Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2015/4900 Esas 2015/5424 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/4900
Karar No: 2015/5424
Karar Tarihi: 14.04.2015

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2015/4900 Esas 2015/5424 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2015/4900 E.  ,  2015/5424 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : SULH HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar taraf vekillerince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakiminin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-

Dava, mülkiyet hakkına dayalı el atmanın önlenmesi isteğine ilişkin olup, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun ( HUMK ) yürürlüğü zamanında 16.06.2010"da sulh hukuk mahkemesinde açılmış ve davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki; iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden davanın taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu açıktır. Bu tür bir davada 492 sayılı Harçlar Kanunu"nun 16. maddesi uyarınca dava değerinin elatılan yerin zemin değerinden (4.3.1953 tarihli 10/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı) ibaret olacağı ve belirlenen bu değer üzerinden Harçlar Kanunu"nun 26., 27., 28., 30., ve 32. maddelerinin öngördüğü şekilde işlemlerin yerine getirileceği ve gerekli olan harcın alınacağı tartışmasızdır.
Mahkemelerin görev konusunu düzenleyen dava tarihinde yürürlükte bulunan HUMK"un 1.maddesi gereğince de görev dava olunan şeyin değerine göre belirtilmiş ise görevli mahkemenin tespitinde davanın açıldığı gündeki değerin esas tutulması gerekir.
Somut olayda; davacı, kayden paydaş olduğu 461 parsel sayılı taşınmaza, davalının, haklı ve geçerli bir neden olmaksızın kullanmak suretiyle müdahale ettiğini ileri sürerek eldeki davayı açtığına göre; bu durumda, dava gayrimenkulün aynına ilişkin el atmanın önlenmesi isteğine ilişkin olup, dava değerinin, taşınmaz çekişmeli bölümün keşfen belirlenen değerinde ibaret olacağı açıktır.
Ne var ki; mahkemece, uzman bilirkişiler aracılığıyla mahallinde keşif yapılarak taşınmazın çekişmeli bölümün değeri saptanmaksızın neticeye gidildiği görülmektedir.
Bilindiği üzere, görev kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re"sen göz önünde tutulması gereken bir usül kuralıdır.
Hâl böyle olunca, mahkemece, uzman bilirkişiler aracılığıyla mahallinde keşif yapılarak dava edilen taşınmaz parçasının değerinin keşfen saptanması, dava değerine göre, dava tarihi itibariyle sulh hukuk mahkemelerinin görev sınırını belirleyen HUMK’nun 8. maddesindeki, miktarın üstünde olduğunun belirlenmesi halinde davayı görmeye sulh mahkemeleri değil asliye hukuk mahkemeleri görevli olacağından, görevsizlik kararı verilmesi, aksi halde işin esasına girilmesi gerekirken, bu husus değerlendirilmesizin yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.
Taraf vekillerinin temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 14.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.