20. Hukuk Dairesi 2015/639 E. , 2016/703 K.
"İçtihat Metni"İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar ... ve ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... Köyü, 102 ada 7 parsel sayılı 10.338 m² yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden tarla niteliğiyle kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı adına tesbit edilmiştir.
Davacı ..., taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu; ... ise, orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla dava açmışlar; iki dava birleştirildikten sonra, mahkemece, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine ve dava konusu parselin 13.09.2007 havale tarihli krokisinde (A) harfi ile işaretli 294.88 m² bölümünün orman niteliği ile ... adına, (B) harfi ile işaretli 10.043 m² bölümünün tesbit gibi davalı adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacılar ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 30/04/20008 gün ve 2008/2308 E. - 6652 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle: “Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; karara dayanak alınan orman bilirkişi raporunda, eski tarihli resmî belgelerin yöntemince yerine uygulanması sonucu çekişmeli taşınmazın kısmen orman sayılan, kısmen orman sayılmayan yerlerden olduğu doğru olarak saptanmışsa da dava konusu taşınmazın içinde yer aldığı bölgenin önceden Rum yerleşim yeri olduğu, sonradan bir kısmının ... tarafından iskan-tevzi edilmek suretiyle kişiler adına tapu kayıtları oluşturulduğu, daha sonra yapılan arazi kadastrosu sırasında bir kısım parsellerin bu tapu kayıtları revizyon gösterilerek kişiler adına tespit edildikleri gözlenmiştir. Fen bilirkişi taşınmazın 453 numaralı tevzi parseli içinde kaldığını bildirmişse de taşınmaza tevzi yoluyla tapu kaydı oluşturulup oluşturulmadığı, tevzi öncesinde kimlere ait olduğu, zilyetlerinin bu taşınmazları hangi biçimde sahiplendikleri, kaçak ve yitik kişilerden ya da yöreden göç eden Rumlardan kalma yerlerden olup olmadıkları yolunda araştırma yapılmamıştır. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz. Aynı gün Dairede temyiz incelemesi yapılan mahkemenin 2006/74 Dairenin 2008/2684 sayılı dosyasında dava konusu olan aynı köy 125 ada 23 parsel ile daha önce temyiz incelemesi yapılan mahkemenin 2004/149, Dairenin 2006/6511 sayılı dosyasında davaya konu olan 102 ada 9 sayılı parsel hakkında verilen kararlar da eksik incelemeye işaret edilerek bozulmuştur.
Bu nedenle; mahkemece, iskan ve tevzi yoluyla taşınmaz dağıtımına ilişkin tevzi haritası belirtme tutanakları yerel bilirkişi ve fen elemanı marifetiyle çekişmeli taşınmazın bulunduğu alana uygulanarak, tevziye tâbi tutulan alanda kalmıyorsa ne gibi işleme tâbi tutulduğu hususu belirlenmeli, çekişmeli taşınmaz hakkında tevzi tapusu oluşturulmuşsa tapu kaydı komşu parsel dayanak kayıtlarından yararlanmak ve değişmez sınırdan başlamak üzere 3402 sayılı Kanunun 20/c ve 32/3. maddeleri gereğince uygulanmalı, fen bilirkişisine keşfi izlemeye elverişli kroki tanzim ettirilmeli, yerel bilirkişilerden tevziye tâbi tutulan alanın öncesinde Rumlar tarafından kullanılan yerlerden olup olmadığı sorulmalı, bu husus tapu kayıtlarının evveliyat belgeleri ile denetlenmeli, taşınmazın kaçak ve yitik kişilerden kalan taşınmazlardan olduğu saptandığı takdirde, yasa gereği bu nitelikteki yerlerin zamanaşımı zilyetliği yoluyla kazanılamayacağı gözetilmeli ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.” denilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra ... köyünün iskana tâbi tutulduğu, dava konusu yerle ilgili iskan tapusunun bulunamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne ve dava konusu ... köyü, 102 ada 7 parsel sayılı taşınmazın tesbitinin iptali ile aynı vasıf ve yüzölçümü ile ... adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... tarafından nitelik yönünden, davalı ... ... tarafından esasa ilişkin olarak temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 03/10/2013 gün ve .../... - ... sayılı kararı ile ikinci kez bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle: “İncelenen dosya kapsamına, yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporuna göre mahkemenin değerlendirmesi yerinde değildir.
Şöyle ki; her nekadar Dairenin 2008/2308 - 6652 sayılı 30.04.2008 günlü bozma kararında maddi yanılgı sonucu dava konusu taşınmazın kısmen orman sayılan yerlerden olduğu saptanmışsa da, bozma sonrası yeniden yapılan keşif sonucu uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın (A) bölümünün düşük eğimli çalılık, (B) bölümünün orman sayılmayan açık alanda görüldüğünün bildirildiği, tahsis belgesi Tapu Müdürlüğünde şahıs adına tescil edilmediğinden kadastro tarafından tapu kaydı uygulanmadan zilyetlikle tesbit edildiği, tablendikatif cetvelinde dahi davalının babasının malik olarak belirtildiği, dava konusu parsel dışında davalı ve babasına başka bir yer verilmediği, tevzii krokisiyle uyumlu olduğu, babası tarafından arpa, buğday ekiliyorken 1990 yılında ölümü ile davalı tarafından aynı şekilde kullanılmaya devam edildiği, 40 - 50 yıldır zilyetliklerinde bulunduğu, bu haliyle davalı yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu anlaşılmakla, mahkemece, davacılar ... ve ...nin davalarının reddine karar verilmesi gerekirken, aksine düşüncelerle yazılı olduğu gibi hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir.” ifadelerine yer verilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davacılar ... ve ... tarafından açılan davanın reddine, dava konusu ... ilçesi, ... köyü 102 ada 7 parsel nolu taşınmazın tesbit gibi ... ... adına kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacılar ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılmıştır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının ...ne yükletilmesine, ...den harç alınmasına yer olmadığına 21/01/2016 gününde oy birliği ile karar verildi.