Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/3214 Esas 2015/15238 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/3214
Karar No: 2015/15238
Karar Tarihi: 23.11.2015

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/3214 Esas 2015/15238 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı, müvekkilinin davalıya borcu bulunmadığını ve takibin iptal edilmesini talep etti. Davalı ise davacının sözleşmede garanti verdiğini savunarak davanın reddini istedi. Mahkeme, davacının kefalet taahhüdü verdiğini kabul etti, ancak kefil olunan miktarın belirtilmediği için kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğuna karar verdi ve davanın kısmen kabul edilmesine karar verdi. Kötüniyet tazminatı talebi reddedildi.
Borçlar Kanunu madde 484 gereğince kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğu açıklandı.
19. Hukuk Dairesi         2015/3214 E.  ,  2015/15238 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - K A R A R -
    Davacı vekili, müvekkilinin..."nin ortağı olduğunu, şirketin diğer ortağı ... ila aralarında çıkan anlaşmazlık nedeni ile fiili olarak ayrıldıklarını, ... adına diğer ortak ...de edilip davalıya teslim edilmiş olan çek vadesinde ödenmediğinden davalının ... aleyhine takip başlattığını, davalının aynı alacak için müvekkili aleyhine de ayrı bir takip başlattığını, taraflar arasında 01.06.2012 tarihli bir alım satım akdi imzalanmadığını, müvekkilinin böyle bir sözleşmeye kefil sıfatıyla imza atmasının sözkonusu olmadığını, müvekkilinin davalıya borcu bulunmadığını ileri sürerek müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, müvekkili ile davacının ortağı olduğu .... arasında 01.06.2012 tarihinde akaryakıt alım sözleşmesi imzalandığını, davacının sözleşmeyi müteselsil kefil-garantör sıfatıyla imzaladığını, borcun ödenmemesi üzerine takip başlatıldığını, davacının halen şirket ortağı olduğunu, davacının imzaladığı sözleşmede vermiş olduğu taahhüdün kefalet değil garanti olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, sözleşmedeki davacı taahhüdünün kefalet taahhüdü olarak ve sözleşmenin davacı tarafça kefil sıfatıyla imzalandığının kabulünün gerektiği, 01.06.2012 tarihli sözleşmede kefil olunan miktar belirtilmediğinden BK 484. maddesi gereğince kefalet sözleşmesinin ve taahhüdünün geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, takibin haksız olduğu ancak takibin kötüniyetle yapıldığının davacı tarafça ispat edilemediğinden kötüniyet tazminatının reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
    Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 23.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.