Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/22861
Karar No: 2017/116
Karar Tarihi: 16.01.2017

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/22861 Esas 2017/116 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2014/22861 E.  ,  2017/116 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Hükmüne uyulan Dairemizin bozma ilamında özetle; davanın, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu, İİK.nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amacın borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamak olduğu, davacının, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde edeceği ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebileceğ (İİK.md.283/1), bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nisbi nitelikte yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili olmadığı, bu davanın dinlenebilmesi için; takip konusu alacağın gerçek olması, borçlu hakkındaki takibin kesinleşmiş bulunması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin varlığının dava koşulu olduğu, ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılması
    gerektiği, özellikle İİK.nun 278.maddede akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığının incelenmesi gerektiği, aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280. maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastı işleminin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastının irdelenmesi gerektiği, Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediğinin de takdir olunması gerektiği; İİK.nun 282. maddesi gereğince iptal davalarının borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açıldığı, ayrıca, kötü niyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabildiği; İİK’nın 283/II maddesine göre de iptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahıs nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkûm edilmesi gerektiği, bu ihtimalde 3. kişinin sorumlu olduğu miktarın, elden çıkarılan malın o tarihteki gerçek değeri olduğu, bir başka anlatımla dava ve tasarrufa konu malı elinde bulunduran şahsın kötü niyetli olduğunun kanıtlanamaması halinde dava tümden reddedilmeyip borçlu ile tasarrufta bulunan şahıs veya ondan sonra malı alan kişilerinde borçlunun alacaklılardan mal kaçırdığını bilen veya bilmesi gereken kişilerden olup olmadıkları yönünde de araştırma ve inceleme yapılarak üçüncü veya dördüncü kişilerin kötü niyetli olduklarının anlaşılması halinde tasarrufa konu malı elinden çıkardıkları tarihteki gerçek değeri oranında ve alacak miktarı ile sınırlı olarak tazminata mahkum edilmeleri gerektiği;Somut olayda; takip konusu borcun 1.4.2010 tanzim tarihli senetle doğduğu, borçlu hakkındaki takibin kesinleştiği, 9.7.2010 tarihli kat"i aciz belgesinin ibraz edilmiş olduğu, takip konusu alacağın muvazaalı olduğu yanı davacının gerçek alacaklı olmadığının iddia edilmediği, iptali istenen tasarrufun 7.4.2010 ve 15.4.2010 tarihlerinde yani borcun doğumundan sonra yapılmış
    olduğu, bu durumda dava ön koşulları mevcut olduğundan İİK 278,279 ve 280. maddelerdeki iptal koşularının bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerektiği, dava konusu taşınmazın borçlu tarafından 7.4.2010 tarihinde davalı ..."e tapuda 4.000,00 TL bedelle satılmış olduğu, bilirkişi tarafından belirlenen rayiç değerin ise 71.324,40 TL olduğu, bu durumda taşınmazın tapudaki satış bedeli ile rayiç değer arasında yirmi misline yakın fark bulunduğu, davalı ... vekilinin dava konusu taşınmazı müvekkilinin kendisine ait taşınmazı satarak 44.500 dolara aldığını beyan etmiş bu konuda tanık dinletmiş ise de davalı ..."in dava konusu taşınmazı almak için sattığı taşınmaz dava konusu taşınmazının satışından bir ay sonra ve 4.000,00 TL bedelle yapıldığından savunmanın kabulü mümkün görülmediği, bu durumda davalı ..."in dava konusu taşınmaz için tapudaki bedel dışında ödeme yaptığını resmi belgelerle ispatlayamaması nedeniyle 7.4.2010 tarihli tasarrufun İİK 278/3-2 maddesi gereğince iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle hüküm tesisinin isabetli görülmediği; ayrıca davacı tanıklarının beyanından davalıların arkadaş olduğu, satış sonrası davacı ile anlaşmak için birlikte davacının evine gittikleri anlaşıldığından bu durumda davalı ... ve Tahsin"nin borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olması nedeniyle dava konusu 7.4.2010 tasarrufun İİK 280/1.madde gereğince iptale tabi olduğunun gözardı edilmesi de doğru olmadığı, 15.4.2010 tarihli davalı ..."a yapılan tasarruf yönünden ise, davalı ..."in ... ... Mahallesi muhtarı, borçlunun ise aynı ilçede kuyumculuk yaptığı, yine davalı ..."in dava konusu taşınmaza komşu üç parselin maliki olması nedeniyle borçlunun taşınmaz komşusu olduğu, davacı tanık beyanlarına göre borçlunun arkadaşı olduğu ve satış sonrası diğer davalılarla birlikte anlaşmak amacıyla davacının evine gidip görüştüğü, yine kendi beyanından yargılama sırasında ..."ye gidip borçlu ile görüşmesi gibi fiili ve maddi olgular birlikte değerlendirildiğinde davalı ..."in borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olduğunun kabulü ve dolayısıyla 15.4.2010 tarihli tasarrufun da İİK 280/1 madde gereğince iptale tabi olduğu kabul edilerek her iki satış yönünden de davanın kabulü ile davalılar arasındaki 7.4.2010 ve 15.4.2010 tarihli tasarrufların takip konusu alacak ve fer"ileriyle sınırlı olarak iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisinin isabetli görülmediği gereğine değinilmiştir.
    Mahkemece iddia, savunma toplanan deliller ve bozma ilamı doğrultusunda dava konusu tasarrufun İİK"nun 278/3-2 ve 280/1 madde gereğince iptale tabi olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı ... vekilinin ve davalı ... vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak tasarrufun iptali davalarında karar harcı davacının takip konusu alacak miktarı ile tasarrufa konu malın gerçek değerinden hangisi daha az ise o değer üzerinden belirlenmesi gerekir. Harç kamu düzeni ile ilgili olmakla resen göz önüne alınır. Bu durumda tasarrufa konu taşınmazın değeri daha az olmakla mahkemece bu değer üzerinden karar harcına hükmedilmesi gerekirken maktu karar alınması doğru değil bozma nedeni ise de bu yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden 6100 sayılı HMK.nun geçici 3. maddesinin 2. fıkrası delaletiyle 1086 sayılı HUMK.nun 437/8 maddesi uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir.
    Yukarda açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının 3. bendinin tümünün hükümden çıkarılmasına, yerine "Alınması gereken 4872,00 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 893,65 TL harcın mahsubu ile bakiye 3978,00 TL"nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına" ibaresinin yazılmasına; hüküm fıkrasının 4.bendindeki "25,20 TL peşin harç" ibaresinin hükümden çıkarılarak yerine "893,65 TL” ibaresinin yazılmasına,aynı bentteki "470,70TL" ibaresinin hükümden çıkarılarak yerine "1339,15 TL" ibaresinin yazılarak hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ... ile davalı ..."a geri verilmesine 16/01/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi