15. Hukuk Dairesi 2016/3780 E. , 2018/567 K.
"İçtihat Metni"....
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, sözleşmeden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup; mahkemece davanın reddine dair verilen karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, 02.06.2006 tarihinden 2009 yılı mayıs ayına kadar yanında yaklaşık 15 işçi çalıştırarak davalının muhtelif işlerini taşeron olarak yaptığını, 40.000,00 TL alacağını sözlü olarak ve ihtarname çekmek suretiyle istendiğini, ancak biz ödemeleri köylün olan ... ... yaptık denmek suretiyle borcun ödenmediğini belirterek şimdilik 20.000,00 TL alacağın ahsiline karar verilmesini istemiş; davalı taraflar arasında taşeron iş sahibi ilişkisi bulunmadığını taşeron olarak işleri yürüten .. .. tüm ödemelerin yapıldığını, davacının da bu kişi emrinde çalıştığından işyerinde sigortalı gösterildiğini belirterek davanın reddini savunmuş, mahkemece davacının 30.04.2005 tarihli celsede kendisinin taşeron olmayıp ustabaşı ve sigortalı işçi olduğunu beyan ettiği, davacının iddiasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
4856 sayılı İş Kanunu 16. maddede, takım sözleşmesi ile oluşturulan iş sözleşmeleri düzenlenmiştir. Birden çok işçinin meydana getirdiği bir takımı temsilen bu işçilerden birinin, takım kılavuzu sıfatıyla işverenle yaptığı sözleşmeye takım sözleşmesi denir (16/1. madde). Takım sözleşmesinde isimleri yazılı işçilerden her birinin işe başlamasıyla, o işçi ile işveren arasında takım sözleşmesinde belirlenen şartlarla bir iş sözleşmesi yapılmış sayılır. Ancak, takım sözleşmesi hakkında Borçlar Kanununun 110. maddesi hükmü de uygulanır (16/3). Maddede belirtilen 110. maddenin TBK"daki karşılığı üçüncü kişi yararına sözleşme başlığını taşıyan 129. maddedir.
Dava tarihine göre uygulanması gereken 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu 1. maddede İş Kanunu"na göre işçi sayılan kimselerle (o kanunun değiştirilen ikinci maddesinin Ç, D ve E fıkralarında istisna edilen işlerde çalışanlar hariç) işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya İş Kanunu"na dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarında iş mahkemelerinin görevli olduğu düzenlenmiştir.
....
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; davacı dava dilekçesinde taşeron olduğundan sözederek eser sözleşmesine dayanmış ise de duruşmadaki beyanında taşeron olmayıp ustabaşı olduğunu beyan etmiş olup, mahkemece de bu beyan esas alınarak, taşeron olmadığı ve eser sözleşmesi ilişkisi bulunmadığı sonucu kabul edilerek davanın ispatlanmadığından reddine karar verilmiştir. Mahkemece de kurulan hükme gerekçe yapılan davalının taşeron olmayıp ustabaşı olduğu yönündeki beyanı karşısında, dayanılan ve hükme dayanak yapılan mahkemece esas alınan sözleşme, eser sözleşmesi olmayıp, 4857 sayılı İş Kanunu"nun 16. maddesinde düzenlenen takım sözleşmesi niteliğindedir. O halde uyuşmazlık iş akdinden doğduğundan davaya bakmaya asliye hukuk mahkemesi görevli olmayıp iş mahkemesi görevlidir. Sözleşmenin varlığı ve geçerliliği de ancak görevli mahkemece incelenip değerlendirilebilecektir. Bu durumda görevli olmayan mahkemeye açılan davanın; göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle HMK"nın 115/2. maddesi gereğince usulden reddine karar verilmesi gerekirken, davaya bakılarak esastan karar verilmesi doğru olmamış, kararın temyiz eden davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 14.02.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
.....