Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/18347
Karar No: 2015/15260
Karar Tarihi: 23.11.2015

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2014/18347 Esas 2015/15260 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, davalının icra takibine konu yaptığı senetlerin müvekkili şirketin eski ortağına tehdit yolu ile zorla imzalatıldığını, müvekkili şirket ile davalı arasında hiçbir ticari ilişkinin bulunmadığını ileri sürerek müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile takibin ve senetlerin müvekkili yönünden iptaline, %40 tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ise BK’nun 38. maddesi gereğince 1 yıllık hak düşürücü süre içinde iş bu davanın açılması gerektiğini ve esas yönden de iddianın yerinde olmadığını belirtmiştir. Mahkeme, söz konusu bonolar nedeniyle davacı şirketin borçlu olmadığına karar vererek davayı kabul etmiş ve davalıdan 20.000 TL kötüniyet tazminatının alınıp davacıya verilmesine hükmetmiştir. Ancak davalı vekilince yapılan temyiz üzerine Yargıtay, mahkemece HMK'nın öngörülen yargılama usulüne uyulmadan davalının savunma hakkı kısıtlanarak hüküm tesisi yapıldığını belirterek, hükmün bozulmasına karar vermiştir.
Kanun Maddeleri: Borçlar Kanunu'nun 38. Maddesi, Türk Ticaret Kanunu'nun 372. Maddesi, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 184/2 ve 186. Maddeleri.
19. Hukuk Dairesi         2014/18347 E.  ,  2015/15260 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vek. Av. ...gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    -KARAR-

    Davacı vekili, davalının icra takibine konu yaptığı senetlerin müvekkili şirketin eski ortağına tehdit yolu ile zorla imzalatıldığını, müvekkili şirket ile davalı arasında hiç bir ticari ilişkinin bulunmadığını ileri sürerek müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile takibin ve senetlerin müvekkili yönünden iptaline, %40 tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, BK"nun 38. maddesi gereğince 1 yıllık hak düşürücü süre içinde iş bu davanın açılması gerektiğini, senetlerin tanzim tarihinin 29.01.2011 tarihi olduğunu, bir yıllık hak düşürücü sürenin dolduğunu, esas yönden de iddianın yerinde olmadığını, davacının davasını usulüne uygun delillerle ispatlaması gerektiğini belirterek davanın reddi ile %20 tazminatın davacıdan tahsilini istemiştir.
    Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde, senedi tanzim eden..."un davalıdan aldığı borca istinaden senedi verdiğini, borcun müvekkili şirketle ilgilisinin bulunmadığını, borçlu ...un isminin hemen altına ...."nin adres göstermek amacıyla yazıldığını, bonolarda nakit ibaresinin bulunduğunu, davalının müvekkili şirkete borç para vermediğini belirterek davanın kabulünü istemiştir.
    Mahkemece, davacı iddiasını daralttığından hak düşürücü süreye ilişkin itiraz hakkında karar verilmesine yer olmadığına, dava konusu bonolarda "...." ibaresinin şirketin yönetim kurulu üyesi olan ...un adresi bölümünde yer aldığı, kaldı ki bonolarda yalnızca ..."un T.C kimlik numarasının bulunduğu, şirketin 6102 sayılı TTK"nun 372. maddesi anlamında herhangi bir numarası ve kaydının bulunmadığı, hal böyle olunca söz konusu bonolar nedeniyle davacı şirketin borçlu olmadığı, öte yandan ceza davasındaki ... ve ..."ın beyanlarından senetlerin .... ile ilgisinin bulunmadığının anlaşıldığı gerekçeleri ile davanın kabulüne, davacının kambiyo senetlerine özgü takibe konu bonolar sebebiyle borçlu olmadığının tespitine, 20.000 TL kötüniyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
    6100 sayılı HMK ile yazılı yargılama usulünde ilk derece yargılaması beş aşamadan oluşmaktadır. Bunlar, davanın açılması, karşılıklı dilekçelerin verilmesi, ön inceleme, tahkikat, tahkikatın sona ermesi ve sözlü yargılama ile hükümdür.
    Hükmün verildiği 12.06.2014 tarihli duruşmaya davacı vekili katılmış, davalı vekili ise mazeret dilekçesi vermiştir. Mahkemece "davalı vekilinin talik istemi içermeyen mesleki mazeretinin kabulüne" karar verilmiş, davacı vekili tahkikatın özüne ilişkin yazılı beyanda bulunmak için süre istemiş ise de davacı vekilinin bu istemi yerinde görülmeyerek HMK"nun 184/2 maddesi gereğince tahkikatın bittiği tefhim olunmuştur.
    6100 sayılı HMK"nun 186. maddesi " (1) Mahkeme, tahkikatın bitiminden sonra, sözlü yargılama ve hüküm için tayin olacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunmalarını sağlamak amacıyla iki tarafı davet eder. Taraflara çıkartılacak olan davetiyede, belirlenen gün ve saatte mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde yokluklarında hüküm verileceği hususu bildirilir. (2) Sözlü yargılamada mahkeme, taraflara son sözlerini sorar ve hükmünü verir" hükmünü içermektedir. Mahkemece 12.06.2014 tarihli duruşmada HMK"da öngörülen yargılama usulüne uyulmadan davalının savunma hakkı kısıtlanarak "HMK"nun 30. maddesindeki usul ekonomi ilkesi ve davalı vekilinin mazeret dilekçesinin içeriği gözetilerek ara verilmeksizin sözlü yargılama evresine geçilmesine" karar verilip yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen 1.100.-TL. duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 23.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi