11. Hukuk Dairesi 2015/13181 E. , 2016/1063 K.
"İçtihat Metni".
MAHKEMESİ : ... 8. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
.
Taraflar arasında görülen davada ...8. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 24/02/2015 tarih ve 2013/255-2015/74 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; askeri personel olan müvekkilinin 1991-1993 yılları arasında ..."da görev yaptığı sırada hak kazandığı olağanüstü hal tazminatının 23.530.900 eski TL anapara ve 17.412.866 eski TL faizi olmak üzere 40.943.766 eski TL olarak 13.08.1993 tarihinde ....Şubesi"ne gönderildiğinin öğrenildiğini, ... Şubesi"nin 2001 yılında T.C.... A.Ş. ... Şubesi ile birleştiğini, ancak...sından yapılan araştırmada şubeye müvekkili adına herhangi bir hesabın devredilmediğinin bildirildiğini, TMSF"den yapılan araştırmada da müvekkili adına zamanaşımına uğramış ve hazineye aktarılmış herhangi bir mevduata rastlanılmadığının belirtildiğini ileri sürerek, Temmuz 1993 yılında 40.943.766 eski TL olan tazminatın günümüz TL cinsine denkleştirilerek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 10.000,00 TL"nin Temmuz 1993 tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı... vekili; müvekkili bankanın kayıtlarında dava konusu alacak ile ilgili hiç bir kaydın bulunmadığını, müvekkilinin...nın külli halefi olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı ... vekili; alacağın zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre; varlığı... yazısı ile sabit olan davacı mevduatının davacıya ödendiğinin iddia ve ispat olunamadığı, işlem tarihinde yürürlükte bulunan yasal mevzuata göre davalı bankaların yasaca aranan şekilde hareket etmediklerinin anlaşıldığı, 13.08.1993 tarihinde 40.943.766 eski TL olarak aktarılan mevduatın dava tarihi itibariyle denkleştirici adalet ilkesi uyarınca 34.247,24 TL"ye ulaştığının tespit edildiği gerekçesiyle davacının istemine bağlı kalınarak 10.000,00 TL"nin 09/07/2012 tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, taraf vekillerinin aşağıdaki bentler dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, davacı adına yatırılan olağanüstü hal tazminatının tahsili istemine ilişkindir. Davacının olağanüstü hal tazminatının T. Halinde... A.Ş....Şubesi"ne gönderildiğinin, bu şubenin de T.C.... A.Ş....Şubesi ile birleştiğinin dosya kapsamı ile anlaşılmasına rağmen, davalı bankalardan hangisinin sorumlu olduğu belirlenmeden, müteselsil sorumlu olduklarına ilişkin gerekçede gösterilmeksizin her iki bankanın sorumlu tutulması doğru olmamış, kararın davalılar yararına bozulması gerekmiştir.
3- Mahkemece, denkleştirici adalet ilkesine göre tazminat miktarı hesaplanmış ve taleple bağlı kalınarak davanın her iki davalı yönünden kabulüne karar verilmiştir. Ancak, davacı adına yatırılan olağanüstü hal tazminatının 13.08.1993 tarihinde ..."nın...Şubesi"ne gönderilerek hak sahibi adına açılacak vadesiz mevduat hesabına aktarılacağı belirtilmiştir. Davacı, hesabın açılmasından uzun bir süre sonra 02.11.2011 tarihinde davalı ..Bankası A.Ş’ye müracaat etmiştir. Davalı bankanın, vadesiz mevduat hesabına yatırılan para için hesap sahibine bildirimde bulunma yükümlülüğü bulunmadığı gözönüne alındığında, hesap sahibinin geç müracaatı nedeniyle oluşan zararın sorumluluğu bankaya yüklenmez. Bu durumda, mahkemece davalı kayıtları incelenerek ve davacının bankaya müracaat tarihinde hesapta ne kadar para varsa ancak bunu isteyebileceği gözetilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, somut uyuşmazlıkta uygulanma imkanı bulunmayan denkleştirici adalet ilkesi gereğince belirlenen miktara göre karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın davalılar yararına bozulması gerekmiştir.
3- Kabule göre, davacı tarafından 02.11.2011 tarihinde davalı T.Halinde... A.Ş’ye müracaat edildiği anlaşıldığından davalıların bu tarih itibariyle temerrüde düştükleri kabul edilerek, faiz başlangıcının buna göre belirlenmesi gerekirken, dava tarihi itibariyle faize karar verilmesi doğru görülmemiş, kabul şekli itibariyle de kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalılar vekillerinin temyiz itirazının kabulü ile kararın davalılar yararına, (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 08/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
.
02/03/2016 GÜL
Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.