20. Hukuk Dairesi 2015/3956 E. , 2016/732 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili ile bir kısım dahili davalılar ..., ..., ... ve ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, asliye hukuk mahkemesine hitaben yazdığı dava dilekçesinde müvekkillerinin annesi muris ..."ün vefat ettiğini, 16.06.1999 tarihinde düzenlenen 13.03.2004 tarihinde muhtarlığa tasdik ettirilen senetle ... Çeşmesi mevkiindeki 10 dekar zeytinliğin ve 16.04.2005 tarihinde muhtarlık kayıtlarına işlenen sözleşme ile Domuzölen mevkiinde bulunan incir ve zeytin bahçesinin satış yapılmış gibi gösterilerek murisin damadı davalı ..."e devrolunduğunu, murisin bu taşınmazların satışına ihtiyacı olmadığı gibi davalının da bu taşınmazları satın alacak maddi gücünün bulunmadığını, muris vefat ettiğinde satış işlemlerinden elde edilmesi gereken bedelin murisin terekesinden çıkmadığını belirterek, murisin hastalığı ve yaşlılığı nedeniyle bilincinin tam olarak yerinde olmadığı dönemde yapılan sözleşmelerin iptali ile malların terekeye iadesine karar verilmesini talep etmiş, 29.03.2006 havale tarihli ıslah dilekçesi ile de talepleri olan sözleşmenin iptaline karar verilmezse murisin işleminin tenkisine karar verilmesini talep etmiştir.
Asliye hukuk mahkemesince, dava konusu taşınmazlar hakkında kadastro tutanakları düzenlenip taşınmazlar ... köyü 184 ada 59 parsel ile ... köyü 133 ada 27 parsel, 105 ada 114, 115 ve 116 parsel sayılarını aldığından Kadastro Kanununun 27. maddesi gereğince mahkemenin görevsizliğine ve dosyanın ... Kadastro Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. ... Kadastro Mahkemesinin kapatılması neticesinde dosya ... Kadastro Mahkemesine devredilmiştir.
... Kadastro Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davacının davasının kabulüne, 08.04.2005 ve 16.06.1999 tarihli satış senetlerinin iptaline, davaya konu ... ili, ... ilçesi, ... köyü, 105 ada 116 parsel sayılı taşınmazın davalı ... oğlu 1976 doğumlu ... adına tapuya kayıt ve tesciline, davaya konu ... ili, ... ilçesi, ... köyü, 105 ada 115 parsel sayılı, 105 ada 114 parsel sayılı, 133 ada 27 parsel sayılı taşınmazlar ile aynı yer ... köyü 184 ada 59 parsel sayılı taşınmazın miras payları oranında muris ..."ün mirasçıları adına tesciline karar verilmiş, hüküm davacılar vekili ile bir kısım dahili davalılar ..., ..., ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, Kadastro Kanununun 27. maddesi gereğince genel mahkemeden kadastro mahkemesine aktarılan davadır.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde, genel arazi kadastrosu 19.10.2007 ilâ 19.11.2007 tarihlerinde; 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılan orman kadastrosu ise 15.06.2007 ilâ 16.07.2007 tarihlerinde ilân edilmiştir.
Mahkemece her ne kadar satış senetlerinin iptaline, davaya konu ... ili, ... ilçesi, ... köyü 105 ada 116 parsel sayılı taşınmazın davalı ... adına; ... köyü 105 ada 115 parsel sayılı, 105 ada 114 parsel sayılı, 133 ada 27 parsel sayılı taşınmazlar ile ... köyü 184 ada 59 parsel sayılı taşınmazın miras payları oranında muris ..."ün mirasçıları adına tesciline karar verilmiş ise de, ulaşılan sonuç dosya içeriğine uygun düşmemektedir.
Şöyle ki; somut uyuşmazlıkta; çekişmeli taşınmazların malik hanesi açık olup, mahkemece, 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesi uyarınca gerçek hak sahibi re"sen belirlenecek, davada taraf olmayanlar adına dahi tescile karar verilebilecektir. Dava konusu taşınmazların kadastro tesbit tutanaklarının malik haneleri, 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesi uyarınca gerçek hak sahibi belirlenerek doldurulmak üzere mahkemeye aktarıldığından ve dava konusu taşınmazlardan 105 ada 114, 115 ve 116 parsel sayılı taşınmazların ... köyü 138 ada 1 parsel sayılı orman parseline komşu oldukları da dikkate alınarak ... Yönetimi ile ...si davaya dahil edilerek, 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesi gereğince gösterecekleri delillerle mahkemece re"sen lüzum görülen diğer deliller de toplanıp dava konusu taşınmazların gerçek hak sahibi ya da sahipleri adına tesbit ve tapuya tesciline karar verilmesi gerekmektedir.
Ayrıca, dava konusu taşınmazların bulundukları ... ve ... köyü ile komşu parsellerin bulunduğu ... köyünde orman kadastrosu yapılıp yapılmadığı idareden sorularak, yapılmışsa buna ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilân tutanakları ile taşınmazların bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneği getirtilmemiştir.
Orman sınırlandırılması yapılmayan veya sınırlandırılmanın ilk olarak yapıldığı yerlerde, bir yerin orman niteliğinin ve hukukî durumunun 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. 3116 sayılı Kanun ile sadece devlet ormanları belirlenmiştir. 13.07.1945 tarihinde yürürlüğe giren 4785 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince, aynı Kanunun 2. maddesinde sayılan istisnalar dışında bütün ormanlar devletleştirilmiş; devletleştirilen ormanlardan bazıları sonradan yürürlüğe giren 5658 sayılı Kanun ile iadeye tâbi tutulmuş; İadenin koşulları 5658 sayılı Kanunda gösterilmiştir.
Mahkemece, yukarıda sayılan eksiklikler tamamlanıp, 105 ada 114, 115 ve 116 parsel sayılı taşınmazlar ... köyü çalışma alanı ile ... köyü çalışma alanının sınır olduğu mevkide kaldığından çekişmeli taşınmazlara komşu taşınmazları gösterir ... Köyü ile ... köyü kenarlaştırılmış kadastro paftası örneği getirtilerek dava konusu tüm taşınmazların komşu parsellerine ait kadastro tespit tutanağı ile eğer itirazlı ise dava dosyası, varsa bu parsellere ait dayanak tapu ve vergi kayıtları, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında bu konuda uzman serbest orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir ziraat mühendisi ve bir fen elemanı yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı; çekişmeli taşınmazlar bir bütün olarak düşünüldüğünde 6831 sayılı Kanunun 17/1-2. maddeleri karşısındaki durumu araştırılmalıdır.
Yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazların orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma (Medenî Kanunun 713. maddesi, 3402 sayılı Kanunun 14. ve 17. maddelerindeki) koşulların araştırılması gerekir. Bu cümleden olarak, yapılacak keşifte 1980-1990 yılları arasında hava fotoğrafları ve memleket haritasında taşınmazların o yıllarda ziraat alanı olarak kullanılıp kullanılmadığı, zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı belirlenip, taşınmazların toprak yapısı incelenmeli, çekişmeli taşınmazların fiilî durumunu da belirtir şekilde rapor alınmalı, imar ve ihya üzerinde durulup, bu konuda ve zilyetliğin tespiti yönünden tanık beyanlarına başvurulmalı, tarafların bildirecekleri zilyetlik tanıkları HMK’nın 259 ve 261. maddeleri gereğince taşınmaz başında dinlenip; taşınmazların öncesi itibariyle niteliğinin ne olduğu, kime ait olduğu, zilyetliğin nasıl meydana geldiği, ne kadar süre ile ne şekilde devam ettiği, bunun ekonomik amacına uygun olup olmadığı, dosyada bulunan satış senetleri hakkında bilgileri olup olmadığı, tanıkların bilgi ve görgülerinin hangi eylemli olaylara dayandırıldığı belirlenmeli, yerel bilirkişinin imar ve ihya ile zilyetlik olgusunu hangi olaylarla nasıl hatırladıkları saptanmalı, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
Ayrıca davacılardan ..."ın soyadının “...” olmasına rağmen karar başlığına “...” olarak yazılması ve 105 ada 114, 115 ve 116 parseller ile 133 ada 27 parsel sayılı taşınmazların kadastro tutanaklarında parseller davalı olduklarından parseller arasındaki sınırların kesinleştirilmeden kesik kesik bırakıldığı ve taşınmazların malik ve yüzölçümlerinin mahkemece belirleneceği yazılmasına rağmen mahkemece parseller arasındaki sınıra ve yüzölçümüne dair bir karar verilmemesi de doğru bulunmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacılar vekili ile bir kısım dahili davalılar ..., ..., ... ve ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 21/01/2016 tarihinde oy birliği ile karar verildi.