19. Hukuk Dairesi 2017/4888 E. , 2019/5039 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Eskişehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davası hakkında Eskişehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nden verilen davanın reddine yönelik 2016/198 esas ve 2016/585 karar sayılı ve 01.11.2016 tarihli hükme karşı davacılar vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması sonucunda Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi tarafından verilen davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile kararın gerekçesinin düzeltilerek yeniden esas hakkında davanın reddine yönelik kararın, davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine, temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
- K A R A R -
Davacılar vekili, dava dışı ... davalı kurumun yönlendirmesiyle Halk Bankası A.Ş’den 31/07/2012 tarihinde 50.000,00 TL kredi kullandığını, bu krediye davacılar ile dava dışı ... ve davalının kefil olduğunu, ödenmeyen kredi taksitlerinin davalıdan tahsil edildiğini, davalının, davacılar ve diğer borçlular aleyhine ödenen altı taksitli kredi borcu için altı ayrı icra takibi başlattığını, davacıların ilk beş taksidi içeren icra takip borcunu ödediğini, altıncı taksidi içeren icra takip borcunu ödemediğini, TBK 583. maddesi uyarınca kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğunu, TBK 603. maddesi uyarınca da taahhüdün kefalet sözleşmesinde belirtilen şartları taşımadığından geçersiz olduğunu belirterek, Eskişehir 7. İcra Dairesi’nin 2013/10530 esas, Eskeşehir 3. İcra Dairesi’nin 2014/2327 ve 2014/11539 esas, Eskişehir 8. İcra Dairesi’nin 2015/5994 esas sayılı dosyalarından kefalet sözleşmesi gereğince alacaklıya ödenen fazlaya ilişkin talep ve dava haklarının saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL"nin istirdadı ile Eskişehir 8. İcra Dairesi’nin 2015/16994 esas sayılı dosyasından davacıların borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacılar vekili ıslahla talebini 53.544 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı vekili,davacıların banka ile aralarlarında akdedilen kredi sözleşmesine kefil olduklarını ve sözleşmeye garantör ve kefil olarak imza attığını, borç ödenmediğinden banka tarafından, kefil olan davalı kooperatiften alacağın tahsil edildiğini, davalının da alacağını tahsil etmek için 08/08/2012 tarih ve 180058 sayılı 50.000,00 TL miktarlı yasal koşulları haiz olan taahhütnameye istinaden icra takibi başlattığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davacıların Eskişehir 7. İcra Dairesi"nin 2013/10530 esas sayılı dosyasında 15/07/2014-16/03/2015 tarihleri arasında ödeme yapıldığı, istirdat davasının 11/04/2016 tarihinde açıldığı, 1 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açılan bu miktara yönelik istirdat talebinin reddine karar vermek gerektiği, talep edilen diğer miktarlara yönelik istirdat davasının süresinde olduğu, davacıların dava dışı banka ile imzaladıkları kredi sözleşmesinin ekindeki 50.000,00 TL tutarına kadar müteselsil kefil olmayı kabul etiklerine dair beyanlarını kendi el yazıları ile imzaladıkları kefalet sözleşmesinin ve dava dışı ... kullandırılan krediye ilişkin 50.000,00 TL"yi davalıya ödemeyi kabul ve taahhüt ettikleri 08/08/2012 tarihli taahhütnamenin TBK 583 ve 603. maddesindeki koşulları taşıdığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı davacılar vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, davacılar tarafından imzalanan taahhütnamenin geçersizliği konusunda hukuken itibar edilebilir bir delil ileri sürülmediği ancak kefalet sözleşmesinde davacıların el yazısı ile yazılan bir tarih bulunmadığı gibi hiç kefalet tarihi olmadığından TBK.nın 583./1. maddesinde yazılı koşulları taşımadığı ve geçerli olmadığı, Eskişehir 7.İcra müdürlüğü"nün 2013/10530 sayılı takip dosyasında ödemelerin 21/10/2015 tarihine kadar devam ettiği, icra takibi ve ödeme devam ettiği sürece İİK’nun 72.maddesindeki istirdat davası süresi işlemeye başlamayacağından bu dosya için istirdat isteminin süresinde olduğu gerekçesiyle taahhütnameye yönelik istinaf başvurusunun reddi ile kefalet sözleşmesine ilişkin istinaf başvurusunun 353/(1)-b.2 maddesi gereğince kabulüne, usul ve esas yönünden hukuka uygun olan mahkeme kararının ise gerekçesi düzeltilmek suretiyle yeniden esas hakkında karar verilerek davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kefalet sözleşmesi ve taahhütnameye dayalı alacağın tahsiline yönelik başlatılan icra takiplerinden borçlu olunmadığının tespiti ve istirdat istemine ilişkindir.
Bölge Adliye Mahkemesince kefalet sözleşmesinin TBK 583/1. maddesindeki yazılı unsurları taşımaması nedeniyle geçersiz olduğu ve istirdat istemininde bir yıllık hak düşürücü süre içinde yapıldığının kabulü yerindedir.
Ancak, taraflar arasında düzenlenen 08.08.2012 tarihli taahhütname TBK 603. madde uyarınca kefaletin şekline ve kefil olma ehliyetine ilişkin hükümlere tabi olması ve dolayısıyla yasanın TBK 583. maddesindeki şekil koşullarını taşıması gerekir.
Söz konusu taahhütnamenin incelenmesinde, borçluların dava dışı ... ve ... ile davacılar olduğu, taahhütnamede tek bir tarih ve miktarın yazılı olduğu, her bir borçlunun kefalet limitinin ve ödemeyi taahhüt ettiği borcun miktarının ve tarihininde yazılı olmadığı bu nedenle söz konusu taahhütnamenin TBK 583/1. maddesi uyarınca şekli unsurları taşımadığı ve geçersiz olduğu anlaşılmış olup, Bölge Adliye mahkemesince ilk derece mahkeme kararına ilişkin istinaf başvurusunun esastan kabulü ile davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, dosyanın HMK 373/2. maddesine göre, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi"ne gönderilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacılara iadesine, 07/11/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.