8. Hukuk Dairesi 2018/3032 E. , 2019/1589 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ecrimisil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı vekili; vekil edeninin dava konusu, 194 ve 203 parsel sayılı taşınmazların maliki olduğunu, davalı ... Reformu Genel Müdürlüğünün çizdiği proje doğrultusunda diğer davalı ... Müdürlüğünün 2010 yılından beri taşınmazdan sulama kanalı ve yol geçirmek, kanaldan çıkan harfiyatı dökmek suretiyle yaklaşık 20 dönüme yakın kısmını işgal ettiğini ve davacının taşınmazdan faydalanamadığını, fiili işgalin Çiftçi Kayıt Sistemine yansıyan alandan daha fazla olduğunu, davalıların davacıya 2010 yılından itibaren her yıl ürün bedelinin tamamını ödemeyi taahhüt ettiklerini ancak yalnızca kanal geçen 20 dönüm için 2010 yılına ait ürün bedelini ödediklerini ve başkaca herhangi bir ödeme yapmadıklarını belirterek, 2010-2011-2012 yılları için 500.000"er TL ecrimisil bedelinin ve devletçe ödenmesi gereken destekleme primlerinin davalılardan tahsilini talep etmiş, 29.11.2013 tarihli dilekçesi ile talebini 36.349,23 TL olarak güncellemiştir.
Davalı ... Reformu Genel Müdürlüğü vekili; kurumun husumeti bulunmadığını, davanın kanallarla ilgili işgali yapan idareye yöneltilmesi gerektiğini belirterek, davanın husumet yönünden reddini savunmuştur.
Diğer davalı ... vekili; davanın idari yargının görev alanına girdiğini ve görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, dava konusu taşınmazların toplulaştırma sahası içinde olduğunu ve toplulaştırma işlemlerinin kesinleştiğini, işlemle davalı kurumun ilgisi olmadığını, toplulaştırma çalışmalarını yapan kurumun ... olduğunu, kamu yatırım kesintisi adı altında yapılan kesinti nedeniyle dava konusu taşınmazlarda bu kayıpların oluştuğunu, husumetin TRGM"ye yöneltilmesi gerektiğini, kamunun ortak kullanacağı yerler için %10"a kadar katılım payı kesintileri nedeniyle hak sahiplerine herhangi bir bedel ödenmeyeceğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile; toplam 25.873,97 TL ecrimisil bedelinin yasal faizi ile birlikte davalı ... Genel Müdürlüğünden tahsili ile davacıya verilmesine, 10.475,26 TL doğrudan gelir desteği alacağının davalı ... Genel Müdürlüğünden alınarak davacıya verilmesine, davalı Gıda Tarım Ve Hayvancılık Bakanlığına yönelik davanın husumet nedeniyle reddine, karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı ... Genel Müdürlüğü vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, alacak ve ecrimisil isteğine ilişkindir.
Ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan olumlu zarar ile kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK"nun 25.02.2004 gün ve 2004/1-120-96 sayılı kararı)
25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile Yargıtay"ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar.
Hemen belirtelim ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık olmalı ve değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere uygun şekilde HMK"nin 266 vd. maddelerine uygun olarak açıklanması gereklidir.
Bu nedenle, özellikle tarım arazilerin haksız kullanımı nedeniyle ürün esasına göre talep varsa, bu konudaki resmi verilerin getirilmesi, taşınmazın bulunduğu bölgede ekilen tarım ürünlerinin neler olduğu tarım il veya ilçe müdürlüğünden sorulması, ekildiği bildirilen ürünlerin ecrimisil talep edilen yıllara göre birim fiyatları ve dekara verim değerleri, hal müdürlüğünden ilgili dönem için birim fiyatları getirtilerek bölgede münavebeli ekim yapılıp yapılmadığı, taşınmazın nadasa bırakılıp bırakılmadığının tespit edilmesi gerekir.
Dosya kapsamından, 203 parsel için 01.06.2010 tarihinde 7.153,50 TL, 15.11.2011 tarihinde 14.440 TL zarar ziyan tespiti, bunun yanında 194 parsel için 01.06.2010 tarihinde 342,93 TL, 15.11.2011 tarihinde 380 TL, 13.06.2012 tarihinde de 570 TL zarar ziyan tespiti yapılmış olduğu ve tespit edilen rakamlara ilişkin davacı ile davalılardan ... arasında karşılıklı sulh anlaşması yapılmış olduğu anlaşılmaktadır. Ancak ... Mühendisi...tarafından düzenlenen 28.06.2013 ve 23.10.2013 tarihli bilirkişi raporlarında ve Mahkemenin temyize konu olan 2012/666 Esas 2013/853 Karar sayılı kararının gerekçesinde zarar ziyan tespit tutanakları ve sulh anlaşmalarına ilişkin belgeler değerlendirilmemiştir. Mahkemece sözü geçen belgelere istinaden davalıya ödeme yapılıp yapılmadığının belirlenmesi, ödeme yapılmış ise yapılan ödemelerin ecrimisil bedelinden mahsup edilip edilmeyeceği hususunun denetime elverişli bir şekilde değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin yukarıda belirtilen temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine,18/02/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.