” şeklindeki 36/A ve 17. maddeleri ile eklenen "Bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil yargılama giderleri için de uygulanır.” şeklindeki geçici 11. maddesi hükümleri uyarınca çekişmeli taşınmazın tapu maliki olan davalı taraf aleyhine vekâlet ücreti dahil yargılama giderlerine hükmedilemeyeceğinden davalı taraf aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmesi doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
Bu sebeple, hükmün 4, 5, 6 ve 7. bendleri kaldırılarak, bunun yerine “19.01.2011 tarihli Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunla 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A ve geçici 11. maddeleri uyarınca, davacı ... ... tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına ve karar tarihi itibariyle alınması gereken 333,00.-TL harçtan peşin alının 87,80.-TL harcın mahsubu ile bakiye 245,20.-TL"nin davacı ... ... alınarak ... irat kaydına” ibaresi yazılmak suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 21/01/2016 günü oy birliği ile karar verildi.