Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/12685
Karar No: 2016/963
Karar Tarihi: 28.01.2016

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2014/12685 Esas 2016/963 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2014/12685 E.  ,  2016/963 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 08/04/2014 tarih ve 2004/356-2014/155 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 15/09/2015 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalılardan .... vekili Av. ... ve davalı asil ... ile vekili Av. .... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkilinin davalı banka nezdinde bulunan 100.000 USD ve 36.000,00 TL parasının davalı ... tarafından davacının duyduğu güven nedeniyle verdiği boş imzalı dekontlar kullanılmak suretiyle çekildiğini, davalı ..."ün, zaman zaman küçük kağıt parçaları üzerine davacının parasının miktarını ve tarihini yazıp verdiğini, davacı paranın dökümünü gösteren banka cüzdanını almak istediğinde davalı ..."ün müvekkiline çeşitli bahanelerle hesap cüzdanın dökümlerini vermediğini, bir süre sonra davacının ısrarları üzerine biri vadeli 50.000 dolar diğeri vadesiz 50.000 dolar, üzerinde davacnın adı olan banka cüzdanlarını verdiğini, .... şubesinde davacının hesabında yapılan kontrol sonrasında 7 bin küsur dolar döviz ve TL hesabında ise 19 Milyar TL para olduğunun, başkaca parasının olmadığının anlaşıldığını, davalılar hakkında .... Cumhuriyet Başsavcılığı"na suç duyurusunda bulunulduğunu ileri sürerek, 101.249 Amerikan dolarının 01.12.2003 tarihinden itibaren, 20.000,00 TL mevduatın da 08.09.2003 tarihinden itibaren bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faizi ile birlikte tahsilini, ayrıca 20.000 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tazminini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar vekilleri, davacının .... .... şubesindeki 100.000 ABD doları bulunan hesabını önce Euroya (86.690) çevirdiğini ve daha sonra da bu parasını 26.08.2003 tarihinde 40.000 Euro ve 01.09.2003 tarihinde 46.690 Euro olmak üzere tamamen çekerek hesabını kapattığını savunarak, davanın reddini istemişlerdir.
    Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davalı ..."ün davacıya ait 86.690 Euro parayı zimmetine geçirdiği, davalı bankanın da çalışanının bu haksız hareketinden dolayı oluşan zarardan işveren (adam çalıştıran) olarak sorumlu olduğu, ceza yargılamasında yapılan bilirkişi incelemelerinde zarar miktarının 86.690 Euro olduğunun belirlendiği, olayın oluş şekli, olaydan sonraki yaşanan süreç ve davacının bankadaki paranın geliriyle geçimini sağlaması nedeniyle manevi açıdan ızdırap çektiği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, 86.692 Euro"nun Türk Parası karşılığı 140.679,35 TL nin 01.12.2003 tarihinden itibaren bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne, 10.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
    Kararı, davalılar vekilleri temyiz etmiştir.
    1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalılar vekillerinin aşağıdaki bentler dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2- Dava, davacının davalı banka nezdindeki hesabındaki parasının diğer davalı banka çalışanının usulsüz işlemleri ile çekildiği iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkin olup, dava dilekçesinde 101.249 Amerikan dolarının 01.12.2003 tarihinden itibaren, 20.000,00 TL (20.000.000.000. eski TL) mevduatın da 08.09.2003 tarihinden itibaren bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faizi ile birlikte tahsili istenmiş, mahkemece davanın kısmen kabulüne, 86.692 Euro"nun Türk Parası karşılığı 140.679,35 TL nin 01.12.2003 tarihinden itibaren bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline hükmedilmiştir. Hakimin tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olduğu, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği nazara alınarak davacının talebi nazara alınmaksızın hangi tarihteki kur oranlarının uygulandığı da anlaşılmaksızın istenebilecek bedelin TL karşılığına hükmedilmesi doğru olmadığı gibi, alacağın muaccel olduğu tarihe kadar hesabın niteliğine göre işleyecek faize, alacağın muaccel olduğu tarihten itibaren ise 3095 saylı yasa hükümleri uyarınca belirlenecek faize hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi de doğru olmamıştır. Bu suretle, temyiz edenin sıfatına göre kazanılmış haklar saklı kalmak kaydıyla davada yer alan talep nazara alınarak alacağın belirlenmesi, yine hesap türü, davacının dava konusu ettiği alacağını bankadan talep ettiği tarih gözetilerek faiz başlangıç ve oranlarının tespiti gerektiğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
    3- Davacının manevi tazminat isteminin temelinde, davalıların dava konusu işlemlerdeki kusuru ve sorumlulukları yatmaktadır. Bilindiği üzere, 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 49. maddesine göre, şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namıyla bir miktar paranın ödenmesini dava edebilir. Somut olayda, dava konusu edilen işlemlerde davacının kişilik haklarına tecavüzün bulunduğu sonucuna varılamayacağından, 818 Sayılı BK"nun 49. maddesindeki koşulların oluşmadığı nazara alınarak manevi tazminat isteminin reddine karar verilmesi gerekirken bu istemin kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın temyiz eden davalılar yararına bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) numaralı bentlerde yazılı nedenlerle davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.350 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 28/01/2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

    KARŞI OY

    Mevduat, Bankacılık Kanunu"nun 3. maddesinde tanımlanmış olup yerleşmiş Yargıtay kararlarına göre ödünç ve usulsüz tevdi akdinin unsurlarını içinde barındıran karma ve kendine özgü bir sözleşmedir. Ödünç ve usulsüz tevdi sözleşmelerinin konusunu aynen iade yerine mislen iade borcu doğuran para, misli eşya veya kıymetli evrak oluşturmaktadır. Bu iki sözleşmede de para veya şeyin mülkiyeti ödünç alana veya müstevdiye geçmektedir. Dolayısıyla bankanın da müşterilerinden mevduat olarak tahsil ettiği paralar misli eşya olarak bankanın mülkiyetine geçmektedir. Banka, Bankacılık Kanunu"nun 61. maddesi gereğince mevduatı kendisinden istenildiğinde vade veya ihbara ilişkin şartlar saklı kalmak kaydıyla mevduat sahibine derhal ödemek zorundadır. Banka hiçbir gerekçeyle mevduatı ödemekten kaçınamayacağından, müşterisine karşı Bankacılık Kanunu"nun 61. maddesi ve mevduat sözleşmesine göre sorumludur. Banka çalışanı ile mevduat müşterisinin arasında sözleşme bulunmadığı için çalışanın akdi mesuliyeti bulunmamaktadır. Bu nedenle, banka çalışanının eylemi müşteri için haksız fiil oluşturuyorsa ancak bu takdirde müşteriye karşı banka ile birlikte eksik teselsül hükümlerine göre sorumlu olacaktır.
    Somut olayda, davacının davalı Banka nezdinde bulunan mevduat hesabından davalı Banka çalışanına verilen boş imzalı dekontların çalışan davalı tarafından kullanılması suretiyle çekildiği ve bu suretle zimmete geçirildiği mahkemece kabul edilmiş ve Sayın Çoğunluk tarafından da mahkemenin bu gerekçesi benimsenerek her iki davalı sorumlu tutulmuştur. Ancak, olayın bu oluş şekline göre davalı Banka ile davacı arasında mevduat sözleşmesi bulunmakta olup, banka çalışanının bu paraları emniyeti suistimal veya zimmet suretiyle kendisine mal edinmesi davacıya değil bankaya yönelik haksız fiil oluşturur. Yani haksız fiil, mevduat sahibine değil bankaya yöneliktir. Zira, bankaya tevdi edilen para bankanın mülkiyetine geçmiştir. Zimmete geçirilen para da bankanın parasıdır. Davacının bankadan olan alacağı aynen devam etmektedir. Bu husus, Dairemizin internet bankacılığı nedeniyle bankanın sorumluluğuna dair verdiği tüm kararlarda (örn, 2011/15084 E 2012/21221 K, 2010/12269 E 2010/12911 K, 2009/13324 E 2011/6181 K...) aynen bu şekilde kabul edilmiş, mevduatın mülkiyetinin bankada olması ve davacının bankadan olan alacağının aynen devam etmesi nedeniyle davacının, talebini akidi bankaya yöneltmesi gerektiği gerekçesiyle mevduatın çekilmesinde kusuru bulunduğu ileri sürülen 3. kişilere pasif husumet düşmeyeceği kabul edilmiştir. Somut davada da davacının davalı Banka"dan alacağı aynen devam etmekte olup Dairemizce de mahkemenin buna yönelik kabulü aynen benimsenmiş olduğundan davalı Banka çalışanına bu davada husumet yöneltilemeyeceği gerekçesiyle bozma ilamındaki gerekçelere ilaveten kararın bu yönden de bozulması görüşünde olduğumdan karara katılmıyorum.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi