12. Ceza Dairesi 2018/4834 E. , 2018/7699 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Taksirle yaralama suçundan sanık ..."nun, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 89/1, 89/2-b ve 62/1. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, aynı kanunun 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarının uygulanmasına ve aynı kanunun 58/6-6. ve 5275 sayılı Cez ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun"un 108/3. maddeleri uyarınca belirlenen cezanın 2. kez mükerirlere özgü infaz rejimine göre infaz edilmesine ve infazdan sonra denetimli serbestlik uygulanmasına ilişkin Foça Asliye Ceza Mahkemesi"nin 13/07/2017 tarihli ve 2016/760 esas, 2017/687 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre, 5237 sayılı Kanun"un 53/1. maddesinin 1. fıkrasına göre, kişinin kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak hak yoksunluğu uygulanacak olması karşısında, hakkında taksirle işlemiş olduğu suç dolayısıyla hapis cezasına hükmedilen sanık hakkında anılan Kanunun 53. maddesinde belirtilen haklardan yoksun bırakılmasına karar verilemeyeceğinin gözetilmemesinde ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 58/4. maddesinde “kasıtlı suçlarla taksirli suçlar ve sırf askerî suçlarla diğer suçlar arasında tekerrür hükmü uygulanmaz” hükmüne yer verildiği, sanığın tekerrüre esas alınan Foça (Kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesinin 15/04/2014 kesinleşme, 13/03/2014 tarihli ve 2014/7 esas, 2014/82 sayılı kararının ise kullanmak için uyuşturucu ve uyarıcı madde satın almak suçuna ilişkin olduğu, dolayısıyla kasıtlı suçun taksirli suçta tekerrüre esas alınamayacağı nazara alındığında, hükmolunan cezanın yazılı şekilde mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü 07.06.2018 gün ve 94660652-105-35-2877-2018-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrakı tevdi kılınmakla;
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın taksirle yaralama eyleminden dolayı TCK"nın 89/1, 89/2-b ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezasına mahkumiyetine ve belirlenen cezanın aynı kanunun 58/6-7. maddesi uyarınca 2. Kez mükerrir olanlara özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, yine aynı hükümle sanık hakkında TCK"nın 53. maddesinde tanımlı hak yoksunluklarının uygulanmasına hükmedilmiş ise de; Türk Ceza Kanunu’nun 58/4. maddesinde “kasıtlı suçlarla taksirli suçlar ve sırf askerî suçlarla diğer suçlar arasında tekerrür hükmü uygulanmaz” hükmüne yer verildiği, sanığın tekerrüre esas alınan Foça (Kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesinin 15/04/2014 kesinleşme, 13/03/2014 tarihli ve 2014/7 esas, 2014/82 sayılı kararının ise kullanmak için uyuşturucu ve uyarıcı madde satın almak suçuna ilişkin olduğu, dolayısıyla kasıtlı suçun taksirli suçta tekerrüre esas alınamayacağının ve 5237 sayılı Kanun"un 53/1. maddesinin 1. fıkrasına göre, kişinin kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak hak yoksunluğu uygulanacak olması karşısında, hakkında taksirle işlemiş olduğu suç dolayısıyla hapis cezasına hükmedilen sanık hakkında anılan Kanunun 53. maddesinde belirtilen haklardan yoksun bırakılmasına karar verilemeyeceğinin gözetilmemesinde isabet görülmediğinden;
Kanun yararına bozma talebine atfen düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği, incelenen dosya kapsamına göre yerinde görüldüğünden, Foça Asliye Ceza Mahkemesi"nin 13/07/2017 tarihli ve 2016/160 esas, 2017/687 sayılı kararının CMK’nın 309/4-d maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZULMASINA, CMK"nın 309/4-d maddesindeki “Hükümlünün cezasının kaldırılmasını gerektiriyorsa cezanın kaldırılmasına, daha hafif bir cezanın verilmesini gerektiriyorsa bu hafif cezaya Yargıtay ceza dairesi doğrudan hükmeder.” şeklindeki düzenleme gereği bozma nedenine göre uygulama yapılarak, hüküm fıkrasının sanık hakkında hak yoksunluklarının uygulanmasına ve cezanın 2. kez mükerrirlere özgü infaz rejimine göre infaz edilmesine ilişkin (8.) ve (9.) maddelerinin hükümden çıkarılarak yerine diğer hususların aynen bırakılmasına, infazın buna göre yapılmasına, dosyanın mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 04/09/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.