3. Hukuk Dairesi 2015/20045 E. , 2017/5737 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili; İstanbul Gümrük Müdürlüğünde 2004 yılından 2008 yılı Ağustos ayına kadar görev yapan personele ödenen sosyal yardımlardan, gelir ve gider vergisinin eksik kesildiğini, müvekkili idarece bu durumun tespit edildiğini, kişi borcu olarak adlandırılan bu borcun davalı tarafından ödenmesi konusunda kendisine tebligat yapılmış ise de davalının bugüne kadar her hangi bir ödemede bulunmadığı belirterek, 3584,16 TL hazine alacağının ödeme tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; davacı aleyhine açtığı davada İstanbul 6. Vergi Mahkemesinin 2009/3094 E., 2098 K. sayılı kararında, bu işlemin kesin ve yürütülmesi zorunlu idari davaya konu edilebilecek işlem niteliği taşıyacağından söz edilemeyeceğinden davanın 2577 Sayılı Yasanın 14/3-d maddesine dayanılarak ve 15/1-b maddeleri uyarınca incelenmeksizin reddedildiğini, Anayasa"nın 125/son maddesine göre idarenin kendi eylemlerinden doğan zararı ödemek zorundu olduğunu, idarenin yokluk, açık hata, memurun gerçek dışı beyanı, veya hilesi halleri dışında kalan hatalı ödemelerin ödemelerin yapıldığı tarihten itibaren 60 günlük süre içinde geri istenmediğinden dolayı bu hatalı işlemlerden dolayı sorumlu tutulamayacağını, idari işlem doğrultusunda hukuka aykırı maddi zararın karşılanmasında ve VUK"un ilgili maddelerine göre hataları yapan İstanbul Gümrük Saymanlığının sorumlu tutulması gerektiğini ileri sürerek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, 60 günlük dava açma süresi geçirildiği, dava konusu borcun eksik borca dönüştüğü, rızaen ödenmemesi halinde talep edilemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; sosyal yardım ödemelerinden eksik vergi kesilmesi nedeniyle davalıya yapılan fazla ödemenin tahsiline ilişkin olup, temyize konu uyuşmazlık; yersiz ödendiği iddia edilen dava konusu alacağın sebepsiz zenginleşme hükümleri doğrultusunda davalıdan geri istenip istenemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Kural olarak zenginleşen, başkasının malvarlığından veya emeğinden haklı bir sebep olmaksızın elde ettiği zenginleşmeyi geri vermek zorundadır. (TBK m.77/1) Borç olmayanı rızası ile ödeyen kimse yanlışlığa düştüğünü ispat ettiği takdirde ödediğini geri isteyebilir. Burada kastedilen yanlışlık, eda ile ilgili olup, edada bulunanda bağışlama irade ve arzusunun bulunmadığını gösteren bir yanılmadır.
Bu bağlamda Hukuk Genel Kurulunun 25.12.1984 tarih ve 1982/13-387 E., 1984/997 K. sayılı kararında; herhangi bir şart tasarrufa dayanmayan salt hatalı ödemelerin idare tarafından BK.nun sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri istenebileceği düzenlenmiştir.
Dava konusu fazla ödemenin idarenin bir şart tasarrufuna dayanmadığı, salt hatalı ödemeden kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca mahkemece; herhangi bir şart tasarrufa dayanmayan hatalı ödemenin, sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde istenebileceği gözetilerek, tarafların tüm delilleri toplanıp, varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazı bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 19.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.